SEV Connect - Yaz 2021
CONNECT 12 61 TAC’ye giriş öykünüz ve TAC Spor Basketbol Takımı döneminiz nasıl başladı? TAC Spor Kulübü ile Basketbol Gençler Ligindeki (BGL) başarılarınızla ve takımla ilgili neler söylemek istersiniz? Her şey Beşiktaş ile Isparta Küçük Erkekler Türkiye Şampiyonasında iyi bir performans sergilememle başladı. Daha önce Tarsus Amerikan’ı hiç duymamıştım. Tarsus Amerikan’ı ilk kez, turnuva bittikten ve ben eve döndükten sonra duydum. Babam ve annem beni karşılarına alıp TAC’yi söylediklerinde, “Anne, Tarsus nerede?” diye sorup telefonumdan nerede olduğuna bakmıştım. Ardından TAC’den bir antrenörün beni çok beğendiğini ve bizi okulu ziyarete çağırdıklarını söylediler. Başta hiç sıcak bakmadım, çünkü ailemden uzak kalmak istemiyordum. Stickler’ı gördüğümde her şey değişti. Ziyaretimiz bittiğinde, Tarsus Amerikan’a gitmeye çoktan karar vermiştim. TAC’deki basketbol hayatım, 2015’in Ağustos ayında, Tarsus’a gelmemle başladı. 11. sınıftayken TAC SK ile BGL’ye ilk kez katıldık, sezonu 10. sırada bitirdik ve play-off şansımızı sonmaçta Beşiktaş’a yenilerek kaçırdık. BGL’de ikinci senemde ise Covid-19 salgını nedeniyle sezonu yarıda bırakmak zorunda kaldık. Bu yıl, takımın birkaç maçını izleme şansım oldu ve takımda neler olup bittiğini takip etmeye çalıştım. Bu seneki takımdan bir basketbolsever olarak memnundum, ama bir TAC’li olarak önceki senelerde de olduğu gibi hiç memnun değilim, çünkü TAC ismi taşıyan bir spor kulübünde TAC’li oyuncuların azınlıkta olması, bir TAC’li olarak bana biraz tuhaf geliyor; mesela bu seneki BGL takımındaki 18 kişilik kadroda sadece dört TAC’li oyuncu vardı. Carroll College’a ve basketbol takımına kabul süreciniz nasıl oldu? Bu süreç çok stresliydi, çünkü basketbol takımına kabulümAmerika için tercihlerin bitmesine son iki gün kala geldi. Bu vesileyle, Amerika’da basketbol oynama şansı bulmanın ne kadar zor olduğunu anladım; çünkü aldığım yüzde 25’lik akademik bursun yanında bir de sporcu bursu almadım. Sadece akademik bursla şu an Amerika’dayım. Okula kabulümde TAC’deki akademik başarılarımın çok faydası oldu, çünkü Carroll’da (sadece bizim okulda değil bu, tümAmerika genelinde) basketbol oynayabilmek için sadece basketbolda başarılı olmanız yeterli olmuyor, aynı zamanda akademik olarak da başarılı olmanız gerekiyor. Bunun neden bu şekilde olduğunu buradayken daha da net bir şekilde anladım; çünkü burada oynadığım basketbol ligi (NAIA D1) her sömestirin ortasında sizden en az 2.0 GPA (yüzde 70 ortalama) istiyor. Eğer bu ortalamayı tutturamazsanız, ertesi dönemmaçlarda ne kadar da iyi oyuncu olsanız mücadele edemiyorsunuz. Bildiğim kadarıyla TAC tarihinde NAIA’de oynamış hiçbir mezun abim ya da ablam yok, ancak NCAA D1’de (ABD'deki diğer kolej ligi) oynamış ilk Türk basketbolcu TACmezunu Can Sonat Abi. Kısaca takımınızı vemaçlardaki performansınızı anlatabilirmisiniz? Aslında Carroll’daki ilk günlerimde çok zorlandığımı söyleyebilirim, antrenman temposu ve Amerikan basketbolundaki