SEV Connect - Sonbahar 2018

CONNECT SONBAHAR 37 odaklıydı. Son bir senedir de yurtdışında bunu nasıl yapabileceğimize dair girişimlerimiz var. BanuKantarcı: BenMarmara Üniversitesi İletişimFakültesi’nde Radyo Sinema ve Televizyon okudum. Sonra Galatasaray Üniversitesi’nde İletişimStratejileri master’ı yaptım. Beş-altı yıl PR ajanslarında çalıştım. Sonrasında marka tarafına geçtim. Gittigidiyor’da beş yıl marka müdürlüğü yaptım. Orada Poltio ile yolumuz keşişti. Zaten Ahmet’le tanışıyorduk. Gittigidiyor ile Poltio arasındaki çalışmalarda bir araya geldik. Farklı konularda bir arada çalışınca Poltio’yla ilgilendiğimi gördüm. Zaten girişimcilikmacerasını denemeyi düşünüyordum. Sonunda Ahmet’e ortak olarak 2016’da Poltio’ya dâhil oldum. BanuHanım’ın katılmasıyla Poltio’da neler değişti? AT: Bizim gibi girişimlerde birkaç yaklaşım var. Yurtdışında sistem kurulupmümkün olduğunca çok insana kullandırıldıktan sonra ürünleştirilir ve oradan para kazanılır. Biz kurulum aşamasını hazırlamıştık, ama bunun için işbirliklerini kurma, markaların bunu nasıl kullanacağını belirleme ve para kazanma kısmını kafamızda oturtamamıştık. Markamızı daha da duyurmamız lazımdı. Tamda o dönemBanu’nun gelişi çok iyi oldu. Bir araya geldik. Kurumsal kimliğimizi, logomuzu yeniledik. Melek yatırımcılarınızdan üçü de ACI’lı. Ortaklık yapınızdan ve yatırımcılarınızdan bahsedermisiniz? AT: Evet, bizim ilkmelek yatırımcılarımız yine ACI 2002 sınıfından. Ali Karakaya (ACI’02), Mehmet Karakaya (ACI’02) ve İpek Karakaya (ACI’98) bize melek yatırım yaptılar. Sonra farklı bir melek yatırımdaha aldık. Güney Can Gökoğlu bizimCTO’muz, yazılımlardan sorumlu. Vildan Ay medya işbirliklerini yürütüyor, içerik tarafından sorumlu. Banu Kantarcı, Poltio’nunmarka iletişimi, marka işbirlikleri, satış ve ticari tarafından, Özge Akçizmeci ise pazar araştırmalarından sorumlu. Hepsi aynı zamanda şirket ortağı. Geçtiğimiz yıl işi büyüttük ve bir yatırım turuna hazırlandık. İçinde faaliyet gösterdiğimiz StarterHUB ismindeki bu yerde, yılda iki program yapıyorlar. Bu hızlandırma programlarıyla yatırım alabiliyorsunuz. Burasının temsilcisi olduğu Startup BootCamp adlı uluslararası bir programa girdik ve mezun olduk. Yatırım turları yaptık ve bu yatırımı yurtdışına açılmak için kullandık. Bugün Poltio’da neler yapılabiliyor? Yurtdışında neler planlıyorsunuz? AT: Poltio’da her ay 10milyonun üzerinde oy kullanılıyor, 2-2,5 milyon kişi birbiriyle etkileşiyor. Bu da bize analiz edilebilecek çok büyük bir veri sunuyor. Bizim gelir elde ettiğimiz alanların başında, markalar için pazar araştırmaları geliyor. Platformumuzun iki tarafı var. Pek çok marka bizi kendi sitelerine entegre edebiliyor. Yani bir platformhizmetimiz var. Trivia adında, yine markaların kullanacağı yeni bir ürünümüz oldu. Bir de markaların pazarlama ve satış odaklı kampanyalarına özel, hedef kitlelerle çalışıyor ve ürünlerini tanıtmaları için interaktif kurgular yapıyoruz. Yurtdışına açılma daha ilk günden gündemdeydi. Fakat Türkiye’de rüştünü ispatlasın, para kazansın, gelir modeli belli olsun diye bekledik. Bir yatırım turu yaptık ve New York’ta bir ofis açarak yurtdışına