SEV Connect - Yaz 2020

CONNECT YAZ 7 sorgulayabilme, seçim yapabilme becerilerinin hayatımın her alanında büyük faydasını gördüm. Oyunculuk kariyerine başlamaya nasıl karar verdiniz? Sizi etkileyen, örnek aldığınız sanatçılar var mıydı? Açıkçası oyunculuk kariyerine başlamak üzere bir karar vermedim. Üniversitede ikinci sınıfı bitirdiğim yaz böyle bir fırsatla karşılaşınca, neden olmasın diyerek kendimi oyunculuk yaparken buldum. Asıl verdiğim karar, yaklaşık altı yıl sonra üniversiteden mezun olduğum esnada, bu kariyere devam edecek miyim, yoksa okumuş olduğum ekonomiye ya da başka bir sektöre mi yönelmeliyim şeklinde bir yol ayrımına geldiğimde; oyunculuğumu geliştirerek bu kariyeri devam ettirmeliyim şeklinde oldu. “Örnek aldığım” demek iddialı olur ama tabii çok beğendiğim, saygı duyduğum isimler vardı, bunların başında Haluk Bilginer ve Demet Akbağ gelir. Canlandırdığınız, sizi en çok etkileyen “karakter” hangisi veya hangileri oldu? Çoğu zaman birtakım projelere dâhil oluyoruz, büyük bir hayalin parçası oluyoruz fakat maalesef işler beklediğimiz gibi gelişmiyor ya da proje doğası gereği kısa ömürlü oluyor ve ne kadar iddialı olursa olsun oynadığınız karakter de sizde büyük bir iz bırakmamış oluyor. Bu sınavını kazanmamla oldu. İlkokulda başarısız bir öğrenci olduğum için, okulumuza transferle girildiğini öğrendiğim andan itibaren bu formülün benim için daha yüksek bir ihtimal barındırdığını düşünmüştüm. Bir yıl boyunca İngilizce ve matematik dersleri alarak transfer sınavına hazırlandım. Bir söyleşinizde “Çekirgeler” adını verdiğiniz bir arkadaş grubunuz olduğunu söylüyorsunuz. Onlarla hâlâ görüşüyor musunuz? Okulun ve arkadaşlarınızın hayatınızdaki yeri nedir? Tabii ki halen görüşüyoruz. Çekirgeler ismi sanıyorum Hababam Sınıfı’nın kampa gittiği bir bölümünden esinlenilmişti. Okulun futbol turnuvalarına “Grasshopers” ismiyle katılırdık. Grup içinde de hepimizin değişik takma isimleri vardı, bu isimler günümüze kadar geldi tahmin edersiniz ki. Her ne kadar yaşımız itibariyle küçük gruplaşmalarımız olsa da tüm dönem arkadaşları olarak herkes birbirini olabildiğince kollar, arkadaşlık eder ve gerekli olduğunda birlikte hareket ederdik. ACI’da oyunculuk veya sanatla ilgileniyor muydunuz? Okulun bugünkü oyunculuğunuza nasıl bir katkısı olmuştur? Ortaokulda sanata ya da oyunculuğa herhangi bir merak duyduğumu hatırlamıyorum. Resim veya elişi yaptığımız derslerden keyif alırdım, ama sanatın herhangi bir dalıyla uğraşacağım aklımın ucundan bile geçmemişti. Okulumuzun artık klasikleşmiş olan lise 2’lerin çıkardığı müzikalleri izlediğimi ve büyülendiğimi hatırlıyorum. Bizden iki sene önce Grease sahneye konulmuştu. Çok büyük bir prodüksiyon ve çok görkemli bir sahne kullanımı vardı. Sıra bizim dönemin müzikaline katılıp katılmama aşamasına geldiğinde, tüm sınıftan o kadar büyük bir katılım oldu ki, hiç düşünmeden ben de kendimi içinde buldum. Sınıf olarak aylarca çalışarak “West Side Story”i çalıştık ve sahneledik. Gerek provaların, gerek kendi sponsorlarımızı kendimizin bulmasına kadar uzanan bir prodüksiyonu yaratma sürecinin hem özgüven hem de ufak da olsa bir sahne tecrübesi olarak bana mutlaka katkısı olmuştur diye düşünüyorum. Daha geniş bir cevap verecek olursam da ACI’da bize kazandırılan sorumluluk alabilme, bakımdan, karakterin oyunculuk açısından cazip birçok özelliğinin ve seyirci ile olumlu ya da olumsuz güçlü bir bağ kurmasının yanı sıra, kariyerime kazandırdıkları ve iki yıl kadar bir süre üzerine çalıştığım için Kara Sevda’daki rolümEmir, oynadığım diğer tüm karakterlerden başka bir yerde duruyor halen. Netflix’teki “Aşk 101” ülkede haftalarca top 10 listede en tepede kaldı. Projeye nasıl dâhil oldunuz? Bu kadar ilgi bekliyor muydunuz? Proje devam edecek sanıyoruz… Aşk 101, zamanlaması, yapımcısı (Ay Yapım), yönetmenleri, senaristi ve bir Netflix Original olması itibarıyla çok umut vaat edici bir projeydi en başından itibaren. Senaryosunu okuduğumda, dizinin sadece gençlerin değil, birçok yaş grubunun ilgisini çekebileceğini düşündüm. Ancak tabii insan yeni bir projeye başlarken her zaman umutlu oluyor ve demin de bahsettiğim gibi bazen de işler dilediğiniz gibi gelişmiyor. Aşk 101’de aldığımız geri dönüşler umut ettiğimizi bile aşmış durumda diyebilirim. Bu yüzden tüm ekip olarak çok mutluyuz. Yeni sezonlarla ilgili bir açıklama yapmammaalesef yasak ama ben de devam edeceğini sanıyorum diyeyim. Oyunculuğun yanı sıra senaryo ve yönetmenlik konusunda ne düşünüyorsunuz? İleride yönetmenlik yapmayı düşünüyor musunuz? İki arkadaşımla birlikte yazdığımız uzun metraj bir film projemiz var. Hem geçtiği dönem hem de senaryonun kapsamı itibarıyla kolay bir proje değil. Doğru zamanı bekliyor bir süredir. Yönetmenlik, çok yapmak istediğim bir şey. Ama bunun için daha deneyimlenmeliyim hayatta. Beni çok heyecanlandırmasına karşın acele etmiyorum. Son olarak, pandemi sürecinden dizi ve sinema endüstrisi de çok ciddi etkileniyor. Sizce uzun vadede nasıl etkileri olabilir? Evet maalesef birçok sektörde olduğu gibi sinema ve film sektörü de durmak durumunda kaldı bu süreçte. Önümüzdeki yılların da kolay geçeceğini zannetmiyorum. Bununla birlikte hiç de modası geçmeyecek bir meslek hikâye anlatıcılığı; umuyorum ki herkesin rutinlerinin kırıldığı bu duraklama sonrası daha renkli seslerden, farklı bakış açılarından hikâyeler yaratılır ve seyircisiyle buluşur. Kaan Urgancıoğlu, İzmir Amerikan Koleji'nden arkadaşlarıyla birlikte... Kaan Urgancıoğlu’nun ileriye yönelik hedefi, biraz daha deneyim kazandıktan sonra yönetmen koltuğuna oturmak.

RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=