SEV Connect - Yaz 2019
CONNECT YAZ 21 1882 yılından bu yana tam dört nesil boyunca Türkiye’de hastane ve okullarda çalışan Amerikalı Shepard Ailesi’nin üçüncü nesil temsilcisi ve 1995 yılında Gaziantep SEV Amerikan Hastanesi’nde 6 yıl başhekimlik yapan Dr. Barclay Shepard, Tarsus’ta restore edilen Sadıkpaşa Konağı’nın açılışında SEV’in davetlisi olarak Türkiye’deydi. Connect sizleri, Türkçe’yi neredeyse anadili gibi akıcı konuşan Barclay Shepard ile birlikte, SEV’in köklerine doğru kısa bir yolculuğa çıkarıyor. Kendimi yarı Antepli sayıyorum Türkiye’ye tekrar hoş geldiniz... Seyahatiniz nasıl geçiyor? Çok güzel geçiyor. Sağ olsun Mehmet Bey (Nane) çok güzel bir mektup yazarak Tarsus’taki Sadıkpaşa Konağı’nın açılışına davet edince, atlayıp geldim. Oradan da Antep’e geçtim. Gaziantep’te neler yaptınız? Antep ziyareti çok iyi geçti. Antep’teki hastanede başhekim olduğum zamanlarda, Aykut Tuzcu ile çok samimi arkadaş olmuştuk. Orada yine buluştuk. Yeni Zeugma Müzesi’ni gezdik. Aykut Bey beni Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ile tanıştırdı. Bir, bir buçuk saat süren görüşmede Shepard Ailesi’nin tarihini anlattım. Ben kendilerinden, üç nesil bu şehirde görev yapmamız nedeniyle, bir sokağa Shepard adının verilmesini istedim. Onlar da “hay hay” dediler, yapacaklarını söylediler. Ertesi akşam, bahçesinde dedemin ve ninemin mezarlarının olduğu MMT Amerikan Hastanesi’ni ziyaret ettik… Hastaneyi işleten Mehmet Taşdelen, hastaneye çok yatırım yapmış, her şey çok iyi görünüyor. Onunla da tanıştım. Op. Dr. Cezmi Ük, hastanenin Başhekimi olmuş. Çok mükemmel bir hastane haline getirmişler. Gerçekten Antep’te bile büyük rekabet başlamış. En son iki, üç yıl önce Antep'e gelmiştim. O günden bu yana en azından 13 tane yeni özel hastane açılmış. Bu kadar hastane nasıl yaşayacak? Bir de muazzam büyüklükte, 1700 yataklı bir devlet hastanesi kuruluyormuş. Antep’in kurtuluşu olan 25 Aralık adını vereceklermiş. İşleri kolay değil, umarım başarılı olurlar. Gaziantep, ailenizin tarihinde bir hayli önemli bir yer tutuyor değil mi? Evet. Her ikisi de tıp doktoru olan dedem Fred Douglas Shepard ve ninem Fanny P. Andrews Shepard, 1882 yılında Antep’e geldi. Her ikisi de Michigan Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun. Antep’te verdikleri sağlık hizmetleriyle herkesin çok sevdiği ve saygı duyduğu insanlar oldular. Dedem 1915’te, ninem de 1920’de vefat etti, ikisinin mezarı da şimdi hastanenin bahçesinde. Üç çocukları Antep’te dünyaya geldi. İkisi kız, Alice ve Florence ve yine doktor olan babam Lorrin Shepard… Babam da tıp eğitimini ABD’de gördü ve 1919 yılında Antep’e dönerek hastanede çalışmaya başladı. Ancak savaş yılları… Babam oraya geldiği zaman İngilizler vardı, daha sonra onlar çekildi ve Fransızlar geldi. Bu karışık ve zorlu dönemde, 1925 yılının Aralık ayında, Antep’ten ayrılıp, annem Virginia Moffat Shepard ile Amerika’ya döndüler. Tam o zamanlar annem bana hamileymiş. Anteplilere hep söylerim: “Tohum burada ekildi, o yüzden ben kendimi yarı Antepli sayıyorum.” Ablam ve ağabeyim Frederick, Antep’te doğdular. Ben 1926’da Amerika’da Maine’da dünyaya geldim. Bir yaşına geldiğimde de tekrar İstanbul’a geldik. •
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=