SEV Connect - Yaz 2020
36 CONNECT YAZ RINDI GÜL ERON ORAL (UAA’ 76) NEW YORK’TAN MANISA’YA KARANTINA GÜNLERI Covid-19’un salgın haline gelip dünyaya yayılmaya başladığı ilk günlerde New York’a uçan, Türkiye’ye döndüğünde ise Manisa’daki bir öğrenci yurdunda 14 günlük karantina dönemi geçiren Rındı Gül Eron Oral, yaşadığı deneyimi anlatırken, bunun beklemediğimiz bir sorunla baş etme alışkanlığı geliştirmeyi öğrenme süreci olduğunun altını çiziyor. ÇIN, DÜNYAYA 2020 yeni yıl hediyesi olarak Covid-19 ihracatına başladığında hangimiz bütün dünyanın ortak bir paydayı paylaşacağını tahmin ederdi? Covid-19’un hayatıma dokunması, kızım Sanem Oral’ın (ÜSEV’08) New York’ta ağır bir diz ameliyatına gireceğini öğrenmemle başladı. Kardeşi Simla Oral (UAA’15) ablasına bakabileceğini iddia etse de, haberi aldığım günün akşamı havaalanındaydım. Evden ayrılırken ilk defa “Anne kendini virüsten koruyabilir misin?” sorusunun aklıma takılması, bu ani seyahatin her zamankinden farklı olduğunun bilinçaltıma yerleşmiş olmasının göstergesiydi. 24 Şubat’ta ABD, Covid-19 gerçeğini yeni yeni keşfediyordu, herkes sokaklardaydı ve İrlanda’nın St. Patrick’s gününün hangi barda ve hangi yeşil peruklu kıyafetle kutlanacağı planları yapılıyordu, metrolar ve parklar cıvıl cıvıldı. Bense kızlarıma virüs taşımamak için Manhattan adasının batısından doğusuna ev ile hastane arası 45 dakika yürüyüş yapmayı tercih ediyordum. Hastaneler bile gelecekteki felaketin esasında kapılarına dayanmış olduğunun tam bilincinde değildi. TUVALET KÂĞIDI, PRADA POŞETİNDEN PRESTİJLİ 2Mart sonrası bizler de ‘artık kapansak’ havasına girdik; piyasada maske yok, ama öngörülü ben, bavula “yerli malı Türk’ün malı” maskeler atmıştım. Öyle beşi bir yerde, ama beşi bir arada takılsa da işe yaramayan cinsten değil, harbi üç kat maskelerden. Ama yine de senelerdir NewYork sokaklarında maskeyle gezen Uzak Doğuluların havalı maskelerinin yanında pek bir demodeydik. 18Mart’ta şehir resmen kapatıldı. Ve marketlere hücum başladı, ben meyve sebze peşinde iken arkamı dönerim ki, ekmek ve makarna reyonları boş satıyor. Yiyecekten evvel tuvalet kâğıtları tükendi, korkuyla tuvalete gitme sıklığı arasında eminim direkt bir orantı vardı. Tuvalet kâğıdı taşımak, Prada poşeti taşımaktan daha prestijliydi. Ve NewYork’a varışımın 14. günü bende bir öksürük ki, uyutmuyor. Aldı mı kızları bir korku: “Anne biz hastalansak neyse, ama sen hem ağır geçirirsin hemde buradaki sağlık sigortası işi zora sokar.” Kısacası, olgunluk dönemine girdiğimi hatırlatıyorlar çaktırmadan. Elde derece, ikide bir ateş kontrolü, derece de pek bir gammazcı; 37 olunca ötüyor, 36.5 olunca ayrı bir havadan çalıyor. Kızlardan bir şey saklamak imkânsız. Kızların çekinceleri beni de tedirgin edinceMount Sinai hastanesine gittim. “Aman doktor, canımdoktor, derdime bir çare” durumlarındayım. Acil servis bankosunda “hadi bana test yapın” talebime anında ret; “Ateşiniz yüksek değilse, bir tek öhö öhö diyenlere bakmıyoruz” deyip beni geri püskürttüler. Neyse; birbirimizin üstünden atlamadan gezmek zor olan evde taktımmaskeyi (unutmadıkça) çekildimbir köşeye, neneler gibi nakışımı gagaladım. Seyahatlerde diş fırçası taşır gibi nakış malzemesi ve kitap taşıma âdetim vardır; hem entelimhemde on parmağında on hünerim vardır havalarındayımdır her dem. Tedbirli olmak eminimÜsküdar Amerikan Lisesi mezunu olmanın bir yan sonucu. Gençlerle kapalı mekânda vakit geçirmek kolay. Tavla turnuvaları, anime seyretme, TikTok için Red Carpet çekimleri derken vakit altı vitesli araba hızında geçti. Çektiğimiz video, TikTok’ta ciddi bir izleyici kitlesine ulaşmış, eminim benim de rol almam sayesinde. TikTok kitlesi biraz gençlere hitap ediyormuş; olsun, şöhret yolunda hiçbir fırsatı kaçırmamak gerek. Arada ilaç, gıda için çıkmak mecburi, birbirimizi yiyecek halimiz yok ya. Yiyecek kolay, 100 adımmesafemizde bakkalımız var (büyük market, ama benim için bakkal). İlaçlar için biraz yürüyoruz, iyi de oluyor, şehri hiç görmediğimiz bir boyutta yaşıyoruz. Bomboş mekânların kanlı canlı hayaletleri idik, Times Square boş, Bryant Park boş, bisikletler binicisiz, işletmelerin kapılarında hüzünlü “Yine buluşacağız” ilanları. Gün ortasında insanlar ayak altında olmayınca, en merkezi yerlerde bile cirit atan fare çeteleri hiç korkmadan gözümüze bakıyor. Köşelerin müdavimleri olan evsizler, kendilerine bozuk para veya yiyecek verecekler olmayınca bir anda yok oldular. İMKÂNSIZLIKLARDAN İMKÂN YARATMA Ne zaman ki, kızımın ameliyat dikişleri alındı, fizik tedavi randevuları garantilendi bana İstanbul yolu gözüktü. Virüs korkusundan çok özlediğim abimle bile hasret gideremeden bilet PA N D E M İ V E S O N R A S I
RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=