SEV Connect - Yaz 2020

CONNECT YAZ 93 ve master’ın ikinci senesinde burs buldum. 2001–2003 yılları arasında Sorbonne’da ikinci master’ı tamamladım. 2003 yılında Sorbonne’da doktoraya başladım. Türkiye, Avrupa Birliği üyesi olmadığından doktora bursu sağlamak için en uygun yol ortak doktora programı idi. Boğaziçi ve Sorbonne üniversiteleri bir ortak doktora programı antlaşması imzaladılar ve böylece bu iki üniversitede doktoraya devam edebildim. Ortak doktora programı, her iki üniversitenin de doktora programı gerekliliklerinin yerine getirilmesi gereken bir programdı. Boğaziçi ve Sorbonne üniversitelerinin doktora seminerlerine devam ettim ve Boğaziçi Üniversitesi yeterlilik sınavlarını geçtim. Bunun yanı sıra Fransa’da kütüphane ve arşivlerde her yıl birkaç ay araştırmaya devam etmem gerekiyordu. İstanbul’a taşındık. Kızımı, tüm okul tatillerinde eşime, yazları Çeşme’de anne ve babama bırakarak yılda birkaç kez Paris’e gidip geldim ve araştırmalarımı bu şekilde yürütebildim. Nihayet 2010’da tezimi tamamladım. 2010 yılında ikinci çocuğum Fikret Cem doğdu ve bu nedenle tezimin kitap haline dönüşmesi için çalışmalarıma hemen başlayamadım. 2010 ve 2011 yıllarında Fransızca ve İngilizceden Bizans tarihi üzerine yazılmış üç kitabı Türkçeye çevirdim. 2011 ve 2015 yılları arasında ise Yeditepe, Bilgi ve Boğaziçi üniversitelerinde yarı zamanlı dersler verdim. 2015–2016 yılında Koç Üniversitesi-ANAMED’den aldığım bir araştırma bursuyla kitap çalışmalarına başlayabildim. 2017 yılında Koç Üniversitesi-Geç Antik ve Bizans Araştırmaları Merkezinde (GABAM) kıdemli araştırmacı olarak göreve başladım. Halen devam etmekte olan bu görev süresince kitap çalışmalarım devam etti ve 2019 yılı Kasım ayında Brill Yayınevi, Akdeniz Çalışmaları serisinden Warriors, Martyrs, and Dervishes. Moving Frontiers, Shifting Identities in the Land of Rome (13th–15th Centuries) başlıklı kitabım yayımlandı. DOKUZ YIL DEMLENEN TEZ Kitap, 2010’da bitirdiğim doktora tezinin geliştirilmiş hali. Tarih doktora tezleri, çoğu zaman birincil kaynaklara ulaşabilmek için ölü dillerin öğrenildiği, bu dillerde yazılmış metinlerin incelendiği, ikinci kaynak literatürü taramasının yapıldığı ve teorik ve metodolojik yaklaşımlarla Konuya farklı kültürlerin kaynaklarına bakıp karşılaştırmalı olarak yaklaşmak istedim. On birinci yüzyıl sonrası Rum İli’nde yaşanan politik, sosyal ve kültürel değişimler oldukça karmaşık ve doğrusal olmayan bir sürecin parçası. Bu süreç Bizans, Latin, Ermeni, Frank, İran, Türk, Arap, Sırp, Bulgar, Gürcü, Süryani ve Moğol politik ve kültürel dünyalarının içinde, ortasında şekil alıyor. Bahsi geçen tüm bu gruplar farklı dillerde yazdıkları, yarattıkları eserlerde farklı bakış açıları ile farklı konulara odaklanarak yaşadıkları olayları ve dönemleri yorumluyorlar. Bir kişinin tüm bu dilleri ve bu dillerde yazılmış eserleri ortaya çıkaran kültürleri bilmesi mümkün değil. Ben, Yunanca yazılmış Bizans şehitlik hikâyeleri ile Türkçe yazılmış kahramanlık hikâyeleri, epikler ve Abdalan-ı Rum dervişlerinin hayat hikâyelerine (menakıbname, velayetname) odaklandım. Bu kaynaklar, tarihî roman gibi içerisinde tarihî unsurların da bulunduğu edebi eserlerdir. Bu kaynakları seçmemin nedeni, hikâyelerinde Bizanslı karakterlerle “Müslüman Türk” karakterlerin bir araya geldiği nadir Orta Çağ kaynakları olmaları idi. Kitap, bu eserlere bir Bizans tarihçisi gözüyle Bizanslılara odaklı bakmaktadır. MEKÂNSAL ÖRGÜYE ODAKLANILDI Bu gibi edebi metinler, hikâyelerdeki kahramanların yaşadığı dönemlerdeki tarihsel olaylardan ziyade, metnin yazıldığı/derlendiği dönemdeki yazar/ derleyen ve metnin banisi olan kişi ve kişilerin içinde bulunduğu sosyal kesimin değerleri, sosyal ve kültürel pratiklerini yansıtmak açısından önemli kaynaklardır. Bu değer ve pratikleri yorumlayabilmek için metnin yazarının, sözlü hikâyeleri derleyenin, eserin banisinin ve kimin okuması veya dinlemesi için yazıldığının, yani hedef kitlesinin araştırılması gerekir. Kitabın diğer bir yenilikçi yaklaşımı, kaynak okumasını bu yönde yapıyor olmasıdır. kaynakların sentezlenip yorumlandığı bir süreç. Tezler genellikle bu mesleki teknikleri öğrendiğinizi ve bunları kullanabildiğinizi gösterdiğiniz metinler oluyor. Tüm bu mesleki tekniklerin öğrenilmesi, araştırma ve yazma, tezin ortaya çıkma süresini oldukça uzatıyor. Ortaya çıkan tezin kitaba dönüşmesi de epey zaman alıyor. Zira beş altı uzmandan oluşan tez jürisinin okuduğu bir tezi, akademik yayın da olsa, daha geniş bir okuyucu kitlesi için hazırlamak gerekiyor. Ayrıca tez esnasında yaptığınız araştırmanın ve fikirlerinizin bir süre demlenmesi lazım. Benim tezim dokuz yılda demlenebildi! Master tezleri ve doktora tezi konularının seçiminde, lise hayatımda edebiyat derslerinde okuduğumuz Kemal Tahir ve Halikarnas Balıkçısı’nın eserlerinin büyük etkisi oldu. On birinci yüzyıl ve sonrası Türk Müslüman gruplarının Bizans topraklarına, yani Müslüman kaynaklarda Rum İli veya Diyar-ı Rum, Bizans kaynaklarında Rhomania olarak adlandırılan coğrafyaya gelişi, bu yerlerin fethi ve yerleşimi sonucu ortaya çıkan politik, sosyal ve kültürel değişimin Rum/Romalı, Türk, Hıristiyan ve Müslüman gibi kimliklerin oluşumundaki etkisini merak ediyordum. “Post-Modern dönem öncesi hikâye örgüsünün iki önemli unsuru, zaman ve mekândır. Kitapta incelenen tüm hikâyeler, on üç ve on beşinci yüzyıl arası yazılmış olduklarından, çok geniş bir zamansal örgüye aittirler.” Buket Kitapçı Bayrı

RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=