SEV Connect - Sonbahar 2018

CONNECT SONBAHAR 61 değişiyor. Eski yıllara döndüğümüzde okur, kitabının yazarına bile dikkat etmezdi. Yani o yazarın kitabını özel olarak, arayarak satın almazdı. Okur, çevirmen olmasa o yazarı nereden tanıyacak. Üstelik yazar sadece kendine sorumlu, çevirmense hem yazara hem de okura karşı sorumlu. Biraz da benim ısrarımla, son yıllarda kapağa çevirmen isimleri yazılmaya başlandı. Eskiden içeride küçücük verilirdi. Şiir çevirdiniz mi hiç? Hayır. O benim ilkemdir, roman çevirmek için nasıl yazar kumaşınızın olması gerekiyorsa, şiir çevirmek için de şair olmak şart. Benim çevirdiğim bir kitapta, iki-üç satırlık bir dize varsa, hemen Talat Sait Halman’a telefon eder ve ondan çevirmesini isterdim. O benim, şaire saygım, yoksa çevirirsiniz elbette. Şiiri şair çevirir, edebiyat çevirisini de yazar kumaşı olan yapar. Peki, hiç Türkçe’den İngilizce’ye çeviri yaptınız mı? Çevirdim ama edebiyat değil. O da benim ilkelerimden birisidir. Ben İngilizce’yi çok iyi bilirim. Ama yine de bu tür çevirileri ana dili İngilizce olan ve çok iyi Türkçe bilen birinin yapması şart. Grameri, kelimeleri doğru kullanarak çok iyi bir çeviri yapsanız dahi, bir şeylerin eksik olduğunu bilirsiniz. Çünkü o kıvraklık yoktur. Genç mezunlara bir öneriniz var mı? Yaşadıkları günü iyi değerlendirsinler. Yaşadıkları anı yaşayıp keyfini çıkartsınlar demiyorum. O ortamı iyi değerlendirsinler. Bir tek şey önermek istiyorum: Ben yetişirken haris olmak çok ayıptı. Şimdi ona ambisyon deyip bir erdem olarak sunuyorlar. Bence hâlâ çok ayıp bir şey. 16 yıl, bizim okuldan mezun Ayşegül Dora’nın (UAA’64) reklam şirketinde çalıştım. Yeni bir finans müdürü geldi. Bana, “Siz burada uzun zamandır çalışıyorsunuz, biz bir yere girdik mi, ertesi gün yeni bir işe girmek için temasa başlarız” dedi. Bizim zamanımızda bir yerde ne kadar eskiyseniz, o kadar muteberdiniz. Arkadaşlıklarınız ne kadar eskiye uzanıyorsa o kadar sağlam bir kişiliğiniz var demekti. Şimdi o kalktı, hayatımıza ambisyon lafı girdi. Önce ekmekler bozuldu gibi, bu ambisyon lafı her şeyi bozdu. Kitabını çevirdiği yazarlar arasında Márquez ve Auster'in yeri ayrı Selvi için. Dünya görüşleri benzer olsa da anlatım tarzları farklı bu yazarların bir ortak özelliği daha var emektar çevirmenin nezdinde: "İkisi de çok yakışıklı". • FOTOĞRAF: COŞKUN ÇELER

RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=