SEV Connect - Yaz 2020
A. MURAT KAVRAR ( TAC’92) VIRÜSÜN DOKUNAMADIĞI SEKTÖR: LOJISTIK DHL Freight Türkiye Genel Müdürü A. Murat Kavrar, Covid-19 salgını sırasında önemi bir kez daha gözler önüne serilen lojistik sektörünü Connect okurları için değerlendirdi. Salgınla birlikte lojistik sektörü açısından nasıl bir sınav verildi? Sektör buna hazırlıklı mıydı ve ne gibi yenilikçi çözümler üretildi? Sektör, kargo segmentinde yaşadığı kapasite sorunları dışında bu tip sürece hazırdı. Bir beklenti içinde bulunulmamasına ve bir hazırlık yapılmamasına rağmen, içinde esnek çalışma modellerini bulunduran bir sektör olduğumuz için, tüm olanaklarımızı kullanarak bize gelen hiçbir talebi geri çevirmedik. Uluslararası taşımalarda, havayollarında yaşanan kapasite sorunu -yolcu seyahat kısıtlaması nedeniyle- oldu, ama ek kargo uçuşları ve kara Avrupa’sına düzenlenen Panelvan tipi araçlarla yapılan seferler yardımıyla bunun üstesinden gelindi. Sınır kapılarında alınan önlemlere rağmen, uluslararası karayolu taşımacılığında da şoförlerin sınır kapısında araç değişimi yaparak bulundukları ülkeyi terk etmeden servis vermeleri sağlandı. Ayrıca sektörün beyaz yakalı çalışanlarının evden çalışması konusunda zaten teknolojik olarak gelişmiş olduğumuzdan, hızla karar alarak neredeyse sıfır vakayla süreci yönetebildik. Türkiye’de lojistik ve kargo sektörü pandemi sürecinde ne kadar büyümüştür? Ben bu konuda yorum yapmak için erken olduğunu düşünüyorum. Evet kargo şirketlerimiz kesinlikle büyüdü; tahminen 2019 yılına göre yüzde 30 civarında bir büyümeyle sene kapanacak. Bunun da kalıcı olduğunu düşünüyorum. Ancak havayolu, karayolu ve denizyolu taşımacılığı bu süreçte daraldı. Elbette sağlık, kişisel bakım gibi sektörlerde faaliyet gösteren müşterilerimizin sevkiyatlarında artış var, ama diğer birçok sektörde daralma oldu ve hâlâ devam ediyor. Bu daralmanın etkisinin ne kadar olacağı konusunda yorum yapmak için oldukça erken. Tahminimce Eylül ayındaki sevkiyat sayıları, hem yılın geri kalanı için hem de 2021 için bize fikir verecektir. Pandemi, Türkiye’de tüketici alışkanlıklarını değiştirerek e-ticaretin altın çağının yaşanmasına neden olabilir mi? Öncelikle şunu söylemeliyim; zaten son beş yıldır bu kanaldaki müşterilerimiz ekonominin geneline göre oldukça fazla büyüyordu. Bu büyüme, özellikle ülke içi kargo sektöründe kapasite ve buna bağlı bir kalite sorunu doğurmuştu. Mevcut şirketlerin büyüklüğünden ve ülkenin genel durumunun yarattığı sıkıntılardan kaynaklı olarak kalitenin artırılması için sonuca etki edecek yatırımlar ne yazık ki yapılamadı. Bu durum küçük ölçekli yeni yatırımları ve e-ticaret platformlarının kendi yapılarına uygun dağıtım ve kargo kollarını kurmalarına ortam hazırladı. “Kolay Gelsin”, “Hepsi Express” ve “Trendyol Express” gibi oluşumlar buna örnektir. Pandemi dönemiyle zaten hızla büyüyen elektronik ticaret, altın çağını aşıp elmas çağını yaşayacaktır sanırım. Buna biz nasıl hazırlanabiliriz? Elbette önce nihai alıcıyı dinleyerek ve ona uyum sağlayarak. Her ne kadar müşteri olarak anlaştığımız ve genellikle hizmetimizin karşılığını aldığımız taraf e-ticaret firmaları olsa da, artık nihai tüketiciyi bir araç olarak görmekten çıkıp bir karar verici ve bir amaç olarak görmeliyiz. Bunu yapamayan lojistik ve kargo şirketlerinin sürdürülebilir başarı yakalaması mümkün olmayacaktır. DHL olarak bu süreçten nasıl etkilendiniz? Türkiye’deki plan ve hedefleriniz nelerdir? DHL, dünya üzerinde yayılım açısından en yüksek orana sahip global bir şirkettir. 550 bin çalışma arkadaşımızla “İnsanları birleştiriyor, yaşamları geliştiriyoruz”. Pazar lideri olarak bu dönemin elbette ki etkilerini gördük, ama doğrusunu söylemek gerekirse altından kalkamayacağımız hiçbir sıkıntımız olmadı. Türkiye olarak hava, deniz ve karayolu iş kollarımızda geçen yıldan beri teknoloji altyapımıza ve software yenilemelerine ağırlık 62 CONNECT YAZ
RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=