SEV Connect - Yaz 2021

CONNECT 12 89 “TAC, hayatımda ailemden sonraki en önemli renk. Bana ve yaşantıma çok pozitif etkisi var. (…) Önce öğrenci, sonrasındaysa mezun, veli ve çalışan olarak bu camianın bir parçası olmaktan hep mutluluk duydum.” adını haykırması ve kampüs içinde dolaştırılması dün gibi aklımda. TAC’den sonra tekrar okulda çalışmaya başlayana kadar neler yaptınız? Yıldız Teknik Üniversitesinde Bilgisayar Mühendisliği okudum. Daha mezun olmadan, bir dönem Vakıf Başkanlığı da yapan Güner Baykal Abimizin firmasında çalışmaya başladım. Kısa bir süre sonra Tarsus’ta bulunan Berdan Tekstil Fabrikasına mühendis olarak geçiş yaptım. Sırasıyla IT Müdürü, Finansman Müdürü ve Genel Müdür Yardımcısı olarak kesintisiz 21 sene çalışma hayatım oldu. Bu sürenin içerisine, 1999 seçimlerinde TBMM milletvekili adaylığını da sıkıştırdım. Sonrasında kendi işimi kurarak profesyonel hayatıma ara verdim. 1982 yılında mezun olup 40 yıl kadar sonra tekrar okulda çalışmaya başlayınca neler hissettiniz? Her gün yine TAC’nin kapısından girmek size neler hissettirdi? Üniversiteden sonra Tarsus’ta yaşamaya devam ettiğimden okuluma hep ulaşır durumdayım. Bir vesileyle kampüse sonra, her profesyonelin gönlündeki müteşebbis sese kulak verip, kendi işimi yapmak üzere ortaklı bir şirket kurup ticarete atıldım. Ortaklık zor zanaat. Her şeye rağmen verimli geçen beş senenin sonunda şirketten ayrılma kararı aldım. Bu süreçte bir gün bir Abim’den telefon aldım. Okula bu pozisyon için profesyonel aradıklarını ve beni düşündüklerini söyledi. Çok şaşırmıştım. Çünkü ayrılma kararımı kimse bilmiyordu. Tesadüf de olsa zamanlaması inanılmaz derecede isabetliydi. Çalışma hayatıma bir es verip gönlümdeki seyahatleri yapma planlarım varken, kendimi bir anda okulumda Mali ve İdari İşler Müdürü olarak buldum. Gerilere dönersek TAC’de okumaya başlamanız nasıl oldu? Ailede başka TAC’liler var mıydı? Hem baba hem de anne tarafım, nesiller boyu Tarsus’ta yaşamış. Ben de halen Tarsus’ta yaşıyorum. Dolayısıyla ailemin eğitim ideali, çocuklarını Tarsus’ta okutmak olmuş. Sınavı kazanınca tereddüt etmemişler ve beni 1975 yılında okuluma kaydettirmişler. Ben de tereddüt etmedim; her iki çocuğum da (Hacıhan Özünlü-TAC’12 ve Asena Özünlü-TAC’15) sınavda başarılı olarak TAC’ye girme hakkı kazandılar ve mezun oldular. Okuldaki öğrencilik yıllarınızda neler yaptınız? Sizi etkileyen dersler, idareci ve öğretmenler kimlerdi? Unutamadığınız bir anınızı paylaşabilirseniz çok seviniriz… Okuduğumuz dönemlerde, ulaşabildiğimiz tek görüntülü iletişim aracı televizyondu. Günlük hayat daha çok bölgeseldi. Yani daha çok Çukurovalı idik. Hazırlık sınıfında başta İzmir, İstanbul, Ankara ve Antakya’dan gelen arkadaşlarla kültürel alışveriş deneyimi yaşamak değişik bir tecrübeydi. Hocalarımızın her biri ayrı bir değerdi. İnsan olmanın ortak paydası mertliği, dürüstlüğü, hoşgörüyü, kişiye saygıyı (özellikle yabancı öğretmenlerden) onlardan öğrendik. İsim vermek diğerlerine haksızlık olur. Ama cebire (algebra) olan ilgimden, matematik hocalarımız Mr. Hindle ve Linda Bakkaloğlu’nu iyi hatırlıyorum. Çok iyi öğretmenlerdi. Bir karnaval akşamı, bir grup öğrencinin kesintisiz 40 dakika ve nereye dönse önünü kesecek şekilde, yüzüne “Mr. Hindle” diye tezahürat etmeleri, sonrasında adamın gaza gelerek omuzlarda kendi gittiğimde, okulun bahçesi beni hep pozitif etkiledi. Bahçenin insana huzur, iyimserlik veren farklı bir enerjisi olduğuna inanıyorum. Ne mutlu ki, bu mekâna şimdi iş için her gün geliyorum. TAC’den mezun biri olarak TAC’de profesyonel görevle çalışmanın nasıl farkları var? Zorlukları ve avantajları neler? En önemlisi, ortamı ve yapıyı iyi bildiğinizden, çok rahat doğru öngörüde ve/veya yorumda bulunabiliyorsunuz. Çoğunlukla olumlu etki yaratıyor, ama bazen de “yine mi” bakışlarını üstünüzde hissediyorsunuz. Biraz gerginlik yaratıyor kendinizde. Ama ortamı ve geçmişi iyi bildiğinizden yerinde karar vermenin tatmini de oluyor. Okullarında profesyonel olarak çalışabilecek mezunlara neler söylemek istersiniz? Her şeyden önce TAC’de harika bir çalışma ortamı var. Olanakları sınırsız. Manevi tatmin derecesini söylemeye bile gerek yok. Tereddüt etmesinler. Şiddetle tavsiye ederim. TACmezunlarının arasında vemezunların okullarıyla çok sıkı bağları var. Son olarak, TAC’nin sizin hayatınızdaki yeri, önemi nedir? Okulun size en büyük katkısı ne olmuştur? TAC, hayatımda ailemden sonraki en önemli renk. Bana ve yaşantıma çok pozitif etkisi var. Kendimi sonsuz bir networkün içinde hissediyorum. Düşünsenize, 1986 yılından beri her cumartesi, imkânı olan mezunlar okulda bir araya gelip basketbol oynuyor. Ve tabii ki sonrasında bira, lahmacun ve kebap ziyafeti. Tarsus Basket Grubu, kısaca TBG diye adlandırdığımız bu oluşumun, pandemi izin verirse bu sene 35. yılını kutlayacağız. İlk oynadığım yıllarda dünyada olmayan oğlum Hacıhan, 2012 yılında TAC’yi bitirdikten sonra TBG üyesi oldu. Aynı parkenin üstünde hâlâ aynı rekabet içerisinde kurucu abilerim, ben ve benden 30 yaş küçük oğlumla bir arada basketbol oynamanın keyfini anlatamam. Önce öğrenci, sonrasındaysa mezun, veli ve çalışan olarak bu camianın bir parçası olmaktan hep mutluluk duydum. Okuluma borcumu geri ödeme gayreti içerisindeyim. TAC, mezun olunamayan okuldur.

RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=