farklılıklar nedeniyle ilk 2-3 ay çok zorlu geçti. Antrenmanlara ayak uydurmam çok uzun sürdü, zaten ilk 2-3 ay, maç başına ortalama 5 dakika süre almışımdır. Başlarda zorlanmış olsam ve az süre almış olsam da bu süreç beni basketbola daha da yakınlaştırdı. Beni, kendimi daha çok zorlamaya itti. Zaten kendimi zorlayıp geliştirdikçe, maçtan maça aldığım süre de artmaya başladı. Genel olarak maçlardaki performansımı değerlendirecek olursam, bir çaylak olarak aldığım süreyi olabildiğince iyi değerlendirdiğimi düşünüyorum. Antrenörüm de benimle aynı fikirde ki, sezon sonuna doğru maç başı 20 dakika süre almaya başladım, gittiğimiz ulusal turnuvada da bu süreleri almayı sürdürdüm. Şu an takım olarak gelecek sezon ulusal şampiyon olmayı hedefliyoruz, benim kişisel hedefimse bu süre zarfında takıma daha da çok katkı sağlamak. ABD’deki basketbol kariyerinizde hedefleriniz nelerdir? NAIA ligi aslında üç farklı turdan oluşuyor. Turlardan ilki Konferans Ligi. Her Konferans aslında bir bölgedeki takımları temsil ediyor. Bizim konferansımızın ismi de Frontier Conference ve Montana ağırlıklı olmak üzere bu bölgedeki okulları temsil ediyor. NAIA’de şampiyon olmak için öncelikle bu ligi birinci ya da ikinci bitirmeniz gerekiyor. Ardından ulusal turnuva için iki maçlı bir ön eleme oynuyorsunuz, iki maçı da kazanırsanız ulusal turnuvaya katılmaya hak kazanıyorsunuz. Ardından ulusal turnuvada sona kalan 16 takımdan en iyisi olmaya çalışıyorsunuz. Biz geçtiğimiz sene son sekiz takım arasında kalmayı başardık. Önümüzdeki sene için en büyük hedefim, ulusal şampiyonluğu kazanan takımın önemli parçalarında biri olmak. Sporcu öğrencinin hayatı zormudur? Carroll’da nasıl bir temponuz var? Hayatta ne kolay ki, sporcu öğrenci olmak kolay olsun. Carroll’da Student Athlete (sporcu öğrenci) olmanın ne anlama geldiğini anladım; çünkü derslere ve ödevlere o kadar zaman ayırmanız gerekiyor ki, bir süre sonra hayatınız basketbol ve derslerden ibaret oluyor, özellikle de mühendislik okuyorsanız. Hayatım, TAC’de de yoğun geçiyordu, ama bu kadar yoğun değildi. TAC’nin basketbolda çok köklü bir geçmişi var. Bunun sporcu kimliğinize ve bugünkü hayatınıza nasıl bir katkısı oldu? Öncelikle eğer ben TAC’de okumamış olsaydım, kesinlik basketbolu ve derslerimi birlikte yönetemezdim. Hatta şu an Amerika’da okuyor olmazdım. Bence TAC, Türkiye’de sporculara, özelikle de basketbolculara bu olanakları sağlayan tek okul. Bunların yanı sıra mezunların okula bağlılığı öğrencilere birçok kapıyı açıyor. Okuldaki abilik-ablalık bağı ve mavralar, TAC’yi Türkiye’de okunulabilecek en iyi okul yapıyor bence. Kısacası TAC sizi hayata hazırlıyor. Eğer okulda okurken bu değerlere sahip çıkarsanız, beş senenin sonunda hayata karşı dik duran bireyler olarak okuldan mezun oluyorsunuz. “ÖNÜMÜZDEKI SENE IÇIN EN BÜYÜK HEDEFIM, ULUSAL ŞAMPIYONLUĞU KAZANAN TAKIMIN ÖNEMLI PARÇALARINDAN BIRI OLMAK.” G E L E C E Ğ İ M İ Z G E N Ç L E R İ M İ Z
RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=