SEV Connect - Sayı 13

28 CONNECT 13 Lisya Konfino Tavaşi ve Seza Ünal Özeren, bugüne kadar iki sergi gerçekleştirdiklerini, söyleşinin yapıldığı sırada üçüncü sergilerinin hazırlıklarını sürdürdüklerini belirtiyor ve en büyük hayallerinin Türk mimarların yurt dışında yaptıkları projelerde yer almak olduğunu söylüyor. Lisya Konfino Tavaşi ve Seza Ünal Özeren, eğitimlerini farklı illerde ve ülkelerde tamamlamış, kariyerlerini de farklı alanlarda yapmış iki kadın. Onları bir araya getiren temel unsur ise sanata olan tutkuları ve hayata aynı köklü değerlerin ışığında bakmaları. Lisya Konfino Tavaşi (UAA’99 ) Seza Ünal Özeren (ACI’01) Köklü bir kültürün çağdaş yansımaları Ortak Akıl ÜSKÜDAR AMERIKAN LISESINI bitirdikten sonra Johns Hopkins Üniversitesinden mezun olan Lisya Konfino Tavaşi ile İzmir Amerikan Kolejinin ardından Bilgi Üniversitesinde İşletme Bölümünü tamamlayan ve Yeditepe Üniversitesinde Sanat Yönetimi dalında master yapan Seza Ünal Özeren’i ortak akılla iş yapmaya yönelten temel motivasyon, sanata olan bağlılıkları. 2019 yılında her türlü mimari proje, otel, ofis, rezidans, kamusal alan ve kişisel koleksiyonla sanatı buluşturmak üzere kurdukları ArtPick, sanat eserlerini mekânın dekorasyonu olmaktan çıkarıp ilham unsuru haline getirmeyi amaçlayan bir kurum. Geçtiğimiz aylarda HAN Spaces’te bir sergi açan ikiliyle hem şirketlerini hem de ortak kültürden gelmenin iş yapışlarını nasıl etkilediğini konuştuk. Ortaklığınızla kurulan ArtPick, genç bir şirket. Öncelikle bir araya gelmenizin ve şirketin kuruluş öyküsünü sizden öğrenebilir miyiz? Her ikimiz de üniversite eğitiminin ardından, farklı sektörlerdeki kurumsal iş deneyimlerimizden sonra, sanata olan ilgimizin hobi olmaktan öteye gittiğini fark ederek, farklı şekillerde sanat eğitimleri almaya başladık. Zaman içinde de bu bilgi birikimi bizi, sanat sektöründe farklı galerilerde çalışmaya yönlendirdi. Ortak bir arkadaşımız sayesinde de bir araya gelerek bu bilgi ve deneyimimizi sanat alanında değerlendirmenin yollarını aradık. ArtPick’i 2019 yılında hayata geçirdiğimizde, sanat danışmanlığı daha çok kurumsal şirketler ve koleksiyonerler için yapılıyordu. Biz de mimarlara ve tasarımcılara yönelerek buradaki açığı kapatmayı hedefledik. Lisya Hanım, özgeçmişinizde Johns Hopkins Üniversitesinden mezun olduktan sonra bir süre aile işinde çalıştığınızı, 2010’dan itibarense sanata yöneldiğinizi belirtiyorsunuz. Sanata olan ilginizin nasıl geliştiğiyle ve bunu bir iş alanına dönüştürme düşüncesinin nasıl oluştuğuyla ilgili biraz daha detaylı bilgi rica edebilir miyiz? Sanatla iç içe bir ailede büyüdüm, babamla yaptığım sergi gezileri, onun arkadaşlarıyla yaptığı sanat sohbetleri her zaman hayatımda büyük yere sahip oldu. Bu sebeple sanat aslında her daim gündelik hayatımızın içinde var olan bir olguydu. Zaman geçtikte gördüğüm, izlediğim işleri ve sanatçıları daha da iyi anlama isteği duydum. Dönemler, akımlar, üretim pratikleri gibi konular hakkında daha çok bilgi sahibi oldukça daha da fazla hayatımın odak noktası haline geldi. Bunları uzun

RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=