SEV Connect - Yaz 2019
Her elektronik oyunun e-sporu olur “Elektronik oynanan her oyun, eğer bir takım adına oynanıyorsa ve bir turnuvası varsa, e-spor olur. Bu online okey de olabilir, tetris de, tavla da… Unutmayın; sosyalleşmenin bile bilgisayar başında yapıldığı bir çağdayız. Günümüz gençleri, bilgisayar ve akıllı telefon başında yaşıyor. Yemeğini yemek sepetinden söylüyor, oyun oynuyor, film izliyor. VR gözlük takarak partnerini bile seçiyor. Markalar, bu alanı nokta atışı açısından çok önemli buluyorlar. Buna yatırım yapıyorlar ve yapmaya devam edecekler.” CONNECT YAZ 9 LEAGUE OF LEGENDS, CS:GO, FIFA, Call of Duty gibi video oyunları, yıllardır oyun tutkunlarının gözdesi…Dünyanın dört bir yanından oyuncular, tıpkı gerçek dünyadaki spor takımları gibi bir araya gelip kozlarını video oyunlarında paylaşabiliyor. Bu oyunların önemli bir kısmı, takımhalinde mücadele etmenize olanak sağlayarak geleneksel futbol, basketbol, voleybol takımları gibi ligler kurabilmenize ve müsabakalar yapmanıza imkân sağlıyor. Önceleri Güney Kore, ABD ve Çin gibi ülkelerde başlayan elektronik spor ligleri, çoktandır bu tür video oyunları için kurulan takımların dünya çapında kıyasıya mücadelesine sahne olmaya başladı. Hem de milyonlarca izleyiciyi, canlı oyunmaçlarına çekebilecek heyecan ve popülariteyle geniş bir taraftar kitlesi yarattı…Öyle ki, Türkiye’deki en başarılı e-spor takımlarından SuperMassive’i kurarak, “League of Legends” video oyunu liginde yerel ve uluslararası çapta mücadele verenHakan Baş, son dünya finalinin yaklaşık 30milyon kişi tarafından canlı izlendiğini söylüyor. Peak Games ve Lidyana gibi girişimlerin kurucu ortağı olanHakan Baş ve Gram Games kurucu ortağı Kaan Karamancı ortaklığında hayata geçen SuperMassive, yaptığı çarpıcı transferlerle son üç yıldır Türkiye şampiyonlukları ve dünya liglerindeki başarılarıyla isminden söz ettiriyor. Son 10 yılda ses getiren girişimlerin ardından, bir e-spor takımına sahip olmaya nasıl karar verdiniz? 2010’da Peak Games’i, 2011’de Krombera adlı dijital ajansı, 2012’de Lidyana’yı, 2013’teyse Anibera adlı animasyon şirketini kurduk. 2015’e gelindiğinde elektronik sporun yalnız Türkiye’de değil, dünyada da çok hızlı geliştiğini gördük; özellikle Uzakdoğu’da ve Kuzey Amerika’da... “Biz de burada bir pozisyon almalıyız” diye düşündük. Kaan Karamancı ile bir araya gelip frekanslarımızın tuttuğunu gördük, sıkı arkadaş olduk ve birlikte SuperMassive elektronik spor takımını kurduk. SuperMassive ismi nasıl doğdu? Müzik grubuMuse’un “Supermassive Black Hole” adlı bir şarkısı vardı, o bize ilhamkaynağı oldu. UAA’daki yıllarınızdamilli yüzme takımındaydınız. Geleneksel sporu iyi bilen biri olarak e-spor hakkında neler söylersiniz? Yüzmede Fenerbahçe ve Milli Takımkaptanlığı yaptım. UAA’nın tek lisanslı sporcusuydum. Okulda rekabet, sporda rekabet derken, şimdi e-spor takımımızı kurduk ve aynı rekabetçi sportmenlik ruhunu elektronik spora da taşıyalım istedik. Kuruluşumuzun üzerinden altı sezon geçti; altısında da finale kaldık, dördünde şampiyon olduk. League of Legends video oyunu üzerinde beşer kişilik takımlarla oynanan müsabakalar yapıyoruz. Büyük spor salonlarında sahneye kurulan bilgisayarlarla mücadele ediliyor. Bu beş kişiden ikisinde yabancı oyuncu hakkınız var. BizimKoreli iki oyuncumuz bu yıl değişti, en iyi üç Türk oyuncu da