SEV Connect - Sonbahar 2019

CONNECT SONBAHAR 71 kaldırdı. Yani, “Çocuklar, mektepten kaçacaksanız duvardan atlamayın, yürüyerek çıkın; sonucuna katlanmayı da öğrenin’’ diyordu, herkesin sorumluluğuna kendisinin karar vermesi mefhumunu, sorumluluk hissini aşılıyordu bize... TAC’nin ardından kariyerinize nasıl devam ettiniz? SEV ile yolunuz nasıl kesişti? Okumaya hevesli olmadığımdan, TAC’nin hemen ardından İncirlik Hava Üssü inşaatı sırasında, hem de muhasebe bürosunda işe girdim; buna ben de şaşırdım, ama girdim işte. Son sınıftım, muhasebeden ikmâle (bütünlemeye) kalmıştım. Mülâkata (görüşmeye) giderken yanıma ikmâle kaldığım dersin ‘Accounting’ adlı kocaman kitabını da aldım. Allahtan, yekten muhasebe tecrübemi sordular; çıkarıp koyarken kitabımı önlerine, son sınıfta olduğumu, aha da bunu okuduğumuzu söyledim. Alıp baktılar kitaba “frrrt” diye sayfaları tarayarak. “Pazartesi 600 Lira maaşla gel başla’’ dediler. Başladım, muhasebeyi orada öğrendim, ikmal imtihanından da sekiz alarak TAC mezunu oldum 1956’nın Ağustos’unda... Bunu ben zekice yönetmiş değilim, hadisenin akışı öyle gitti; iyi niyetli insanlara rastlamıştım... SEV’le yolum nasıl mı kesişti? İlâhi!. Yıllar, yıllar geçti, iki buçuk sene Bağdat (Kutlutaş), yedi buçuk sene de Tahran (Sabancı-EXSA Export) gurbetlerinden sonra, artık burama geldiği için, mis kokulu karıma ve kızlarıma döndüm. Bu arada yıl da olmuş 90’ların başı, sınıfdaşım Tamer’in (Ergin) sayesinde param da olmuş biraz; çalışsam da olur, “yan gelip yatsam” da... Ama, dedim ki kendime, biraz da ucundan kenarından şu TAC Ankara Dernek işlerine bulaşsana… Ve 1956 Ağustos’unda Accounting sınavından sonra, Derneğimize 1994 TAC Mezunlar Derneği (TACMED) Ankara Şubesi Genel Kurulu’na katılmak suretiyle bulaşmış oldum. Ama günün birinde bir lâf geldi kulağıma: SEV İstanbul, Ankara, İzmir ve Tarsus’ta birer şube açacakmış… Hemen kurucu mütevellîmiz Engin Ünsal’ı (TAO’51, TAC’55) arayıp, yönetimce uygun görüldüğü takdirde SEV Ankara Şubesi’nde görev almaya talip olduğumu söyledim. YK Başkanı Yaşar (Yaşer, TAC’51) Abi’nin ve Vakıf Genel Müdürü Günhan Danışman’ın (TAC’61) onaylarıyla da 1 Ekim 1996 tarihinde SEV Ankara’da işe başladım. Daha sonra Ankara Temsilcisi oldum. Fakat pozisyonum icabı benim altımda hiç kimse olmadı, ben hep üzerimdekilerle çalıştım, hâlen de öyledir... TAC’li bir SEV çalışanı olarak mezun olduğunuz kurumda çalışmak konusunda neler söylemek istersiniz? Çok değerli mezunlar, bir kere hemen belirteyim, ben, ‘yetenekli ama istekli/istekli ama yetenekli’ genç mezunlarımıza gerek Vakfımız bünyesinde, gerekse okullarımız kadrolarında “profesyonel” olarak yer verilmesinden yanayım, hem de bütün yüreğimle... Nitekim, bakıldığında Vakfımızda bunun çok güzel örneklerini de görmekteyiz... Pekiyi, neden daha da artmıyor? Eminim çok geçerli nedenleri vardır. Önce bu sebepleri bulup, inceleyip, sonra da gereken yolda yürümek lâzım. TACMezunlar Derneği Ankara Şubesi için gönüllü çalışmalarınız oluyor mu? Tabii ki ufak tefek çalışmalara katılıyorum. Zaten gönüllülük dışında bir başka bir çalışma şekli yok mezunlar için. Vallahi ne desem ki, genç kardeşlerim “Ne istedilerse verdim” hâlâ da vermekteyim... Biz TAC’liler vermekten hiç bir zaman kaçınmayız. “Söz konusu TAC ise, gerisi teferruattır.” Nasıl?.. Ama, Allah var şimdi, artık pek de bir şey istemiyorlar benden, yaşıma hürmeten olsa gerek... Ankara’ya yolu düşenleri beklerim… Tuncer Erzin’in eşi ve çocukları. TUNCER ERZIN, 1940'LI YILLARDA ANNESININ YOĞUN ISRARI SAYESINDE TANIŞMIŞ TARSUS AMERIKAN KOLEJI'YLE. O YILLARDAN BU YANA GEÇEN SÜRE IÇINDE DE BAĞINI HIÇ KOPARTMAMIŞ.

RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=