SEV Connect - Sayı 13
CONNECT 13 13 olmasına rağmen büyük markalarla çalışıyor. Pazarla pek kıyaslama yapamıyoruz, çünkü ürünümüz el yapımı ve butik bir ürün olduğundan kıyaslayabileceğimiz kalibrede bir başka ürün yok. Şansımıza pazarda bu ürünün boşluğu vardı ve Hollanda’nın tam bir süt ürünü ülkesi olması işimizi kolaylaştırdı. Avrupa’nın bir ülkesinde şirket kurmayı ve o şirketi yaşatmayı başarabilen genç girişimciler olarak, bu deneyimin sizin hayatınızı nasıl etkilediği hakkında neler söylemek istersiniz? H.M.: Şirket kurmak başlı başına zor bir işken bunu bir de dilini ve işleyişini sonradan öğrendiğiniz bir ülkede yapmak... Son derece zorlayıcı, cesaret isteyen ancak bir o kadar da keyifli bir deneyim benim için. Gecemizin gündüzümüze karışması, konuştuğumuz konuların, katıldığımız etkinliklerin çoğunlukla girişimcilik ve yeme-içme sektörleri üzerine oluşu da Luwia’nın hayatıma olan etkilerinden bazıları. K.M.: Luwia’yı kurmadan önce Türkiye’de de ziyaret ettiğimiz yoğurt şirketleri oldu. Onların işleyişi ve Avrupa ülkelerinin işleyişini birinci elden deneyimledik. Özellikle Avrupa’nın hijyen ve yeme-içmedeki titizliği bize apayrı bir profesyonellik kattı diyebiliriz. Bugün Türkiye’de yaşayan birçok gencin hayalinde, tıpkı sizler gibi Avrupa veya Amerika’da iş kurabilmek var. Onlara ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz? H.M. ve K.M.: Tavsiyemiz; önce kalacağınız ülkedeki yerinizi sağlamlaştırıp, sonrasında şirketinizi kurmanız. Vize işlemlerini yıllarca takip etmek durumunda kalmış bir abi-kardeş olarak, bizler önce Hollanda vatandaşlığımızı aldık, sonrasında ise şirketimizi kurduk. Ayrıca kuracağınız şirket için önceden oluşturulmuş bir network’ün önemi de çok büyük. Son olarak, aynı evde büyüyen kardeşler olmanın yanı sıra aynı okula giden, aynı şirkette çalışan iki insansınız. İkinizin de TAC kültürüyle yetişmiş olması, iş hayatında size nasıl bir avantaj sağlıyor? K.M.: Ben her şeye daha araştırmacı bir gözle yaklaştığımı fark ettim. TAC’nin bu konudaki öğretileri ve katkısı büyük. H.M.: TAC kültüründe yetişip üstüne direkt yurt dışında yaşama macerasına atılmak beni eskiye göre çok daha dışa dönük biri haline getirdi ve bu durum iş hayatıma da pozitif yansıdı. master içinMaastricht University'nin Uluslararası İşletme programına kabul edildim. Masterdan sonra bir Çin şirketinin Hollanda ofisinde Satış Müdürlüğü yaptım. Hande Hanım, Hollanda’da yoğurt üretme fikri ve Luwia markası nasıl doğdu; bu soruyla bağlantılı olarak Luwia kelimesinin ne anlama geldiğini öğrenebilir miyiz? Hollanda’da okuduğum sürede tadına alışamadığım tek yiyecek yoğurt oldu. Bildiğiniz üzere, bizim kültürümüz için taze yoğurt çok önemlidir; Hollandalıların ise bu tatla asla tanışmadıklarına şahit olduk. HemHollandalıların taze yoğurdu bilmeyişi hem de fermente ürünlerin geleceğinin parlak olduğunu görmemiz, bizi Luwia’yı kurmaya yöneltti. Luwialılar, Bronz Çağı’nda Anadolu’da yaşadıkları tahmin edilen bir uygarlık. Hiyeroglifleri, süt ürünlerini ilk işleyen topluluklardan biri olduklarını gösteriyor. Bizimmarkamız da yoğurt yapımını/süt ürünlerinin kaybolmuş tadını ve zanaatını geri getirmeyi amaçladığı için adını Luwia koyduk. Kerem Bey, Hollanda, tarım ve hayvancılık açısından Avrupa’nın en önemli, en verimli ülkelerinden biri. Bu durum sizin üretiminize nasıl bir katma değer sağlıyor? Evet, Hollanda bu anlamda çok verimli bir ülke. Dolayısıyla ürünlerimiz en kaliteli hammaddeyle yapılıyor. Bu hem pazarlamamızı kolaylaştırıyor hem de marka değerimizi artırıyor. Hande Hanım, Hollanda, diğer Avrupa ülkeleri gibi Türkiye’den gidenlerin yoğun olarak bulunduğu bir ülke. Markanızı yaratıp pazarlamaya başladığınız ilk zamanlarda, Türkiye’den gidenlerden nasıl yorumlar aldınız? B2C satışlarımızda müşterilerimizin yüzde 30-35’ini Türkler oluşturduğu için, ilgilerinin yoğun olduğunu söyleyebiliriz. Türklerin çoğu Luwia’yı tattıktan sonra çocukluğunu hatırladığını, yoğurdumuzun “anneanne yoğurdu” gibi olduğunu dile getiriyor. Kerem Bey, şirketinizin Hollanda pazardaki durumunu öğrenebilmek amacıyla araştırmalar yaptırıyorsunuzdur muhakkak. Şirketinizin şu anki pazar payından memnun musunuz? Şirketinizi bir ileri noktaya taşımak için neler yapmayı planlıyorsunuz? Şirketimiz henüz kurulma aşamasında Hande Macit: “Şirket kurmak başlı başına zor bir işken bunu bir de dilini ve işleyişini sonradan öğrendiğiniz bir ülkede yapmak... Son derece zorlayıcı, cesaret isteyen ancak bir o kadar da keyifli bir deneyim benim için.” KeremMacit: “Luwia’yı kurmadan önce Türkiye’de de ziyaret ettiğimiz yoğurt şirketleri oldu. Onların ve Avrupa ülkelerinin işleyişini birinci elden deneyimledik. Özellikle Avrupa’nın hijyen ve yeme-içmedeki titizliği bize apayrı bir profesyonellik kattı diyebiliriz.” Kerem Macit ve Hande Macit, Hollanda'da yoğurt ürettikleri çiftlikteler / FOTOĞRAF : MARCEL KROL
RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=