bizde. Bugün Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş, Bursaspor ve Göztepe’nin e-spor takımları kuruldu, Konyaspor da istiyor. Şu anda geleneksel kulüp başkanları ve yöneticiler olup biteni anlamakta biraz güçlük çekiyorlar, ama herkes yavaş yavaş öğreniyor. Bence geleneksel olarak bedenle icra edilen sporların getirdiği en büyük artılar, disiplin, zaman yönetimi, sorumluluk duygusu, liderlik ve takımoyunu… Bu açıdan baktığımıza e-sporda hepsi var. Eksik kalan tek yanı fiziksel aktiviteyle ilgili durumlar… Ama burada bile e-sporcu için bedensel çalışma çok önemlidir. Onlar da maça hazırlanırken spor solanlarında çalışıyorlar, çünkü refleksler çok önemli. Bu arada şunun da altını çizmek gerek; e-spor fiziksel avantajı ya da dezavantajı eşitleyen ve dengeleyen bir alan. Mental ya da el-kol koordinasyonu dışında rahatsızlığı bulunan bir kişinin bu oyunlarda dezavantajı ortadan kalkıyor. Yürüme engeli olan biri bile şampiyon bir oyuncu olabilir. E-spor ekonomisi de büyüyormu? Dünya çapında elektronik spor gelirlerinin bu yıl 1 milyar dolara, izleyici sayısının da 500milyona yaklaşması bekleniyor. Aslında işinmaddi boyutu da zamanla değişti. Bizde 19 yaşındaki Koreli bir oyuncunun yıllık maaşı 400 bin Dolar’ı (2 milyon TL’nin üzerinde) buluyor. Geleneksel sporla karşılaştırmak için şunu söyleyebilirim. Örneğin ABD’deki Super Bowl Amerikan futbolumaçları, dünyada canlı olarak en çok izlenenmüsabakalardı. En son League of Legends Dünya Kupası Finali, Super Bowl izleyici sayısını geride bıraktı, ama Türkiye’de hatta dünyada bile daha işin başındayız. Menajerlik gelecek, sistemoturacak, yayın hakkı gelirleri artacak, sponsorluklar çoğalacak… Peki, SuperMassive’den memnunmusunuz? Oldukça başarılı bir grafiğimiz var. Türkiye şampiyonaları sonrası uluslararası turnuvalara katılıyoruz. Kış ve yaz olarak iki turnuva dönemi oluyor. Biz üç yıldır kış kupalarında üçte üç yaptık. Geçen sene yine biz kazandık. Ama hâlâ bazı ülkelerin gerisindeyiz. Amerikalı bir takımı yenmiştik, büyük olay oldu. Türkiye e-spor tarihinin en büyük başarısıydı… Ama temel sıkıntı şurada: Türk oyuncular henüz, örneğin Korelilerle boy ölçüşecek güçte değiller. Çünkü onlar video oyunuyla doğuyorlar. Nasıl Brezilyalılar futbolda, Amerikalılar basketbolda iddialıysa, Uzakdoğulular da e-sporda iyiler. Ama burada hızla büyüyen bir alan var. Biz de öncü olalım diye düşünüyoruz. Türkiye E-Spor Federasyonu’nu da (TESFED) kurduk. Ortaklarımızdan Alper Özdemir, TESFEDBaşkanı, ben de YK’dayım. Bir de e-spor ile ilgili “İyi Oyun” adında bir film yaptık. SuperMassive olarak, bütçe, oyun, marka ve yönetim şekli açısından rakiplerimizden daha iyi durumdayız. Bizim oyuncularımız rahattır, taleplerini dile getirir ve biz de onların taleplerini karşılamaya çalışırız. “Bileğim ağrıyor” diyerek eve fizyoterapist çağırabilir örneğin ya da “Kore yemeği istiyorum” dediğinde eve Koreli bir aşçı gidebilir. Tabii bunlar maliyetli şeyler, ama biz oyuncularımıza kıymet veriyoruz, onlar da bizimle kalmayı tercih ediyorlar. “Ben klasik futbol maçlarını izlemeyi çok severim. Ancak üç-dört yıldır e-spor dünyasında olan biri olarak, seyredilebilirlik açısından geleneksel futbolun aşırı sıkıcı olduğunu söyleyebilirim. 14 yaşındaki bir çocuğa klasik futbol maçlarını izletmek artık çok zor.”
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=