SEV Connect - Yaz 2019

54 CONNECT YAZ AHŞAP VE IŞIĞI, MÜZIK VE TASARIMLA BESLEYEREK BIR ARAYA GETIREN SANATÇI OSMAN ALKAN, KENDI YARATTIĞI TEKNIKLERLE ÜRETTIĞI “AYDINLATMA HEYKELLERIYLE” DIKKAT ÇEKIYOR. MÜZISYEN, SES MÜHENDISI, ENSTRÜMAN YAPIM USTASI VE GRAFIK TASARIMCISI OLAN ALKAN, GEÇEN YIL DATÇA VE İZMIR’DE AÇTIĞI IKI SERGISININ ARDINDAN, BU YIL YURT DIŞINA AÇILMAYA HAZIRLANIYOR. Aydınlanan heykeller OSMAN ALKAN ( AC I ’ 96 ) Geçen yıl açtığınız Aydınlatma Heykelleri: “Doğru Zaman” sergisi oldukça ilgi çekti. Aydınlatma Heykeli nedir? Serginin ismi neden Doğru Zaman? “Aydınlatma Heykelleri” dünyanın farklı yerlerinden gelen egzotik ağaçlar kullanılarak, kendi geometrilerinin dışında, farklı formlardan oluşan ışık ve gölge oyunları ortaya koyan, tamamını ellerimle kendi kurduğum atölyemde tek başıma tasarladığım ve yaptığım eserler. Aydınlatma heykelleri için, daha önce dünyada denenmemiş, içinde bulundukları mekânda ışıkla yaşayan tasarım-sanat eserleri diyebiliriz. Bu atölyeyi kurmam, yıllardır üzerinde çalıştığım bu tasarımlarımı hayata geçirmem ve ilk koleksiyonumu hazırlamam birçok deneyimin ve birikimin bir araya gelmesiyle gerçekleşti. Sergilerin başlangıcı, hazırlık süreci daha önce hiç yapılmamış bir sergi kurulumunu planlamak, sevdiğim insanların destekleriyle çok “Doğru” bir “Zaman”da gerçekleşti. İlk koleksiyonumda esinlendiğim ve her birinin ayrı hikâyesi olan 26 parçanın tamamı, bu doğru zamanı ve bu gelişim sürecini anlatıyor. Serginin ismi, benim için aynı zamanda anlamı da… Bu koleksiyon 2018 yılı içerisinde İzmir ve Datça’da sergilendi, hâlen de Instagram üzerinden sürekli güncellediğim bilgi ve görüntülerle herkesle buluşuyor. Heykellerim hem ev hem iş ortamlarında yaşıyorlar ve sonuçtan çok memnunum. Bir hikâyeyi ağaç, matematik ve ışıkla anlatmak mümkün ve ortaya çıkan sonuç inanılmaz. Sıra dışı ve çok-disiplinli bir yaklaşımınız olduğu görülüyor. Bu noktaya gelirken, eğitim ve deneyimleriniz neler oldu? Çok disiplinli, gerçekten çok doğru bir anlatım, çünkü tasarımlarımda hem ışık hem müzik hem de geometri var. 1996 yılında ACI’dan mezun olduktan sonra, Bilkent Üniversitesi İç Mimari ve Çevre Tasarımı Bölümü’nü bitirdim. Eğitimim elbette hayata bakışımı değiştiren bir bilgiyle donattı beni, ancak kendimi bildim bileli yaşam alanları için pratik çözümler üreten biriydim ve eğitimim sayesinde bunu uygulamayı daha da iyi öğrendim. Ancak tüm kişiliğimi şekillendiren unsur, müzik oldu. Ortaokulda kendi kendime çalmaya başladığım bir klasik gitarla müthiş bir dünyaya adım attım. Uyum, malzeme, ses ve müziğin getirdiği doyum ve mutlulukla tasarım gücüm gitgide arttı diyebilirim. Sayısız grup ve sanatçıyla çalıştım, gündüz ve gece çalışmalarımla ışığın ne demek olduğunu kavrayabildim. Sonrasında atölyemi kurdum. Bir atölyede geçen zaman kadar, sanatı ve tasarımı kimlikleştiren daha iyi bir deneyim düşünemiyorum. Deneyimler diye düşünecek olursam, elbette sadece sanat ve tasarım değil; doğa, deniz, Kültür & Sanat

RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=