SEV Connect - Yaz 2019

22 CONNECT YAZ Amerikalı gelemiyorsa, Antepli olur Babam, 1927’de Atatürk imzalı özel izinle Türkiye’de kalan dört Amerikalı doktordan biriydi. İstanbul’a geldi, ancak tabii Antep’i çok iyi biliyor ve seviyordu. ABD’li doktorlar oraya gidemeyince, hastanenin kendi doktorlarını yetiştirebileceğini düşündü. O zamanlar Robert Kolej’de müdür yardımcısının eşi, Amerika’da çok zengin bir ailenin üyesiydi. Babam onu çok iyi tanıyordu. Babam ona gitti ve “Acaba sizden bir destek alabilir miyim? Çünkü ben Antep’ten birkaç gencin Robert Kolej’de çok iyi eğitim almalarını, ardından tıp fakültesine girmesini istiyorum. Onlar buradaki eğitimin ardından tekrar Antep’e dönecekler” dedi. Kabul edildi ve Antep’ten altı kişi Robert Kolej’e geldi. Onlardan biri de Cemil Özbal idi. Çok seneler Antep’te baş cerrah olarak çalıştı. Ayrıca müthiş bir sanat müziği icracısıydı. Robert Kolej’de Emin Kılıçkale ile Cemil Özbal çok samimi arkadaşlardı. Bir gün çevre köylerdeki çiftlikleri dolaşırken tarlada çalışan iki genç kadını, Seher ve Hatice’yi görüp âşık oldular. Cemil Özbal anneme geldi ve “Biz doktor olup Antep’e döneceğiz, ama bu kızlarla evlenmek istiyoruz” dedi. Robert Kolej’de okuyan iki genç erkek ve köyde yaşayan iki kadın... Annem “Peki,” dedi. Ama iki genç kadının eğitim görmelerini istedi. O zamanlar Üsküdar’da kız okulu vardı ve annem Seher Hanım’ı oraya kaydettirerek okuttu. Aynı zamanda bizim evimizde kaldı. Cemil Bey ile Seher Hanım evlendiler ve üç çocukları oldu: Sevim Öztahtacı, Orhan Özbal, Hadi Özbal. Sevim Öztahtacı, halen Antep’te yaşıyor. Orhan Özbal da, çok meşhur bir cerrah oldu. Hadi Özbal ise İstanbul’da yaşıyor; Boğaziçi Üniversitesi’nde Kimya Profesörü’ydü. Bir Amerikalı ile evlendi. Hacettepe’nin kuruluşu Babam Lorrin Shepard’ın Hacettepe Tıp Fakültesi’nin kuruluşuyla ilgili de ilginç bir anısı vardı. Kolejde okumak için Amerika’ya döndü ve sonrasında Yale Üniversitesi’ne girdi. Orada William Laubach Nute ile yakın arkadaş oldular. Babam ona, “Ben Türkiye’ye döneceğim, sen de gel” dedi. Mr. Nute, “Ben Türkiye’yi bilmiyorum ki. Ama gelip bir bakayım” diyerek Talas’ta iki sene öğretmenlik yaptı. Talas’ı çok sevdi. Sonra döndü ve tıp eğitimi alarak, o da doktor oldu. Tekrar Talas’a geldi, ama bu sefer doktor olarak. Nute Kliniği’nde çalıştı ve bölgede çok sevilen bir doktordu. Dr. Nute evlendi ve bir çocuğu oldu: William (Bill) L. Jr. Nute. O da doktor olmak isteyince Amerika’ya giderek tıp eğitimi aldı, pediatri okudu. İlginçtir, tam tarihlerde İhsan Doğramacı da oradaydı. Doğramacı, Türkiye’den gelip orada Türkçe bilen bir Amerikalıyı görünce çok şaşırdı. Çok samimi arkadaş oldular. İkisi Ankara’da bir tıp fakültesi olmadığını görüp karar aldılar. İşte Hacettepe Tıp Fakültesi de böyle kuruldu. O yüzden ben hep söylüyorum: “Babam olmasaydı, Hacettepe olmazdı”. Dr. Winkler’a Türk yemeği Yakın zamanda vefat eden ve babamdan sonra uzun yıllar İstanbul’daki Amerikan Hastanesi’nin Başhekimliği’ni yapan Dr. Warren H. Winkler, nenemle aynı üniversiteden, Michigan Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezundu. Babam Amerika’dayken, İstanbul’daki Amerikan Hastanesi’ne iyi bir Amerikalı doktor isteniyordu. Babam da Winkler ile görüşmek üzere buluştu. Ancak babam onu beklerken güzel bir Türk yemeği yaptı. Ona, “Türkiye’ye gel, güzel bir hastane var orada, hem çok güzel olan Türk yemeklerinden de yersin” dedi. Toprağı bol olsun Dr. Winkler önce Talas’a gitti, orada Dr. Nute’un yerini aldı. Sonra babamın ardından İstanbul’daki Amerikan Hastanesi’ne geldi. Türkiye’ye gelmesinin nedeni babam ve Türk yemekleri oldu. Atatürk imzalı özel izin Atatürk’ün Cumhurbaşkanı olduğu yıllarda, bir yazı yazıldı ve yazıda artık Türkiye’de yabancı doktor olmayacağı belirtiliyordu. O zamanlar Türkiye’de dört Amerikalı doktor vardı. Birisi Talas'taki Dr. Nute, biri Antep’te, birisi babam İstanbul’da, birisi de Adana’daki Dr. Hass idi. Atatürk’ün ilk Sağlık Bakanı Refik Saydam, babamı tanıyordu. Atatürk’e gidip, Türkiye’de dört iyi Amerikalı doktorun olduğunu ve bunlara izin verilmesi gerektiğini anlattı. “Bunlar bizim doktor ve hemşirelerimize eğitim veriyorlar; bu doktorlar, Türkiye için çok önemli” dedi. Atatürk ancak başhekim olarak çalışırlarsa olabileceğini söyledi. Buna dair bir yazı var, Atatürk imzalı; ben onu gördüm, ama şimdi nerede bilmiyorum. ANNE VE BABAMDAN ANEKDOTLAR 1 . KU Ş A K 2 . KU Ş A K 3 . KU Ş A K 4 . KU Ş A K SEV TARİHİNDE DÖRT NESİL Gaziantep'te doktor olarak çalıştılar, ikisi kız üç çocukları oldu. Büyük çocukları Lorrin Shepard yine hastanede doktor olarak çalıştı. 1927'de İstanbul Amerikan Hastanesi'nde çalışmaya başladı. Üç kız, iki erkek çocukları oldu. Oğullarında Fredrick Shepard ACI ve UAA'da çalıştı. İkinci çocukları Barclay Shepard da Antep'te doktroluk yaptı. Fred ve Mary Shepard, uzun yılar ACI ve UAA'da öğretmenlik ve yöneticilik yaptılar. Oğulları Whitman Shepard TAC, UAA, SEV ve SAC’de görev yaptı. Eşiyle SEV Okullarında çalıştılar. SEV Gaziantep Amerikan Hastanesi Başhekimliği yaptı. SEV Kurumları'nda birçok görevde bulunan Whitman Shepard, en son SAC'nin Kurucu Headmaster'ı olarak görev aldı. Fred Douglas Shepard (1855-1915) Lorrin Shepard Whitman Shepard Bob Jolly Frederick Shepard Fannie Andrews Shepard (1856-1920) Virginia Moffat Shepard Connie Shepard Jolly Mary Alice Cary Shepard Barclay Shepard

RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=