SEV Connect - Sonbahar 2019

CONNECT SONBAHAR 15 Yani siz girişimcilikten yatırımcılığa bir geçiş yaptınız... Evet, aslında benim yatırımcı tarafta olmak gibi bir niyetim yoktu. Hep kendi işimi kurayım diyordum. Zaten girişimcilik, zamanınızın yüzde 150’sini alan bir iş. Sabah işe gideyim, akşam girişimci olayım diye bir durum olmuyor. Gündüzleri para kazanmak zorunda olunca, ben de insanların hayallerine ortak olayım dedim. Bunu yaparken de yurt dışındaki programları tanımanızın yanı sıra oradaki insanlarla bağlantınızın olması gerekiyor. O zaman da e-posta atıp herkesle tanışmaya çalıştım. ABD ve İngiltere’deki insanlarla yazışıyoruz sürekli, 500 Startups fonu da 2015 sonlarında Türkiye’de bir etkinliğe geldi. O dönem onların bütün proje ekibiyle tanıştım. Türkiye’de ayrı bir fon kurabilir miyiz, diye konuşmaya başladık. Ortadoğu fonundan bağımsız olsun, sadece Türkiye’de yatırım yapsın diye düşünüyorlardı. Çünkü Türkiye’den dünyaya açılan bazı girişimlerden önemli başarı sağlamışlardı. 500 Startups üzerinde dokuz tane Türk girişimci var, daha önce yatırım yapılmış. Bunlardan biri olan Udemy, milyar dolarlık değere çıktı, Eren Bali’nin kurduğu online eğitim platformu… 170 milyon dolar yatırım aldı. Yine Koding, Socialwire başarılı yatırımlardı. Burada bir pazar var, uygun bir yatırım tezi de var. Bu da, Türkiye içinde başarılı olacak şirketlere değil, Türkiye’den çıkıp globalde başarılı olacak şirketlere yatırım yapmaktı. Bu, Ortadoğu’daki yatırım tezinden çok farklı. Oradaki yatırımcılarla konuştuğunuzda, haydi Mısır’ın Yemeksepeti’ni bulalım diye düşünüyorlar. Londra’da yaşıyordu. Git, gel derken orada kurduk şirketi. Mecidiyeköy’de bir ofis ve Litvanya’da bir yazılım ofisi açtık. Küçük bir tutar yatırım alıp, okurken de bir yandan Goodbuzz’ı büyütmeye çalıştım. Eğlenceliydi, ama şimdi bakıyorum da cesurca, bilmeden yaptığımız işlerdi. Zaten yatırım da alamadık. Neden yatırım alamadığımızı fark edince, hisselerimi ortağıma devredip çıktım o girişimden. Kanada’ya tekrar gidip okulu bitirdim ve Türkiye’ye döndüm. Girişimcilik aşkı Türkiye’de de sürdümü? Farklı bir dönem oldu benim için. Döndükten sonra ne yapsam diye düşünürken, o zamanlar Rocket Internet’in Türkiye ofisi vardı. Orada çalıştım kısa süre, sonra Türkiye’den çıktılar zaten. Orada, bizim İzmir Amerikan’dan da birkaç kişi vardı. Birçok yeni insanla tanıştım. Rocket’ın en önemli etkisi, beyaz yakalı dediğimiz birçok insanı girişimci haline getirdi. Ben de Rocket kapanınca ne yapayım derken, İzmir’e döndüm. Aile şirketimizin inşaat ve mekanik işlerini yapmaya başladım. Bir yıl İzmir’de çalıştım. İnşaatlara ısıtma-soğutma sistemleri kuruyorduk. Sonra İstanbul’a gelip burada ofis açtım. Kendi mühendislik işlerimi almaya başladım. Acayip işlerdi… Erzurum’da ve Giresun’da hidroelektrik santrallerinde çalıştım. Sonra Erzurum’da yine bir tane daha hidroelektrik santrali yaptım. Tortum’daydı, Erzurum’un iki saat kuzeyinde, arazide dolaşırken kulaklıktan Los Angeles’taki “This Weekend Startups” podcast’lerini dinliyorum. Sonra İstanbul’da birkaç inşaat projesi daha yaptım. Buralardan kazandığım parayla startup ekosistemine girmek istiyordum ve Bahçeşehir Üniversitesi’nde Startup Bootcamp eğitimlerine başladım. Girişimcilikte dünyada neler olup bitiyor, takip