SEV Connect - Yaz 2021

CONNECT 12 71 iyi hazırladığını düşünüyorum. Eğitimime, AmsterdamÜniversitesinin İletişimBilimi Bölümünde devam ediyorum. Yelkene ilginiz nasıl başladı, bu zamana kadarki çalışma ve başarılarınızdan bahsedermisiniz? Yelken maceram sekiz yaşında, Fenerbahçe Yelken’de optimist yaz kursuna katılımımla başladı. Bu, iki haftalık bir kurstu ve yaz mevsiminin sonunda kış takımına seçilecek kişilere ulaşılacağı söylenmişti. Kış takımına seçildiğimde ve antrenmanlar başladığında, yelkenin yazın olduğundan çok daha zorlu bir spor olduğunu anladım. Kar, kış, yağmur demeden geçen antrenmanlar sonrası, önce B sonra A takımına seçildim. Bu sürede, yıl içerisinde ilkokul 5’inci sınıftan itibaren Optimist Türkiye Şampiyonaları ve kamplarına katıldım. 2015 yılında ise çift kişilik 420 teknesinde yarışmaya başladım. Partnerimle, rakiplerimizi yakalamak için daha çok çalışmamız gerekti. Hafta sonu antrenmanlarına, hafta içi deniz ve kara antrenmanlarını da ekledik. Yarıştığımız sınıf; sürat, güç kondisyon ve manevra dışında uyum, teknik ve en ince detayına kadar ayar kontrolü gerektirdiği için, okul sonrası yorucu olsa da antrenmanlarımız güneş batana kadar devam ediyordu. Çabamızın karşılığını, katıldığımız ilk Türkiye Şampiyonası’nda kızlarda ikinci olarak aldık. Daha sonra milli takım kamplarına çağrıldık ve 2016 yılında Balkan Şampiyonası’nda kızlarda ikinci olarak ülkemizi temsil ettik. 2016- 2017 yıllarında Türkiye Şampiyonalarında aldığımız başarılı derecelerle Ulusal Rank’de ilk üçte yer aldık. Aynı yıl, Türkiye Yelken Federasyonu tarafından verilen Başarılı Sporcular Ödülü’ne layık görüldük. 2018’de Ulusal Rank’deki üçüncülüğümüzü ikinciliğe taşıdık. Daha sonra Portekiz’de düzenlenen Avrupa Şampiyonası’nda gümüş grupta birinci olarak, Türkiye’nin en iyi kız derecesini yaptık. Texas Chorpus Christi, ABD’de düzenlenen ISAF Gençler Dünya Şampiyonası’nda da 10’uncu olduk. Sporcu öğrenci olmak nasıl bir hayat? Akademik hayatı sizce nasıl etkiliyor? Sporcu olmak size neler kazandırmıştır? Sporcu öğrenci olmak, iki kat sorumluluk almak demek. Ne kadar fazla antrenman yaparsanız, o kadar kendinizi geliştirirsiniz; bu nedenle spor için yaptığınız fedakârlıkları gün geçtikçe artırmanız gerekiyor. Benim için bu fedakârlıklar ilkokulda hafta sonu arkadaşlarımın doğum günlerine gidemememle başladı, yaz tatillerinde sadece iki hafta tatil yapmam, okul günlerini kaçırmam, sunumları video kayıt olarak göndermem, telafi sınavlarına girmem ve okul çıkışında havaalanına, yarışlara ve kamplara gitmemle devam etti. Yıl içerisinde yaklaşık 70 gün devamsızlık yapıyordum. Her sene hem yelken faaliyet takvimini hem de okul akademik takvimini inceliyor ve kendime yıllık bir plan yapıyor, hedeflerimi ona göre belirliyordum. Zamanımın kısıtlı olması, bana zamanın kıymetini ve planlamanın önemini gösterdi. Doğa sporu yapmam, beni her koşula hazır olmaya ve değişken faktörler ve kriz anlarında ani müdahaleler yapmaya hazırladı. Bu, okulda yaptığım sunumlarda kendime olan güvenimi ve inancımı artırdı. En önemlisi spor yapmam, bana her zaman sakin kalmayı, motivasyonumu yüksek tutmam gerektiğini, denemeye devam etmeyi ve her zaman öz değerlendirme yapmayı öğretti. Bir yarış sonrasında kendi performansımı değerlendirip, eksikleri ve üstünde çalışmam gerekenleri belirledikten sonra dinlendiğim ve yeniden başladığım gibi, aynı süreci sınavlarda, sunumlarda, raporlarda ve uzun vadeli hedeflerimde de uyguladım. Şu an üniversite yaşantımda sporcu olmanın bana kazandırdıklarını, yeterliliklerimi düşünürken daha net görebiliyorum. Sporcu öğrenci olarak SAC’nin yaklaşımı hakkında neler söylemek istersiniz? Üniversiteye girişinizde sporcu olmanızın burs veya farklı alanlarda faydaları, katkısı oldu mu? Milli takım kampları, Türkiye Şampiyonaları, yarış hazırlık kampları ve uluslararası yarışlar sebebiyle okula çok sayıda devamsızlık yapıyordum. Bazı zamanlar telafi sınavının telafisine de girdim. Kamplara ve yarışlara gitmeden önce mutlaka okulu ve tek tek öğretmenlerimi bilgilendiriyor ve işlenecek konuları öğreniyordum; vakit buldukça da ders çalışıyordum. Bu konuda öğretmenlerim kadar arkadaşlarım da çok yardımcı oldular ve her derste ne yaptıklarını anlattılar. Milli takım seviyesinde spor yapmam, uluslararası başarılarım, SAC’de aldığım eğitim ve bana kazandırdıkları; hayalimdeki okula, dünya akademik üniversiteler sıralamasında son üç senedir birinci olan Communication Science Bölümüne başvurduktan iki gün sonra kabul almamı sağladı. Bunun nedeni de yelken yaparken karşıma çıkan zorluklar karşısında çabalayarak kendi sınırlarımı aşmam ve bunu hayatımın diğer alanlarında da kullandığımı göstermem oldu. Yelkenle ilgili neler yapıyorsunuz? Üniversitede ve sonrasında spor ve yelkenle ilgi planlarınız var mı? Sporcu öğrenci arkadaşlarınıza neler söylemek istersiniz? Hollanda’da olduğum için, beş senedir beraber yarıştığım partnerimden ayrıyım. Her ne kadar pandemi şartları zorlaştırsa da başka bir sınıfta yelken serüvenime devam edeceğim. Gün geçtikçe sporculara sunulan fırsatlar daha da artıyor. Bu, spora başlamak ve en önemlisi sporu asla bırakmamak için çok motive edici. Profesyonel spor yapan öğrenci arkadaşlarıma, onları diğerlerinden ayıran tutkularını bırakmamalarını söylemek isterim. “Kamplara ve yarışlara gitmeden önce mutlaka okulu ve tek tek öğretmenlerimi bilgilendiriyor ve işlenecek konuları öğreniyordum; vakit buldukça da ders çalışıyordum. Bu konuda öğretmenlerim kadar arkadaşlarım da çok yardımcı oldular ve her derste ne yaptıklarını anlattılar.” G E L E C E Ğ İ M İ Z G E N Ç L E R İ M İ Z

RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=