SEV Connect - Yaz 2021

74 CONNECT 12 Çınarlar seminerde değerlendirilmiş ve sonuçlar yayınlanmıştı. 1995’te ise arkeolojik alanda çıkan mozaiklerin yerinde korunması için İstanbul’da ve Side’de bir kurs düzenlenmişti. Ayrıca Ayasofya'nın mozaik onarımı çalışmalarında ICCROM'un katkıları olmuştur. Eskiden Kimyahane denilen kurumdan modern bir merkez olarak İstanbul Restorasyon ve KonservasyonMerkez Laboratuvarının KurucuMüdürlüğü gibi çok önemli bir görevi üstlendiniz ve öncüsü oldunuz. Bu merkezin kuruluşunu, önemini, sizin buradaki çalışmalarınızı ve bugünkü durumunu biraz anlatabilir misiniz? Topkapı Sarayı’nın dış avlusunda Kimyahane binasının kuruluşu, 1930’lu yıllarda olmuştur. Hatta Avrupa’da en eski konservasyon laboratuvarları arasında yer aldığı bilinmektedir. Topkapı Sarayı’nın eski Has Fırını ve Fodla Fırını olarak kullanılan bu yapı, onarılarak eski eserleri koruma amacıyla, İstanbul Arkeoloji Müzesine bağlı olarak kurulmuştur. Ancak bu kuruluş Türkiye’de yetersiz kaldığından, Kültür Bakanlığı Merkez Restorasyon ve Konservasyon Laboratuvarının kurulmasına karar verilmiştir. 1983 yılında, bu teşkilatı kurmak üzere Kültür Bakanlığından gelen teklifi kabul ederek, İstanbul Üniversitesi Arkeoloji Bölümünden ayrıldım. Merkezi bir laboratuvar kurma düşüncesi, beni hem çok heyecanlandırmış hem de büyük bir sorumluluk yüklemişti. İşe öncelikle Avrupa’da kurulmuş olan bu tip laboratuvarları inceleyerek başladım. Hangi bölümleri kapsadığı, çalışanların nitelikleri gibi ayrıntıları araştırdım. Side Antik Kenti’nin hayatınızda önemli bir yeri olmuş. Side’de çalışmaya nasıl başladınız, kaç yıl sürdürdünüz, bu çalışmalarınızı ana hatlarıyla özetleyebilir misiniz? Side Antik Kenti çalışmalarının hayatımda önemli yeri bulunmaktadır. Side kazısına ilk defa 1963 yılında öğrenci olarak katılmıştım. O sırada Selimiye, küçük bir köydü. Prof. Mansel ve Prof. Dr. Jale İnan’ın 1947’de başlatmış olduğu kazıların bir devamıydı. 1983’te Kültür Bakanlığı tarafından benim görevlendirdiğim tiyatro ve çevresindeki kazı, onarım ve düzenleme çalışmaları 2009 yılına kadar sürdürüldü. Sınırlı ödeneklerle her yıl yaklaşık iki-üç ay çalışabildiğimiz kazı, zor şartlarda yapılabildi. Zaman zaman müteahhitlerin müdahalesiyle, onaylamadığımız işlemler yapıldı. Buna rağmen tiyatro ve çevresi düzenli bir hale getirildi. Daha sonra Eskişehir Anadolu Üniversitesinin desteğiyle ele alınan Side Kazısı'nda çok verimli çalışmalar yapıldı. Prof. Dr. Zeynep Ahunbay ile 1977-1991 yılları arasında, Apollon Tapınağı’nın onarım çalışmalarının yapıldığı sırada aynı ekipteydik. Ayrıca Ayasofya Bilim Kurulunda 1993 ila 2006 yılları arasında birlikte çalıştık. Bu antik kentin dünya ve Anadolu tarihi için önemi kuşkusuz, peki sizin hayatınızda nasıl bir yeri ve önemi var? Side’nin hem Anadolu hem de dünya tarihinde önemi var. İlk çağlarda bölgenin ticaret ve savaş filolarıyla güçlü bir liman kenti olan Side’nin M.Ö. 7. yüzyılda Kyme’nin bir kolonisi olarak kurulduğu söylenir. Tarihi kalıntılardan, Helenistik, Roma ve Bizans devirlerini geçirdiği anlaşılır. Grekçenin Anadolu’da yaygın olduğu dönemde bile Anadolu kökenli dilini kullanmakta ısrar eden tek Pamphylia kenti olan Side, bu dilde “nar” anlamına gelmektedir. Son yıllarda neler yapıyorsunuz? Çalışmalarınıza devam edebiliyor musunuz? Son yıllarda, alandaki çalışmalara devam etmemekle birlikte takip etmeyi sürdürüyorum. Çalışma hayatımda birçok yurt dışı görevim oldu. Bu toplantılar çok yoğun olduğu için Türkiye’yi gezme fırsatım olmuyordu, emekliliğimde bu gezileri yapmaya çalışıyorum. UAAmezunlarında, zorluklara rağmen ilklere imza atmak ve yapılmayanları hayata geçirmek gibi özelliklere tanık oluyoruz. Üsküdar Amerikanın hayatınızdaki yeri ve etkisi hakkında neler söylemek istersiniz? Okuldaki arkadaşlıklarınız ve dostluklarınız sürüyor mu? UAA’nın hayatımdaki etkisi çoktur. Disiplinli çalışma, mücadele etme, her şarta uyum sağlama gibi… Sınıf arkadaşlarımla görüşüyoruz; İstanbul grubu ile ayda bir defa toplanıyoruz. Ankara grubunun da toplandığını biliyorum. Ancak bir senedir pandemi nedeniyle sadece telefonla görüşebiliyoruz. • Meslek yaşamı boyunca birçok arkeolojik kazıya katılan, önce İstanbul Üniversitesi Arkeoloji Bölümünde ardından da Kültür Bakanlığında görev yapan Ülkü İzmirligil, birçok uluslararası organizasyonun içinde yer aldı ve bu çalışmaları nedeniyle takdir ve saygınlık kazandı.

RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=