SEV Connect - Sayı 13
G İ R İ Ş İ M S E R M AY E S İ Lise ve üniversite yılları girişimcilik kültürü açısından sizce nasıl bir dönem olmalı? Bu dönemde gençlere ve geleceğin girişimcilerine ilişkin neler yapılabilir? Öncelikle şunu söylemem lazım: Bir insanın önündeki tek ve en önemli engel kendisi; “ben bu işi yapamam, bu işi beceremem” dediğiniz an hikâye bitiyor. Biraz önce söylediğim gibi; dünyada bir işi bir kişi yapıyorsa, çok isterseniz siz de yaparsınız. Tek engel istememeniz. Her insan, bir şeyi bir önceki nesilden ve yanındakinden daha iyi yapmak üzere dizayn edilmiş. Rekabetçi ruh, bunu tetikliyor. Kişisel hayatınızın liderliğiyle alakalı bir-iki şey önermek isterim, çünkü hayatının liderliğini ele alınca, iş hayatında da başarılı oluyorsun. Benim her zaman her yerde ilk söylediğim şey, “varlık sebebi”. Bu hayatta neden var olduğunuzu, neye hizmet ettiğinizi düşünmeye başlayın, çünkü her birimiz eşsiz varlıklarız. Ben, hiçbir zaman başarılı olmak için çalışmadım; hep iyi insan olmak, olduğum ortama, etrafıma fayda sağlamak için odaklandım. Başarı zaten bunun sonunda geliyor. Neyi hayal ettiğiniz çok önemli. Hayallerinizde kendinizi kısıtlamayın. Meraklı ve hayat boyu öğrenci olmak çok çok önemli. Hangi okullardan mezun olduğunuz, eşit şartlara sahip olup olmadığınız küçük ayrıntılar, önemli olan hayat boyu öğrenen bir insan olmak ve meraklı olmak. Hiçbir şey bilmiyormuş gibi çalıştım, öğrendim ama her şeyi biliyormuşum gibi de hayata güvendim. İşte o zaman, hayalleriniz eninde sonunda gerçekleşiyor. Sizin hızınızda olmasa da hayatın hızında oluyor. Benim gençlere diğer bir tavsiyem, içinde bulundukları bu döneme ve geleceğe kendilerini hazırlamaları. Gelecek, teknoloji girişimciliğinde. Bunun için yeni girişimleri ve ekosistemi takip etmek, yaz tatillerinde staj yapmak, girişimcilik üzerine en az beş kitap okumak, yeni girişimlerde ücretsiz çalışmak çok önemli. Mezun olunca da mutlaka kurumsal bir firmaya girip 3-5 yıl çalışmak lazım. Üniversiteden mezun olur olmaz girişimci olmaya çalışanların önemli bir kısmı, ilk denemede başarısız olmuş ve kurumsal hayata geçmişler. Bu arada, Türkiye’deki tüm kuluçka merkezi veya hızlandırıcılar (örneğin İTÜ Çekirdek) tüm öğrencilere açık. Üniversite dışındaki kurumlardan TÜSİAD’ın düzenlediği “Bu Gençlikte İş Var” yarışması (ve kampı), Hamdi Ulukaya Girişiminin düzenlediği girişimcilik kampı, Açık İnovasyon Derneğinin düzenlediği “HacknBreak” kampı ve benzerleri, tüm üniversite öğrencilerine açık. İnternette de girişimcilikle ilgili çok sayıda (ücretsiz) kaynak bulunuyor. Z kuşağı ve pandemi gibi gelişmeler, yakın gelecekte girişimcilik ekosistemini nasıl etkiler? Girişimciler önümüzdeki yıllar için nelere, hangi alanlara dikkat etmeli? Bu ekosistemin önündeki en önemli iki etken, fonlama ile etkin ve kaliteli yetenek. 2013’te kurulduğumuzda sadece 1 tane VC vardı, hızlandırıcılar, melek yatırımcı grupları yoktu. Bugün geldiğimiz noktada birçok fon var ve Türkiye daha çok fonu kaldırır. Türkiye’de bazı önde gelen banka ve markalar, Venture Capital kurmak için kolları sıvadılar. QNB- QNBEYOND, Yıldız Ventures, Finberg, EnerjiSa Enerji gibi kaliteli yatırımcılar var; daha da eklenecek. Bu ekosistem, bu şekilde para toplamaya etmeye devam edecek. Bu işin bir de insan boyutu var; Türkiye, genç ve dinamik nüfusuyla bu ekosistem için oldukça büyük bir potansiyel barındırıyor. Özellikle yazılım geliştirmede oldukça etkiniz, ama bu yetenekler yurt dışında daha fazla kazandıkları için Türkiye’den maalesef ayrılıyorlar. Önemli olan onların değer yaratabileceği modellere yönelip, onları Türkiye’de kalmaya ikna etmek. Fonların sayısı ve desteği arttıkça, bu kişilerin refah seviyesi artacak ve Türkiye’de değer yaratmaya devam edebilecekler. Korona öncesi/sonrası bakacak olursak, Türkiye’de hızla büyüyen bir girişimcilik ekosisteminden bahsedebiliriz. Ama özellikle pandeminin küresel ve yerel pazarlar üzerindeki etkisinin derinliği ve kapsamı, daha önce deneyimlenmiş bütün krizlerden çok farklı aslında. Hiçbir kurumun ve girişimin daha önce karşılaşmadığı çok yönlü bir krizde, yatırımcıların da düşünce sistematiğinin nasıl etkilendiğini ilk defa deneyimledik. Pandemi başladığında, yani 2020’nin ilk yarısında, VC’lerin yeni yatırım yerine portföylerindeki şirketlere can suyu ayırmayı tercih ettiğini ve yeni yatırımlara bir süre kapandığını gözlemledik. Ama sonra hâlâ pandeminin etkilemesini beklediğimiz 2. yarı, yatırım anlamında hem global hem de Türkiye’de oldukça kuvvetli geçti. Yatırımcılar, yeni normale hızlı adapte olabilen ve çevik aksiyonlarla bu değişime cevap verebilen teknoloji start-up’larına daha fazla yönelmeye başladılar. Senelerce dijitalleşmenin önemini anlatmaya çalıştık ama pandemi, yedi senede kat edilen dijitalleşme eforunu yedi ayda gerçekleştirdi. Globalde stratejik alım dediğimiz büyük kurumsalların, dijitalleşme yolundaki yetkinliklerini artırmak için teknoloji start-up’larını bünyesine kattığını gözlemledik. Covid öncesi gibi sonrasında da, girişimcilik kendi içinde ciddi fırsatları barındırıyor. Bu süreç girişimciliği güçlendirdi, daha dijitalleşen, dijitalleşmek zorunda kalan bir dünyada ve teknoloji okuryazarlığının daha güçlü olduğu kurum ve tüketicilerin etkisi hem var olan hem de yeni start-up’lar için ciddi bir fırsat diye düşünüyorum. 2013’te kurulduğumuzda sadece bir tane VC vardı, hızlandırıcılar, melek yatırımcı grupları yoktu. Bugün geldiğimiz noktada birçok fon var ve Türkiye daha çok fonu kaldırır.” Gizem Moral Kunter, Üsküdar SEV 7. sınıfta okuyan oğlu Mert'ten bugüne kadar çok şey öğrendiğini ve öğrenmeye devam ettiğini söylüyor. 48 CONNECT 13
RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=