SEV Connect - Sonbahar 2020

68 CONNECT SONBAHAR Çınarlar çöpü alın demez, örnek olurdu. Ben şimdi bu yaşımda çöp atabiliyor muyum acaba? Aksine etraftan topluyorum.” ÖNCE BEYZBOL, SONRA SQUARE DANCE Bir diğer merak ettiğim konu da home-ec dersleri. O derslerde çok şey öğrendiklerini söylüyor Birkan. Sözü ona bırakıyorum: “Biliyor musunuz ilk ne öğrendik? Fıstık ezmesi. Bize fıstık ezmesi yaptırmışlardı. Sonra upside- down cake ve brownie. Hâlâ yaparım. Tabii Kolej o zaman evliliğe hazırlıyordu. Dikiş dersimiz vardı, hijyen vardı. Yatak yapma, hasta yatağı yapma, tırnakları düz kesme... Hepsini bu derste öğrendik. Demiştim ya okul bize yepyeni bir dünyanın kapılarını araladı. Mesela bize beyzbol öğrettiler. Beyaz ve kırmızı olarak iki takıma bölünür, oynardık. hukuk okuyor. Amcama danıştım, ‘Evladım hukuk her şeyin kapısını açar’ deyince bu bölümde karar kıldım. Çok zevkle okudum. Avukatlık stajından sonra Tuslog’un hukuk bölümünde çalışmaya başladım. Amerikalıların hukukla ilgili bir sorunu olduğunda bana danışıyorlardı. İşimden çok memnundum fakat kızım Sedef’in o sırada bebek olması, eşimin askerliği ve ailedeki bazı sağlık sorunları nedeniyle bir sene sonra kendi isteğimle ayrıldım. Daha sonra eşiminMaliye’deki hesap uzmanlığı görevi nedeniyle farklı şehirlerde ve Paris’te bulunmamız gerektiği için doğru bir karar almışım” diyor. Tuslog’dan ayrılmasından sonra çalışmayı bırakmayan Birkan, Karşıyaka’daki Numune Kız Kolejinde İngilizce öğretmenliği yapar. 13 sene büyük bir mutlulukla bu okulda çalışır. Sohbetimizin sonuna gelirken hem çok değerli bir büyüğüm hem de benim de büyüdüğümZafer Apartmanından komşumuz Birkan’a “Kolej yıllarını özlüyor musunuz?” diye soruyorum. “Hem de nasıl” diye yanıtlıyor: “Rüyalarıma giriyor. Özlemle arıyorum. Bazen de düşünüyorum. Helva pikniği mesela. Bir Tayyar Vapuru vardı, şilep. Tüm okul oraya biniyor, kazanlar, aşçılar… Karantina Adasına gidiliyor, iniliyor, piknik yapılıyor. Yine o vapura biniliyor, şarkılar söylenerek geri dönülüyor. Olacak iş mi bu şimdi? Sonra çok güzel bir anım daha var. 1953’te İtalya gezimiz oldu. Lise 2’deyim, mezunlar, en küçük biz, birkaç öğretmen, Mr. Blake. Bir ay İtalya’yı gezdik. İnanılmayacak gibi değil mi?” Gerçekten de öyle. Sezer Hanım'ın Kolej anıları bir rüya gibi, dinlemesi de okuması da çok keyifli… Çok zevkliydi. Öğrencilerle öğretmenler arasında da maçlar olurdu. Okulda en sevdiğim gün perşembeydi, çünkü square dance vardı. Öğlen teneffüslerinde klasik müzik çalınırdı, hoparlörle Parsons’dan yayın yapılırdı. Mrs. Blake bize müzik dersine gelirdi, bir plak çalar sonra da çalan eseri bilmemizi isterdi.” Gelelim üniversite yıllarına… O dönem Amerikan Kolejinden mezun olduktan sonra üniversiteye gidenlerin sayısı çok az. Bunun iki nedeni var: İlki evlilik, ikincisi ise mezunların iyi İngilizceleri nedeniyle hemen iş bulup çalışmaya başlamaları. Sezer Birsel Birkan da okul biter bitmez arkadaşı Güler ile beraber hukuk fakültesine yazılır. O zaman imtihan yok. Bu bölümü seçmesinde avukat olan amcası etkili olur. “AğabeyimMahmut Birsel hukuk fakültesini bitirmiş. İsmet de • Sezer Birsel Birkan ve eşi Üner Birkan çocukları ve torunlarıyla birlikte, 2003.

RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=