SEV Connect - Yaz 2021

32 CONNECT 12 Portreler pandemi sürecinin uzamasının getirdiği psikolojik zorlukları aşma ihtiyaçlarına cevap veren, sadece işte değil, hayatın bütününde önemli becerileri çalışıyoruz ekiplerle. Felsefe, edebiyat, psikanaliz ve görsel sanatlar, iyi ve akıllı yaşam oluşturmada nasıl bir role sahip size göre? Bu disiplinlerin her biri, insanın varoluşuna dair meseleleri, büyük soruları, en derin umutları ve acıları farklı biçemleri ve teknikleri kullanarak sorguluyor. Tarihin ve bugünün en büyük düşünürlerinin ve yaratıcılarının “Nasıl yaşamalı?” sorusuna dair önerileri, tartışmaları, projeleri ve yeni soruları bize felsefe, edebiyat, psikoloji, sanat eserleri aracılığıyla ulaşıyor. Felsefe ve psikoloji belki bu önerileri daha doğrudan yapıyor. İyi bir roman okurken edebiyatçının sizi kıskıvrak yakalayan ve bilinçdışınızı harekete geçiren vurucu tek bir cümlesini hatırlayın. Ya da sizi büyüsü altına alan bir resme bakarken içinizde ayaklanan ve daha önce farkında olmadığınız duyguları düşünün. The School of Life’da tarihin en değerli taşlarını ve eserlerini su yüzüne çıkarmak ve bugüne uyarlamak için bir nevi arkeolojik kazı ya da madencilik çalışması yapıldığını düşünebilirsiniz. Teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin, yaşam koşulları ne kadar değişirse değişsin, insanın en temel dertleri ve özlemleri baki… Hepimiz sevmek ve sevilmek; bize özgü en derin yeteneklerimizi ortaya koyabileceğimiz, başarılı hissedebileceğimiz işlerle uğraşmak ve iz bırakmak; diğer insanlarla, toplumla, doğayla, sanatla bizi zenginleştirecek ve hayatımızı anlamlı kılacak bağlar kurmak istiyoruz. Bu nedenle hepimizin bu kısıtlı zamanda hayatın içinde yol alırken, bize zaman kazandırması için rehberliğine ihtiyaç duyduğumuz kullanışlı, pratik ve aynı zamanda entelektüel stimülasyon (uyarılma) da sağlayacak iyi fikirlere ihtiyacımız var. Hepimizin klasik okul yıllarından sonra da zaman zaman uğramak isteyeceği bir hayat okuluna ihtiyacı var. Aldığınız geri bildirimler doğrultusunda, The School of Life katılımcıların hayatına nasıl dokunuşlarda bulunuyor? Hem konu, atölye başlığına dair daha önce belki katılımcımızın sezdiği ancak su yüzüne yeterince çıkmamış karanlık ve aydınlık yönleriyle bu hayattaki benzersiz yolculuklardan biri. Amerikan Okullarından mezunların da (örneğin Banu Kanıbelli) programınıza katıldığını görüyoruz. Aynı kültürden geldiğiniz okuldaşlarınızla aynı projede bulunmak, nasıl bir motivasyon sağlıyor? Hayata ortak temel değerlerle baktığımız insanlarla bir araya gelmek istiyoruz. Böyle insanlara güveniyoruz. Aslına bakarsanız bundan fazlası var; akademik kadroda epey İzmir kökenli de var. Dediğim gibi, ortak değerlerin, bakış açılarının ve bunun sağladığı karşılıklı güvenin rolü büyük. Elbette markanın rengi, değerleri, içerdikleri ve vaat ettikleri esas olarak projenin etrafında toplanan topluluğu ve bireyleri belirliyor. Ve güvendiğiniz, aynı dili konuştuğunuz insanlarla, ama “yankı odası” tuzağına düşmemeye dikkat ederek ve çeşitliliği koruyarak çalışmak önemli bir motivasyon sağlıyor. “Enter to learn, depart to serve”… ACI’ın bumottosuyla bugün kurucusu ve direktörü olduğunuz kurumun çalışmaları arasında bir bağ varmış gibi görünüyor; siz ne dersiniz? Katılıyorum. Mottomuz benim de içime işlemiştir. The School of Life, bana yoldaşlık ettiği gibi, bu öğretiler bütününü bireylere ve topluma sunma fırsatını da verdi ve vermeye devam ediyor. Öğrenme kısmı ise hiçbir zaman bitmiyor. detaylarda bireysel farkındalık sağlıyor; hem de o başlığa, derde, meseleye ilaç olacak, o konuda mesafe almasına yardımcı olacak faydalı bakış açıları ve yaklaşımlar kazandırıyor. Aslında bu dokunuşlara dair en doğru ifadeler yine katılımcılarımızın geri bildirimleri, sözleri olacaktır. Okuyucular, web sitemizdeki programların sayfalarında da önceki etkinlik katılımcılarının geri bildirimlerini her zaman görebilirler. Peki, bu girişim sizin hayatınızda nasıl bir değişime ve dönüşüme yol açtı? Beni de daha “gerçekçi iyimser” biri yaptı. Hayatı tüm yönleriyle kabul etme konusunda eğitti. Kendimi daha iyi tanımama vesile oldu. Yaklaşık on bin kişinin hayatına bire bir dokunan, on binlerce kişinin kulaklarına su kaçıran bir projeyi hayata geçirme ayrıcalığını ve şansını tattırdı. Tarihin bu döneminde daha gidecek yolumuz olduğuna, çok daha da fazla insana hayat yolculuğunda yoldaşlık edeceğimize inanıyorum. En önemlisi The School of Life, birbirinden kıymetli ve güzel çok sayıda insanı ve onlarla birlikte gelen fikirleri, duyguları, hikâyeleri, dünyaları hayatıma kattı. Ekip arkadaşlarım, akademik kadromuzun üyeleri, katılımcılarımız, farklı kurumlardan iş ortaklarım, farklı vesilelerle işbirliği yaptığım onlarca insan… Projelerle üretmeyi hep çok sevdim, ancak The School of Life ile bunu bir adım daha ileri taşıyıp girişimciliği tattım. Kendi işini yapmak bence tüm “Projelerle üretmeyi hep çok sevdim, ancak The School of Life ile bunu bir adımdaha ileri taşıyıp girişimciliği tattım. Kendi işini yapmak bence tümkaranlık ve aydınlık yönleriyle bu hayattaki benzersiz yolculuklardan biri.”

RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=