ediyorum. Birçok fırsat var. Birçok girişimci yurt dışına gitmeye çalışıyor. Ama Türkiye’deki melek yatırımcılar da, girişim sermayesi yatırımcıları da, daha çok başarı şansı yüksek olan lokal projelere yatırım yapıyorlardı. Ama bazıları burada başlayıp dünyaya açılmak, ABD ofisi açmak istiyorlardı. Bunun üzerine ilk olarak firstseed, yani erken aşama melek yatırımcı ağı kurduk. Global düşünen Türk girişimcilere küçük miktarlarda, 25-50 bin TL yatırım yapıp daha sonra onları 500 Startups gibi, Y Combinator, TechStars gibi fon programlarına sokma hedefimiz vardı. 2004 yılında başladık ve 2005 sonuna kadar birkaç yatırım yaptık. 500 Startups’ı, Türkiye’ye gelmeye ikna ettiniz yani... 500 Startups ekibiyle tanıştıktan sonra, beni burslu olarak Stanford’daki bir eğitime davet ettiler. Orada bir arkadaşımın evinde kalıyordum. ACI’dan sınıf arkadaşımGörkem (Yurtseven). Uzun yıllardır Amazon’da çalışıyor. Onun evinde kalarak Stanford’daki programı bitirdim. Sonuçta 500 Startups ile yatırım tezimizi iyice netleştirdik. Nasıl şirketlere yatırım yapmalıyız, bu şirketleri nasıl buluruz, nasıl katkılarda bulunuruz? Yatırım tezini oturttum ve Türkiye’ye döndüm. Önce kendime bir ortak bulmam lazımdı. Şu an ortağım olan Rina Onur ile tanıştık. Rina, Peak Games’in kurucularından biri. Bu alanda yatırımcı olarak başlamış, sonrasında iki başarılı girişimcilik deneyiminin ardından yeniden yatırımcı tarafta olmak istiyordu. 2016’nınMart ayında bir araya geldik ve ortak olduk. Fon toplamak için çalışmalara başladık. Ağustos ayında 15 milyon dolarlık bir fonla, “500 Startups İstanbul” olarak çalışmalara başladık. Fon, tamamen Türk yatırımcılardan oluşuyor. Bireysel yatırımcılar var. Örneğin TAC’den Namık Abi (Kural) de ilk bireysel yatırımcılarımızdan biriydi. Ama kurumsal yatırımcılar çoğunlukta. Bu 15 milyon dolar kaynakla, şu ana kadar üç yılda 41 girişime yatırım yaptık. Bunun yüzde 20-22’sini Doğu Avrupa’da gerçekleştirdik. Bu kadar kısa sürede, bu kadar çok yatırımı nasıl yapabildiniz? Türkiye, girişim-risk sermayesi fonları (venture capital) açısından nasıl bir yer? Yatırım tezimiz ve farklılaşmamız etkili oldu. Her fonun bir farklılaşması var. Biz, Türkiye’de erken aşamada hızlı yatırım yapan tek fonuz, diyoruz. 100 bin-200 bin dolarları, bir-iki hafta içinde yaratabilen tek fonuz. Amerika bağlantılı tek fonuz. Türkiye’de girişim sermayesine yatırım yapan çok az yatırımcı var. Türkiye’de bireysel yatırımcıları bir kenara koyarsak, fonlar açısından yedi tane girişim fonu var. Ancak bunların üçü aktiftir. Fonların birçoğu 1-2 milyon dolarla giriyorlar ve geç giriyorlar. Biz, az ve hızlı yatırım yaparak, en iyileri kendimizde toplamış oluyoruz. Bu şirketlerin daha sonra 1-2 milyon dolara ihtiyacı olduğunda, biz içerde oluyoruz zaten. Türkiye’de toplam girişim fonlarına baksak, 500 milyon dolara çıkmıyor bile. Türkiye, bir girişimci şirketin, çok çok iyi gitse bile, aradığı 5-10 milyon dolar yatırımı bulması zor bir yer. Girişim-risk “Portföyümüzün yüzde 75’i kurumlararası ürün ve hizmetlere yönelik girişimler. Yani B2B denilen türde şirketler. Bunlardan yüzde 88’i de sadece yurt dışına satış yapıyor. İhracat ve yazılım odaklıyız. Altı şirketimiz donanım, 35’i yazılım üretiyor.” •

RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=