SEV Connect - Yaz 2020
46 CONNECT YAZ UZAKTAN ÇALIŞMA modelleriyle ilgili projeler üreten, konuyla ilgili toplantılar düzenleyen Üsküdar Amerikan Lisesi Yetişenler Derneği Başkanı Mine Dedekoca, yaşanılan dönemi yeni normal değil, yeni düzen olarak tanımlayarak, ofisi eve taşımakla uzaktan çalışmak arasında çok fark olduğunu belirtiyor. Dedekoca ayrıca, Sanayi Devrimiyle birlikte evlerinden alınarak uzaktaki bir atölyeye veya fabrikaya götürülen çalışanların yavaş yavaş evlerine geri geldiğine, dolayısıyla yaşanan durumun aslında öze dönüş olduğuna dikkat çekiyor. Covid-19 pandemisi, dünyada ve Türkiye’de tüm hayatı olduğu gibi çalışma biçimlerini de derinden etkiledi. Peki, insanlar böylesi bir değişime gerek psikolojik, gerekse teknolojik altyapı olarak hazır mıydı? Pandemi süreci, hepimiz için belirsizliğin hâkim olduğu ve daha önce hiç tecrübe etmediğimiz bir dönemdi. Dolayısıyla bazı şirketler teknolojik olarak nispeten daha hazırlıklı olsalar bile, psikolojik olarak herkes bir şok yaşadı. Bu dönemde kendimizin ve sevdiklerimizin sağlığı ön planda olduğu için, ilk yaşanan duygulardan biri korku ve geleceğe dair kaygıydı. Süreci başarılı yöneten şirketlerin liderleri, bu kaygı duygusunu gidermek için çalışanlarıyla sürekli iletişim halindeydiler. Şeffaflığın ve iletişimin ön plana çıktığı bu şirketlerin çalışanları, pandeminin psikolojik boyutunu çok daha kolay atlattılar. Teknolojik olarak iş hayatındaki gelişmeleri yakından takip eden ve yapı itibarıyla çevik olarak adlandırdığımız şirketler, bu süreci daha rahat geçirdiler. Bazı şirketlerde evden çalışma ritüelleri halihazırda uygulandığı için zaten bununla ilgili teknolojiler de hazırdı. Ama çoğu şirkette bu teknolojiler kullanılmadığı için, sürecin başında kendi şirket ritimlerine uygun çözümleri tespit edip sistemlerine entegre etmek biraz zaman aldı. Uzun süredir bu alanda fikirler üreten, projeler hayata geçiren biri olarak bugüne kadarki çalışmalarınızdan kısaca bahseder misiniz? Bu alanda çalışmaya ilk olarak 2012 yılında dünyanın en büyük freelancer platformu Upwork’ün Türkiye temsilcisi olarak başladım. O yıllarda freelance çalışmayla ilgili Türkiye’de çok fazla bir bilinç yoktu. Şirketler tarafında ise freelance işgücünü kullanma konusunda oldukça fazla endişeler vardı. Ben hem freelancer olarak nasıl çalışılıp para kazanılacağı hem de şirketlerin esnek işgücünü ne şekilde kullanabilecekleri konusunda eğitimler ve etkinlikler düzenlemeye başladım. UpWork’ün programının bitmesiyle, kendi markam Start-IST ile birçok global şirketin dünyanın farklı yerlerinde çalışan ekiplerini yönettim, topluluk yönetim stratejilerini oluşturdum. 2016 yılında UNHCR desteğinde yürütülen bir mülteci programında iki ay süreyle mültecilere Freelance 101 dersleri verdim. Bu çalışmam, çevik işgücü alanında uzman Jon Younger, PhD tarafından Forbes’daki makalesinde kaleme alındı. 2017 yılında Expertera ile birlikte “İşin Geleceği” etkinliğini düzenledim. 2018-2020 yılları arasında, 130 farklı ülkeden 4 binden fazla uzaktan çalışanı olan Crossover şirketinin Türkiye Ülke Müdürlüğünü yaptım. Bu süre zarfında yarım gün süren ve global konuşmacıların da olduğu İş’te Gelecek Konferansını ve her ay uzaktan çalışmayla ilgili konularda etkinlikler düzenledim. Ayrıca birçok farklı platformda uzaktan çalışma kültürünü yaygınlaştırmak için konuşmalar yaptım. Halen Hacking HR, WorkPlaceless, Sococo gibi uzaktan çalışmayı destekleyen kurum ve markaların Türkiye temsilciliklerini yapıyorum. Ayrıca kurumların uzaktan çalışmaya geçişlerini kolaylaştırmak için danışmanlık veriyorum. Pandemi nedeniyle hızlanan, uzaktan çalışmayı da içeren yeni iş modelleri, “yeni normal” olarak adlandırılan gelecek günlerin ayrılmaz bir parçası olacak mı? Aslında ben bu süreci “yeni normal” olarak değil de, “yeni düzen” olarak tanımlamayı tercih ediyorum. Şu anda yaşadığımız değişimin gerçekleşeceği bundan en az on sene önce de konuşuluyordu. Dolayısıyla uzaktan çalışma, şu anda gündemimize giren bir konu olmamakla birlikte, pandemi sürecindeki zorunluluk hali, bu değişimi hızlandırdı. Bu arada şunun da özellikle altını çizmek istiyorum ki, şu anda şirketlerin çalışma düzeni tam olarak bir uzaktan çalışma sistemi değil. Çoğu şirkette yapılan uygulama, ofiste yapılan işlerin yer değiştirerek eve taşınması şeklinde oldu. Uzaktan çalışma kültürüne sahip olan şirketler ise aynı zamanda esnek çalışmayı da benimsiyorlar. Ancak bu dönemde esnek çalışma kültürünü benimseyen çok az şirket olduğunu ve maalesef çalışma saatlerinin suiistimal edildiğini de sıklıkla gözlemledim. Dolayısıyla bazı çalışanlar tarafından uzaktan çalışma pozitif değil, negatif bir algıya dönüştü. Tüm bunlara rağmen, uzaktan çalışmayla ilgili önyargısı olan yöneticiler, bu dönemde çalışanlarının performanslarının aynı şekilde devam ettiğini, hatta bazı durumlarda daha bile iyi olduğunu gözlemleyerek, uzaktan çalışmayı kalıcı bir uygulama olarak hayata geçirmeye karar verdiler. Trafik yoğunluğunun giderek arttığı, ofis kiralarının hızla yükseldiği büyük şehirlerdeki şirketler için uzaktan çalışma MINE DEDEKOCA (UAA’99) YAŞANAN, ÖZE DÖNÜŞTÜR! 2012’den bu yana yeni iş modelleriyle ilgili faaliyetler yürüten Mine Dedekoca, uzaktan çalışma konusuna mesafeli yaklaşan şirketlerin bile pandemiyle birlikte bu konuyu gündemlerine aldıklarını belirtiyor. FOTOĞRAF: COŞKUN ÇELER
RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=