SEV Connect - Yaz 2019

CONNECT YAZ 31 Yani 20 yıldır uzaydan veri gönderiyor, sağ olsun. Gayet güzel çalıştı. Bugün cevaplamaya çalıştığımız soruları ve günümüzün teknolojik seviyesini düşünürsek, Chandra artık ufak bir teleskop. Biraz vizyonumuzu geliştirip bundan sonra ne yapalım, ne gibi teknolojilerle dedektörler yapalım diye düşündüğümüzde tabii ki çok yeni fikirler var. LYNX de bu fikirlerden doğdu. Evet, Hubble’da NASA ekibinin bir üyesiyim. O da büyük işler yaptı ve hâlâ veri göndermeye devam ediyor. Ancak onun yerine, yakında fırlatılacak James Webb teleskobu geçecek. LYNX teleskobu bilimdünyasına neler getirebilir? Sizce neden önemli? Çok güzel bir soru. LYNX’in şu andaki teleskoplardan farkı, evrendeki ilk oluşan kara delikleri bizim görmemizi sağlayacak olması. Şu anda kara deliklerin varlığını kabul ediyor, fiziksel özelliklerini anlamaya çalışıyoruz. Ama kara delikler, evrenin ilk dönemlerinde oluşmaya başlamış. Yani yıldızların, galaksilerin oluşmaya başladığı zaman, kara delikler de oluşmuş. LYNX’in cevap arayacağı sorulardan biri, ilk kara delikler nasıl ve evrenin hangi döneminde oluşmaya başladı? Şu anda çektiğimiz fotoğraftaki karadelik için 6 milyar Güneş kütlesinden bahsediyoruz. Ne zaman bu kadar büyümüşler? LYNX ile evrende daha derinlere, yani tarihi olarak daha da geçmişe bakıp, kara deliklerin oluşumu, büyüme süreci, galaksiler üzerindeki etkileri gibi birçok soruyu cevaplamaya çalışacağız. Yani LYNX ile evrenin derinliklerine bakıp evrenin ilk oluştuğu zamanları gözlemeye çalışacağız. Anlattıklarınız o kadar ilginç ki, bilimkurgu film izler gibi hissediyor insan. Bir bilim insanı olarak bilimkurgu romanları ve sinemayla aranız nasıl? Açıkçası ben ciddi bir bilimkurgu okuru değilim. Ama arada çok sevdiğim Önce projenin NASA’nın olduğu konuşuldu. Ama ana destekçi Ulusal BilimVakfı (NSF) olmuş. Sizin projedeki göreviniz neydi? Başta NASA projesi olarak algılayanlar oldu, ama ana kaynağı ne NASA’dan ne de sadece Ulusal Bilim Vakfı’ndan geldi. Dünya çapında bir proje olduğu için aşağı yukarı 30 ayrı kurumdan destek aldık. Tek bir yerden yönetilen bir proje olmadı. Ama Amerika’daki çalışmalarımızın büyük çoğunluğu dediğiniz gibi Ulusal Bilim Vakfı tarafından desteklendi. Avrupa’da da destek verenler oldu. NASA’nın da ufak bir desteği oldu tabii. Ben 20 yıla yakın bir zamandır Olay Ufku Teleskobu fikri çevresinde çalıştım. Aktif dört çalışma grubu vardı. Görüntüleme grubu, verileri birleştiren ve kalibrasyonu yapan grup, dedektörleri geliştirenler, teleskopların operasyonunu sağlayanlar... Ben de Modelleme ve Analiz Grubu’nun Başkanlığı’nı yaptım. 