SEV Connect - Yaz 2021

CONNECT 12 67 bir sözü vardır: “Ne iş yaparsan yap mutlaka elinden gelenin en iyisini yapmaya çalış.” Akademik veya profesyonel açıdan değil, yapılacak ufak ev işi olsa bile… Mutlaka en iyisi olmalısın demezler, ama elinden gelenin en iyisini yapmalısın derler… Eğitim hayatımın her adımında da hep bu sözle özdeşleştirdim kendimi. Bundan dolayı ACI’da hem akademik hem de sosyal açıdan aktif olmaya özen gösterdim. Hazırlık yılında İleri İngilizce sınıfının birincisi olmam, Amerika’daki Rochester Üniversitesi tarafından verilen Bausch ve Lomb Onursal Bilim Ödülü’ne layık görülmem, çeşitli uluslararası matematik olimpiyatlarında altın ve gümüş madalyalar almam, ACI Matematik Departmanı tarafından Akademik Mükemmellik sertifikasıyla onurlandırılmam ve okuduğum her yıl onur listesine girmem, hep gurur duyduğum anılarım. SEV’den de ikincilikle mezun olduğum için hazırlık yılı boyunca burslu okudum. IELTS ve DELF yurt dışı lisan sınavlarında da en yüksek puanları alarak hem okulumun birincisi oldum hem de İzmir’de dereceye girdim. Ayrıca katıldığım çeşitli kulüpler ve sosyal servislerde liderlik pozisyonlarında bulunduğum için, mezun olurken hem ACI Özel Ödülü hem de ACI Altın Kolye alma şansım oldu. Tüm bu bahsettiklerimi annemin ve babamın sözünü somutlaştırmak, hayata geçirmek olarak görüyorum. Başarı zaten bununla birlikte geliyor. ACI genç bir bilim insanı, bilime meraklı öğrenciler için nasıl bir okul? Nasıl bir ortam ve destekler vardı? ACI, özellikle de IB diploması almak, bilime meraklı öğrenciler için doğru bir başlangıç noktası diyebilirim. Bence bilim insanı, etrafındaki problemleri tespit edip, bunların nasıl giderilebileceği hakkında çözümler üretir. Bunun için de donanımlı bir bilim insanı, çevresini iyi gözleyen, kendini ifade etmesini bilip toplumla güçlü iletişim kuran bir birey olmalıdır. ACI, bu bahsettiğim meziyetleri genç yaştan itibaren geliştirmemi sağladı. IB’de yüksek seviye matematik, kimya ve biyoloji dersleri aldım. Bilimsel bir dil kullanarak laboratuvar raporları yazmak, deney sonuçlarını sınıfta tartışarak değerlendirmek ve en önemlisi öğretilen konseptleri ezberlemek yerine sorgulayıp araştırmak, bana bilimsel yöntemin temellerini aşıladı. Ayrıca IB programının bir parçası olarak son sınıfta kendi deneylerimi tasarlayıp, matematik teoremleri araştırarak yeni kavramlar geliştirdim. Bu süre boyunca örneğin IB matematik öğretmenim, bir tez hocası gibi benimle haftalık görüşmeler yapıp, projemde geliştirebileceğim yönleri gösterdi. Daha önce bahsettiğim Bausch ve Lomb Onursal Bilim Ödülü’ne de beni Yurt Dışı Üniversiteler Danışmanımız ve Ofisimiz aday göstermişti. O ödüle layık görüldüğüm için, Rochester Üniversitesine gitmeyi seçersem burslu okuyabilecektim. Kısacası, ACI’da inşa ettiğim bu temel, Columbia Mühendislik Fakültesinde sağlam adımlarla ilerlememi sağladı. Eğer bir tutkunuz, öğrenme isteğiniz ve hayaliniz varsa, ACI’da size destek olacak öğretmenler, yöneticiler, kulüpler mutlaka bulabilirsiniz. Columbia Üniversitesine girişinizde ACI’ın ve okulda yaptıklarınızın nasıl bir etkisi oldu? Columbia Üniversitesi, Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunan ve Sarmaşık Ligi’nde yer alan sekiz üniversiteden biri. Sarmaşık Ligi, akademik mükemmeliyet ve öğrenci seçiciliği ile bilinir. Örneğin, Columbia’nın benim başvurduğum seneki kabul oranı yüzde 6,94. Ben de başvurduğum yıl erken kabul alan sayılı öğrencilerden olma gururunu yaşamıştım. Bu kadar detaylı anlatıyorum çünkü kabul süreci Türkiye’den biraz farklı. Başvururken, standardize test puanlarınızın ve okul ortalamanızın yanı sıra sizden özgeçmiş, tavsiye mektupları ve kendinizi tanıtan çeşitli kompozisyonlar göndermenizi istiyorlar. Yani yeterli puanları almak sadece ilk adım. Başvuru komitesi eğer sizi kabul ederse, kampüse nasıl bir yarar sağlayıp farklılık getirebileceğinizi düşünerek dosyanızı inceliyor. Onlar bunu “bütünsel başvuru süreci” olarak adlandırıyorlar. ACI’da gösterdiğim akademik başarı, aldığım kuvvetli İngilizce eğitim SAT, TOEFL, IELTS gibi sınavlarda yüksek puanlar almamı sağladı. Ancak bunun dışında çeşitli kulüplerde yer alıp sosyal sorumluluk projeleri yürüttüm. Örneğin, LÖSEV Sosyal Servisinde başkanlığı üstlenip dönem boyunca minikler için keyifli aktiviteler düzenledik. ACI-Live TV ve ACI-Radyo’da canlı yayında kendi programlarımızı yapıp, etkinliklerde yöneticilerimizle röportajlar yaptık. Düşünün; sadece 15-16 yaşındasınız ve canlı yayında sizi yüzlerce kişinin izlediğini bilerek, ACI’ın yabancı müdürüyle Bahar Günü’nde röportaj yapıyorsunuz… MUN Kulübü ile katıldığım yurt dışı konferanslarında yaptığım konuşmalar, tanıştığım ve hâlâ kopamadığım arkadaşlarım da dünya insanı olmama katkı sağladı. Uluslararası bir ortamda okuma isteğimin bir diğer nedeni de Yurt Dışı Danışmanlık Ofisi aracılığıyla gittiğim yaz okulları. Georgetown, Cambridge, Brown ve Yale’de yaz boyunca dersler alıp oradaki hocalarla tanışma fırsatım oldu. Zaten bu programlarda gösterdiğim başarılardan da Columbia’ya başvururken referans mektuplarında ve kompozisyonlarda bahsedilmişti. Aslında lise hayatım “ASLINDA LISE HAYATIM BOYUNCA YAPTIĞIM HER ŞEY (KENDIMI GELIŞTIRMEK, BOLCA ÖĞRENMEK, DÜNYANIN DÖRT BIR YANINDAN INSANLA KONUŞMAK GIBI) BUNDAN SONRAKI HAYATIMDA NELER YAPMAK ISTEDIĞIMI ŞEKILLENDIRDI DIYEBILIRIM.” G E L E C E Ğ İ M İ Z G E N Ç L E R İ M İ Z

RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=