SEV Connect - Sonbahar 2020

CONNECT SONBAHAR 87 Magazine adlı bilim alanın araştırma vb. konularda yazıların yayınlandığı bir dergide çalışacağım. Daha önce katılma fırsatı bulamadığım ama her zaman istediğim dans alanında Yale’in en büyük dans topluluklarından birine girerek çalışmalarına başladım. İçerisinde bulunmaktan gurur duyduğum bir diğer organizasyonsa, “Yale Undergraduate Prison Project / Yale Lisans Öğrencileri Cezaevi Projesi”. Bu organizasyon birçok farklı direkt projeyle cezaevlerinde bulunan ve eğitim görerek sonraki hayatlarına farklı başlamak isteyen birçok kişiyi bir araya getirerek farklı alanlarda destek sağlıyor. Ben geçen sene oluşturulmuş, Covid-19 nedeniyle hayatlarını kaybeden, fakat hikâyelerinin kimse tarafından duyulmadığı kişilere ses olmayı amaçlayan Mourning Our Loses projesine katılarak olarak onlarla birlikte çalışıyorum. Aynı zamanda Schwarzman Center adında, Yale’in iki sene önce planlamaya başladığı ve sosyal anlamda daha önce var olan merkezlerden çok farklı içerikli bir sanat, yaratıcılık ve sosyalleşme merkezinin Sosyal Medya Koordinatörlüğü’nde çalışıyorum. Şimdi üniversiteden geriye baktığınızda lise yıllarınızı nasıl görüyorsunuz? ACI’ın akademik ve sosyal anlamda kazandırdıkları açısından neler söylemek istersiniz? ACI, bireyi gerçekten hayata hazırlayan bir okul. O güzel kampüsümüzün içerisinde öğrendiğimiz her şey hayatta karşımıza çıkan sorunlara farklı yaklaşmamızı, başka bir açıdan bakmamızı sağlıyor. Belki okurken farkına varmadığımız birçok detay, mezun olup da gerçek hayata atılmaya bir adım daha yaklaştığımızda ortaya çıkıyor. Birikimlerimizi, kendimizi ve toplumumuzu en iyi noktaya taşımak için kullanmamız açısından bize çok şey kazandıran okulumuz, bunu akademik açıdan yapmanın yanı sıra bizlere hayatımızın merkezine koyduğumuz önemli değerler kazandırarak başarıyor diyebilirim. Lise yıllarım benim için “transformative experience” diyebileceğimiz hayata bakışımı, hayallerimi, isteklerimi belirleyen yıllar oldu kesinlikle. İzmir Amerikan Kolejini seçerken yurt dışında okuma fikri aklımda her zaman vardı, fakat mezun olurken bir kez daha anladım ki hayattan ne istediğim, kendimi nasıl bir yerde gördüğüm, potansiyelimin ne olduğu ve dünyada nasıl bir iz bırakmak istediğim konularında beni değiştiren ve bugüne getiren birçok şey ACI’daydı. Sosyal anlamda yüzlerce kulübümüz, kulüplerimizin işleyişi, programlarımızın hazırlanışı farklı birçok yerden ve kültürden insanlarla kurduğumuz arkadaşlıklar, saygı sevgi çerçevesinde birbirimizi daha iyi olmaya ittiğimiz atmosfer düşünüldüğünde ACI, üniversite hayatının biraz daha küçük halini yansıtıyor benim için. Yale’deki bu atmosfere alışmam hiç zor olmadı; çünkü ACI bu ortamın çok benzerinde var olmayı bana zaten öğretmişti. Akademik anlamda ise bizi her zaman en iyisini yapmaya zorlayan, öğrenmeye iten ve zaman planlaması yapmayı zorla da olsa öğreten bir program ile yetiştim. Bu yüzden şu an akademik anlamda yoğunluk liseye kıyasla çok daha fazlası olsa da nasıl yaklaşmam gerektiğini ACI’da öğrendiğim için daha stressiz bir geçiş dönemi yaşadım veya yaşıyorum diyebilirim. Eğitim için bağış yapmak sizce neden çok önemli? Bağışlarıyla sizlere destek olan büyük sınıf mezunlara bir mesajınız var mı? Bağışlar, ACI ve diğer SEV Okullarını ayakta tutan ve bu seviyede bir eğitimi bizlere sağlayan en önemli etkenlerden bir tanesi. Çok üzülerek söylememe rağmen, ülkemizdeki eğitim seviyesi farkı göz ardı edilemeyecek bir gerçek. ACI ve kardeş okullarında aldığımız eğitim, akademik anlamda bir bilgi yüklemesinden çok entelektüel, sosyal ve perspektifsel anlamda bir öğrenim sürecini kapsıyor. Bu okullardan, yaşıtlarımızın daha önce duymadığı konularda uzmanlarla oturup sohbet edilebilecek, toplumumuzdaki derin sorunları çözmeye başlayacak, önemli konularda fikir sahibi bireyler olarak çıkıyoruz. Bu değerleri kazandırmaya devam etmeleri ve süreçte daha da başarılı olmaları için okullarımızın desteğe her zaman ihtiyacı var; çünkü unutmamalıyız ki, her zaman daha iyisi yapılabilir ve SEV Okulları her zaman daha iyisini yapmaya açıklar. Bunun yanı sıra, bağışlar birçok öğrencinin başarısının ödüllendirilmesi ve burs sağlanması açısından da inanılmaz büyük bir önem taşıyor. Potansiyeli çok yüksek ve ileride ülkesine ve toplumuna çok yararlı olabilecek birçok öğrencinin ACI gibi bir okulda okuma fırsatına sahip olabilmesi ve kendilerini ortaya koruyabilmeleri için onlara bu kapının açılması çok önemli. Bu nedenle, böyle özel bir öğrenimin çok daha fazla arkadaşımıza ulaşabilmesi ve okullarımızın kendilerini geliştirmeye sürekli devam etmeleri açısından mezunlarımızın desteğine her zaman ihtiyacımız var. Birikimlerimizi, kendimizi ve toplumumuzu en iyi noktaya taşımak için kullanmamız açısından bize çok şey kazandıran okulumuz, bunu akademik açıdan yapmanın yanı sıra bizlere hayatımızınmerkezine koyduğumuz önemli değerler kazandırarak başarıyor diyebilirim.” • Dilge Deren Buksur, Yale Üniversitesine çabuk adapte olmasını İzmir Amerikan Kolejinde yaşadığı atmosfere bağlıyor.

RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=