30-40 kişiydik. Asıl çalışmalarımızı, 2017 yılına kadar bitirmiştik. Hatta fotoğrafı, açıklamadan çok önce çekmiştik zaten. Ama bir hata, eksiklik olmasın diye bilgileri tekrar tekrar kontrol ettik. Şu anda aynı zamanda bir NASA projesi olan LNXYTeleskobu projesinin Bilimve Teknoloji Grubu’nun Başkanı’sınız. LYNX yakında uzaya fırlatılacakmı? Aslında uzun süredir zamanımı Olay Ufku Teleskobu ve LYNX arasında paylaştırıyorum. LYNX projesinde Bilim ve Teknoloji Çalışma Grubu’nun liderliğini yapmamı istediler. Günlerim böyle bölünmüş olarak geçiyor. LYNX projesinde son hazırlık raporumuzu ağustos ayında teslim ediyoruz. Orada da oldukça yol aldık. Sonra NASA’nın bir seçme dönemi olacak. Bu tür projelerde, öncelik sıralaması yaptıkları bir değerlendirme dönemi oluyor. Yani LYNX ne zaman uzaya çıkacak karar verecekler. Dört yıldır bu projenin bütün ayrıntılarıyla uğraşıyorum. Bundan sonraki X-ışını teleskobunu yaparsak, ne gibi özellikleri olmalı, ne gibi bilimsel hedefleri olmalı gibi hazırlıklarımız da oldu. Şu anda X-ışını teleskobu olarak Chandra ile de ilgileniyor musunuz? Ayrıca Hubble teleskobunun NASA ekibinin de üyesisiniz... Evet, şu an uzayda çalışan X-ışını teleskobumuz Chandra, ama artık 20’inci yılın kutluyoruz Chandra’nın. KARA DELIKLER, 1905 yılında Einstein’ın Genel Görelilik Kuramı sonucunda teorik olarak var oldukları öngörülen, ama ışık dâhil tüm ışınım türlerini yutacak kadar güçlü çekim kuvvetleri nedeniyle teleskoplarla doğrudan gözlemlenemeyen, bu nedenle de biraz gizemli uzay cisimleri olarak kaldılar. Olay Ufku Teleskobu fikri, çevresindeki gaz bulutları ve farklı etkiler altında olan kara deliklerin, yutacağı maddeler daha olay ufku denilen, yani geri dönüşü olmayan çekim etkisine girmeden önce yaydığı ışınımların gözlenebileceğinden yola çıkıyor. Olay ufku denilen kavram, aslında kara deliğin bizzat tanımını oluşturuyor. Yani, kara deliğin çekme gücünün neredeyse sonsuza ulaştığı nokta. Çevresindekileri, her şeyi kendine doğru çekiyor. Bu çekim ‘dönüşü olmayan nokta’ dediğimiz yerde, yani olay ufkunda, artık ışık dâhil hiçbir şey tarafından aşılamayacak bir noktaya ulaşıyor. Kara delik çevresindeki uzayı ve zamanı bu şekilde büküyor. Bu fikirden yola çıkan Olay Ufku Teleskobu, gözünü Başak takımyıldızında M87 adlı galakside bulunan kara deliğe çeviriyor. Bu kara delik, o kadar büyük ki tüm Güneş Sistemi'nin kütlesinden daha büyük ve Güneş'in 6,5 milyar katı bir kütleye sahip. Bilinen 40 adet kara delik içinde en büyüğünün olduğu söyleniyor ve Dünya'dan 55 milyon ışık yılı uzakta. Fotoğrafı çekmek için tasarlanan Olay Ufku Teleskobu, dünyadaki sekiz adet büyük teleskobun (2018’de bu sayı 10’a çıktı), hassas atom saatleriyle ortak bir ağda tek bir teleskop gibi çalışmasıyla ortaya çıktı. Son 7-8 yıldır, 200’den fazla bilim insanı birlikte çalışarak teleskop sistemini işler hale getirdi. Her bir teleskoptan gelen devasa boyuttaki veriler internetten aktarılamadığı için, fiziki olarak taşınarak Modelleme ve Analiz Birimi’nde birleştirildi. İlk verileri 2017 yılında alan ekip, 2018’de kara deliğin ilk fotoğrafını elde etmişti. Ancak birçok denemeden ve kontrolden sonra bu fotoğrafı 10 Nisan 2019’da tüm dünyaya “ilk kara delik fotoğrafı” olarak duyurdular. Kara delik nedir? Olay Ufku Teleskobu bu fotoğrafı nasıl çekti?

RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=