SEV Connect - Yaz 2020

76 CONNECT YAZ ASLI ALTINIŞIK (UAA’12) HER DÖRT STK’DAN ÜÇÜ PANDEMIDEN ETKILENDI! Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı’nda Proje Uzmanı olan Aslı Altınışık, hazırladıkları “Covid-19 Salgınının Türkiye’de Faaliyet Gösteren Sivil Toplum Kuruluşlarına Etkisi Anketi” sonuçlarını değerlendirdi. “PANDEMI SÜRECINDE STK’ların faaliyetlerinin bir kısmı çevrimiçi ortama taşınabildiyse de, bu ne herkesin erişebileceği bir çözümne de her faaliyete uyarlanabiliyor. Dolayısıyla her dört STK’dan üçünün çalışmalarının o ya da bu şekilde etkilendiği bulgusu çok da şaşırtıcı değil...” Bu sözler, bu topraklar üzerinde faaliyet gösteren sivil toplumkuruluşlarının yasal, mali ve işlevsel altyapısını oluşturmak amacıyla kurulan Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı’nda (TÜSEV) Proje Uzmanı olarak çalışmalar yapan Aslı Altınışık’a ait. Dünyadaki gidişatı derinden etkileyen bir salgının sivil toplum kuruluşları (STK) üzerinde nasıl bir hasar bıraktığını ölçümleyebilmek amacıyla yaptıkları “COVID-19 Salgınının Türkiye’de Faaliyet Gösteren Sivil ToplumKuruluşlarına Etkisi” başlıklı anketi değerlendiren Altınışık’ın sözleri, STK’ları önümüzdeki dönemde daha da zor günlerin beklediğine delalet. TÜSEV’den kısaca bahsederek, bu anketi yapmaya nasıl karar verdiğinizi anlatırmısınız? TUSEV, 1993’te sivil toplumun yasal, mali ve işlevsel altyapısını geliştirmek amacıyla kuruldu. Kamu veya özel sektör değil, “üçüncü” sektör yani sivil toplum için faaliyet gösteren bir vakıf olarak, Türkiye’deki sivil toplumun daha elverişli bir ortamda faaliyet gösterebilmesi için çalışıyoruz. Farklı uluslararası fon kaynaklarının destekleriyle yürüttüğümüz çalışmalar, bireysel stratejik bağışçılığı teşvik etmeye ve kamu, özel sektör ve sivil toplumarasındaki diyaloğu ve iş birliğini artırmaya yönelik. Koronavirüse karşı alınan önlemler, her sektörü olduğu gibi sivil toplumu da derinden ve olumsuz şekilde etkiledi. TÜSEV olarak sivil toplumdan çeşitli paydaşlarla bir araya geldik ve STK’ların bu süreçteki tecrübelerini paylaşmaları için alanlar yarattık. Bu buluşmalarda, Türkiye’deki sivil toplumkuruluşlarının pandemi sürecinde karşılaştıkları problemleri katılımcı bir şekilde belirlemenin değerinin çok büyük olduğunu gördük. Buradan hareketle de “Covid-19 Salgınının Türkiye’de Faaliyet Gösteren Sivil ToplumKuruluşlarına Etkisi Anketi”ni oluşturduk ve anket bulgularını, farklı paydaşlara yönelik tasarlanacak savunuculuk çalışmalarının temelini oluşturmak için kullanmayı amaçladık. 170 STK tarafından yanıtlanan ve tüm sonuçları covid19vestklar.tusev.org.tr adresinde yayımladığımız anket çalışması, koronavirüsün sivil toplumdaki etkilerini belgeleme ve kamuoyuna duyurma adına önemli bir görev üstleniyor. Ankete göre koronavirüsün yol açtığı pandeminin STK’lara en çok hangi konularda etkisi oluyor? Bunların nedenlerini kısaca aktarabilirmisiniz? Ankete katılan STK’ların yüzde 75’i, alınan önlemlerin yapmayı planladıkları etkinlikleri etkilediğini belirtirken, yüzde 29’u tüm faaliyetlerinin durduğunu söyledi. Kuşkusuz bunun esas nedeni sokağa çıkma yasakları ve bir araya gelinen etkinliklere getirilen kısıtlamalar. Zira çoğu STK sahada faaliyetler yürütüyor; örneğin savaş travması olan çocukların oyun yoluyla bu travmaların üstesinden gelmeleri için çalışıyor veya evsiz ya da yoksunlar gibi marjinalleştirilmiş kesimleri topluma geri kazandırabilmek için temel ihtiyaç yardımı yapıyor. Pandemi sürecinde STK’ların faaliyetlerinin bir kısmı çevrimiçi ortama taşınabildiyse de, bu ne herkesin erişebileceği bir çözümne de her faaliyete uyarlanabiliyor. Dolayısıyla da her dört STK’dan üçünün çalışmalarının o ya da bu şekilde etkilendiği bulgusu çok da şaşırtıcı değil. Pandeminin STK’ları en çok etkilediği konulardan bir diğeri ise kuruluşlara duyulan ihtiyaç: Salgınla birlikte kuruluşun çalıştığı alandaki ihtiyaçların ne ölçüde arttığını sorduğumuzda, yüzde 62 oranında “çok” veya “oldukça” arttığı yanıtını aldık. Pandemi nedeniyle alınan önlemler, STK’ların üzerinde çalıştığı bazı sorunları iyice alevlendirdiği için böyle bir tabloyla karşılaşıyoruz. Anketin bu bulgusunu şu şekilde örneklendirebiliriz: Aile içi şiddetin arttığını bildiğimiz koronavirüs döneminde, kadına şiddete karşı çalışan bir STK’nın çalışmalarına duyulan ihtiyaç da artıyor. Araştırma sonuçlarını da dikkate aldığımızda, pandeminin hemdünyada hemTürkiye’de STK’lara uzun vadeli etkileri de olacakmı, yoksa hayat normale dönerse her şey eski halini alırmı? Koronavirüs salgınının STK’lar ve Türkiye’deki sivil toplumhareketleri için bir milat olacağını düşünüyorum, tıpkı 1999 depreminde olduğu gibi. Çok sayıda dernek, ekonomik sürdürülebilirliği olmadığı için salgın başladığı andan itibaren kapanmayı değerlendiriyor ve bir kısmı kapanacak da. Bunun yanı sıra, çevrimiçi ortama taşınan faaliyetler erişilebilirlik konusunu bir kez daha gündeme getirdi ve STK’lar çalışmalarını erişilebilir kılmak için çok temel konular üzerinde kafa yoruyorlar. Son olarak bu süreçte, çalışmalarına her ne kadar ket vurulmaya çalışılsa da, STK’ların özellikle kırılgan ve kesimlerin ihtiyaçlarını tespit etmede, bu ihtiyaçlara çözüm üretmede ve onlara dair farkındalık yaratmada ne kadar büyük bir boşluğu doldurduğunu bir kez daha gördük. PA N D E M İ V E S O N R A S I

RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=