SEV Connect - Sayı 13
70 CONNECT 13 hayatımıza henüz girmemişti. Her hafta tek tek gazeteleri dolaşır, basın bülteni dağıtır, yüz yüze iletişim kurarak basın ilişkilerini yönetmeye çalışırdık. İnsan Kaynakları da daha yeni yeni kurulmaya başlıyordu. Yöneticilerim, dil bildiğim için beni İngiltere’ye ve Henkel’in merkezi olan Almanya’ya göndererek İnsan Kaynakları alanında eğitilmemi sağladılar. O dönemlerde global Henkel’de kadın olarak yönetim kademesindeki üç kişiden biriydim. Kadınların Almanya’da bile kariyer basamaklarını tırmanmakta zorlandıkları yıllardı. Şirket birleşmeleri olunca, Türk Henkel’e geçerek 1997’de İstanbul’a geldim ve İnsan Kaynakları Müdürü olarak devam ettim. Henkel’den ayrıldığım 2011 yılına dek Yönetim Kurulu Başkanlığı, Ülke Müdürlüğü gibi görevlerim olsa da, hep insan kaynaklarıyla ilgilendim. Uzun bir profesyonel hayattan sonra İzmir Amerikanın da çatısı altında olduğu SEV’de çalışmaya nasıl karar verdiniz? Buradaki görevinizi biraz anlatabilir misiniz? 2011’de kimya sektöründen ayrıldıktan sonra birkaç yıl danışmanlık yaptım. 2015 yılında o zamanki Yönetim Kurulu Başkanımız Ceyda Aydede’nin çağrısıyla SEV’de göreve başladım. Vakıftaki ve okullardaki yöneticilerimizle birlikte kurumsallaşma yolunda gereken tüm alanlarda çalıştım. İlk başladığımda satın alma departmanı yeni kurulmuştu ancak başındaki yöneticimiz ayrılmaya karar vermişti. Devralacak kimse yoktu, bir yıl kadar satın almaya destek verdim. CIS akreditasyonlarıyla ilgilenilmesi gerekiyordu, başka kimse olmadığı için akreditasyonların koordine edilmesine destek vermeye başladım. Sonrasında Çocuk Koruma Projesi gündeme geldi. O dönemde UAA’nın başdanışmanı olan yöneticimizin yardıma ihtiyacı vardı. Onunla birlikte Çocuk Koruma Projesini başlattık ve belli bir noktaya getirdik. Diğer bir deyişle, nerede yangın varsa onu söndürmeye çalışıyorduk. Artık kurumsallaşmış bir yapı var; daha proaktif olarak sadece kendi işlerimle ilgilenebiliyorum. İnsan Kaynakları alanında okullarımızda İK departmanını kurduk. Yedekleme/performans/ücret yönetimi alanlarında kalıcı sistemler oluşturduk. Okullarda yönetişim yapısını revize ederek, okul kurulları (School Governing Body) kurduk. Eğitim kadrolarını güçlendirmek için yetkin SEV’DEKARİYER BEGÜM ÜÇER DİLMEN (ACI’77) “SEV ve kurumları gerçek bir aile” İzmir Amerikan Kolejinden mezun olduktan ve yüksek öğrenimini tamamladıktan sonra profesyonel hayata atılan, orada edindiği tecrübeyi Sağlık ve Eğitim Vakfına taşıyan Begüm Üçer Dilmen, tüm mezunların gerek SEV’e, gerekse okullara katkı sunabileceğini söylüyor. SAĞLIK VE EĞITIM VAKFI İnsan Kaynakları Müdürü Begüm Üçer Dilmen, içinde yetiştiği, kültürüyle büyüdüğü kuruma katkı sunmak üzere tabiri caizse elini taşın altına koymaktan imtina etmeyen mezunlardan biri. Bu kültürün gelecek nesillere aktarılmasını sağlamak amacıyla, kendisine nerede ihtiyaç varsa orada olmuş şimdiye kadar. Dilmen, SEV’in kendisi için önemini ve kurumda çalışmaya başlamasının öyküsünü anlatıyor… BegümHanım, isterseniz sizi okurlarımıza kısaca tanıtarak başlayalım. İzmir Amerikandan mezun olduktan sonraki eğitiminizi ve SEV İnsan Kaynaklarına uzanan kariyerinizi anlatabilir misiniz? ACI sonrasında Ege Üniversitesi İşletme Fakültesinde okudum. Üniversite hayatı ACI’daki kadar dolu ve hareketli geçmiyordu. Üniversiteye devam ederken haftada üç gün çalışmaya başladım. Yöneticilerimin önerisiyle Halkla İlişkiler alanında Amerika’da yüksek lisans yapmaya karar verdim. İletişim hukuku, pazarlama, organizasyonel gelişim gibi dersler alarak mezun oldum. İzmir’de Turyağ olan şimdiki Henkel’in hızlı tüketim şirketinde Halkla İlişkiler Koordinatörü olarak göreve başladım. Bilgisayarların olmadığı, elektrikli daktiloların yeni çıktığı zamanlar... Cep telefonu, e-posta gibi teknolojiler
RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=