SEV Connect - Sonbahar 2020
22 CONNECT SONBAHAR Dilbilimi ve dil öğrenimi üzerine yaptığı araştırmalarla, bu alanda yeni yöntemlerin oluşmasını sağlayan; yazdığı kitaplar Amerika’daki okullarda eğitimin bir parçası haline gelen Prof. Gülşat Aygen ile hem çalışmalarını hem de Üsküdar Amerikan Lisesinde geçirdiği yılları konuştuk. Gülşat Aygen (UAA’77) O, öğrenmeyi öğretiyor! DILBILIMCI, eğitmen, yazar, editör, çevirmen… Bunlar, Northern Illinois Üniversitesinde Profesör olan Gülşat Aygen’in sahip olduğu özelliklerden birkaçı. Dilbilimi üzerine sayısız çalışmalarda bulunan Aygen, “Öğrenmeyi öğretmek, benim kökleri Üsküdar Amerikan Kız Lisesine dayanan eğitim felsefem zaten” diyor. Lise yıllarında binlerce kilometre öteden gelip kendilerine bilgi sunan öğretmenlerini saygıyla anan Aygen, şimdi de kendisinin Türkiye’den gelip, dünyanın dört bir yanından öğrencilere bilgi aktararak bir misyonu gerçekleştirdiğini belirtiyor. Gülşat Hocam, Harvard Üniversitesinde ana dili İngilizce olmayan ilk İngilizce öğretim görevlisi olmak gibi dikkat çekici özelliğiniz var. İsterseniz dilbilimi alanında çalışmaya nasıl başladığınızı sorarak başlayalım. Bugüne kadar hangi üniversitelerde ve alanlarda çalışmalarınız oldu? Çevirmenlik ve yabancı dil olarak İngilizce ve Türkçe eğitmenliği yaptığım yıllarda, bu dillerin henüz cevabını bilmediğimiz pek çok yönleri olduğunu fark ettim. Türk ya da yabancı ve çoğu iş insanı, sanatçı, diplomat gibi farklı alanlarda profesyoneller olan öğrencilerimin sorularına yanıt ararken kendimi dilbilimin içinde buldum. Bu nedenle önce Boğaziçi’nde okuyup lisans ve yüksek lisans tezlerimi dilbilim olduğunu saptadığı ve alan çalışmasını daha kolaylıkla yapabildiğim Kırmanca ve Zazaca’nın gramerlerini ilk kez İngilizce olarak yayınladım. En keyifli çalışmalarından biri de Kapalıçarşı’da konuşulan 53 dili saptamam oldu. Şu sıralar doğal gizli diller üzerine bir çalışma yapıyorum. Dil öğrenimi konusunda nasıl bir yaklaşımınız var? Bu yaklaşımınız geleneksel anlayışlardan nasıl farklılaşıyor? Türkiye’de dil ve çoğunlukla İngilizce öğretimi hep tartışılmış bir alan oldu. Bir konuşmanızda, dili “yazılı” temelde öğretmeye çalışmanın yanlışlığından bahsediyorsunuz. Anadil dışında bir dili nasıl öğrenmeli veya öğretmeliyiz? Alan çalışması yapan bir dilbilimci, bilmediği bir dili, gidip o dili konuşanların ifadelerini, tümcelerini analiz ederek, dili dilin kendisinden öğrenir. Dil öğrenenlerin de bu dilbilim tekniklerini ve bilimsel araştırma yöntemlerini kullanarak öğrenmelerinin çok daha kolay ve verimli olduğunu düşünüyorum. Bu, “immersion” denen yöntem değil; “denize atalım, yüzmeyi öğrensin” modelinin dil öğrenimine uygulanmış hali de değil. Tersine, öğrencileri, dili dilden öğrenmenin analitik yöntem ve dilbilim becerileriyle donatmaya dayalı. Böylece, hayat boyu gerek sözlü, gerekse yazılı kaynaklardan dil öğrenmeyi ve geliştirmeyi bilen insanlar yetiştirmiş üzerine yaptım. Doktora için MIT ve Harvard’dan kabul ve burs aldığımdan Harvard’a kaydolup doktora programımı ve tezimi her iki kurumda tamamladım. O yıllarda, Chomsky ile çalışma ve giderek meslektaş ve dost olma şansım oldu. Harvard’da doktora düzeyinde bugüne kadar sadece üç kişiye verilen TESOL / ikinci dil olarak İngilizce Eğitim diplomasını alan ilk doktoralı mezun oldum. Önce Harvard’da, ardından Portland, Oregon’daki Reed College’da ziyaretçi profesör olarak çalıştıktan sonra Northern Illinois Üniversitesinde teorik dilbilim profesörü olarak kadro aldım. Yaz dönemlerinde alan çalışması ve araştırmalarımdan fırsat buldukça, Harvard’da doktora düzeyinde çok disiplinli bir İngilizce programında öğretim üyeliğimi sürdürüyorum. Asıl uzmanlığım teorik dilbilim ve sözdizim, ancak uygulamalı dilbilim, yabancı dil olarak Türkçe ve İngilizce eğitimi, beyin-dil ilişkisi ve toplum dilbilim gibi konularda da çalıştım. Araştırmalarımı tüm dil ailelerinden diller üzerine yapmama karşın, özellikle Türkiye Türkçesi ile sınırlı kalmayıp tüm Türk dillerini çalıştım ve teorisyenlerin hiç yapmadığı bir şey yapıp Sibirya ve Tuva’da alan çalışmaları gerçekleştirdim. Az çalışılmış Hint-Avrupa dillerinin ve Türk dillerinin yanı sıra Kızılderili dilleri, Avustralya yerli dilleri ve kimi Afrika dillerini de çalıştım. Hint-Avrupa dillerinden UNESCO’nun kaybolma tehlikesi altında
RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=