açıldık. BK: ABD’de ilk olarak Dow Jones ile bir işbirliği yaptık. Oradaki ekosistem farklı, orada bir şeyler yaptıkça biz de burada evrildik. Örneğin Trivia adıyla bir ürün çıkardık. Sadece ABD’ye yönelikti ama onu buraya da uyarladık. Farklı ekosistemleri birbirine geçirip ona göre evrilmeye başladık. Startup’ın ruhunda var zaten böyle değişimler. Köşeleri çok hızlı köşeleri görüp dönmezseniz, başarılı olamazsınız. Ben döndüğümüzü düşünüyorum. Trivia nasıl bir ürün? AT: Trivia canlı, herkesin birbirine karşı yarıştığı bir format. Cep telefonunuzdan giriş yapıyorsunuz. Herkes sisteme kaydolduktan sonra, yönetici “hazırsanız başlıyorum” diyor, herkes eş zamanlı bir soru alıyor. Belirli bir soruyu cevaplıyoruz, liderlik tablosu doğru yanıtlara göre değişiyor. Buradaki kilit kelime canlı olması. Anket, kişilik testi ve yarışma gibi yapmayı bildiğimiz şeyleri bu sefer canlı sunuyoruz. ABD’de çok etkinlik olduğu için talep geldi ve ortaya böyle çıktı. İkiniz de profesyonel hayattan girişimciliğe geçmişsiniz. Girişimcilik nasıl bir deneyim? BK: Benim açımdan profesyonel hayat, iyi bir yerde çalışıyorsanız büyük bir kafa rahatlığı. Ama kendi işinizde çok daha istekli oluyorsunuz. Attığınız adımların gelecek için çok kıymetli olduğunu biliyorsunuz. Bütün ortaklar, profesyonel olarak önemli başarılardan sonra buraya geldi. Ahmet öyle, genel müdürdü. Ben eBay’de marka müdürüydüm. Özge, İPSOS’ta çalışıyordu. Vildan televizyon programı yapıyordu. Güney, Lidyana’nın kurucularından. Kimse sadece para kazanalımdemiyor, şirketimiz güzel yerlere gelsin diye düşünüyor… AT: Banu da, ben de “kurumsaldan iyice sıkıldım, işimi hiç sevmiyorum” diye girişimci olmadık. Girişimcilik, birşey üretiyor olmak çok güzel ama bir sürü zorluğu da var. Kendilerine ne kadar uygun olduğunu görmek için bence genç girişimciler, mutlaka bir girişimde çalışmalı ve orayı deneyimlemeliler. ACI 2011 mezunu İdil Mayzel buna iyi bir örnek; bizde staj yaptı, sonra kendi startup’ını kurdu. BK: Bir startup’ta çalışmak büyük bir deneyim sağlıyor. Yatırımcı ağını öğreniyorsunuz. Ekosisteme giriyorsunuz. Yatırımcılarla çalışıyorsunuz. Bir fikir bulsambana destek verecek çok diyebilmelisiniz. Aynı okuldan ve sınıftan olmak iş yaparken sizleri nasıl etkiliyor? BK: Katkısı çok tabii... Bir kere güven duygusu çok önemli. Ahmet’le iş yapmaya başladıktan bir buçuk yıl sonra, hisse anlaşmasını imzaladık. AT: Burada kritik kelime güven. Çok daha hızlı hareket edebiliyorsunuz. Güvenmediğimbiriyle girişimcilik yapmayı düşünemiyorum. Yedi yıl birlikte okuyorsunuz, sonrasında sürekli haberleşiyorsunuz. Bu, büyük bir güven sağlıyor. 100’e yakınmezunlaWhatsapp’da konuşuyoruz. Kopmak yok. Sınıfımızın katkısı kadar, sonradan İzmir Amerikan mezunu olduğunu öğrendiğimiz insanların da katkısı oldu. ACI’da sınıfların kendi içinde müthiş bir haberleşme ağı var, ama sınıflar arasındaki iletişimi artırmamız lazım. Böylece bu bağın gücü katlanarak artacaktır. Ahmet Tosun ve Banu Kantarcı, aynı okuldan mezun olmanın bir güven getirdiğini ve bu güven doğrultusunda iyi işlere imza atıldığını belirtiyor.

RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=