SEV Connect - Kış 2021

8 CONNECT KIŞ FOTOĞRAF: COŞKUN ÇELER 2021 yılının başında Sağlık ve Eğitim Vakfının Genel Müdürü olarak göreve başlayan Prof. Dr. Güray Erkol ile ailesinden fizik bilimine, akademik kariyerinden öğretmen olarak eğitimdeki yaklaşımlarına kadar birçok konuyu Connect okurları için konuştuk. “SEV’in paydaşları arasındaki köklü bağlar, kurumun sahip olduğu en büyük değerlerden biri,” diyen Prof. Dr. Güray Erkol, sözlerine şöyle devam ediyor: “Paydaşlar arasındaki bu dayanışma kültürünün ve bağlılığının bir öğrenme ekosistemi için güçlü bir altyapı oluşturabileceğini düşünüyorum. Parçaların aralarındaki bağlar, onları toplamından fazlası yapıyor. Fizik bize bunu söylüyor. Bizler niye toplamımızdan fazlası olmayalım?” “Toplamımızdan fazlası olmak” Prof. Dr. Güray Erkol Gündemdekiler Fizik alanında bir bilim insanı, akademisyen, öğretmen ve eğitim lideri olarak sizi tanıyarak başlayabilir miyiz? Fizik bilimine nasıl yöneldiniz? Ankara’da doğdum ve ilkokulu orada okudum. Sonra ailemin iş durumu nedeniyle, ortaokulu ve liseyi de okuduğum şehir olan İzmir’e yerleştik. İzmir’e dair her şeyi içimde taşıyorum, o nedenle İzmirliyim demeyi tercih ediyorum. Eğitimimin her aşamasında matematik ve fene ilgi duyuyordum. Merak en büyük itici güçtü benim için ve doyumsuz bir öğrenme hırsım vardı. Bildiklerimi öğretmeyi de çok seviyordum. Bir şeyi öğrenmenin en iyi yolunun, onu öğretmeye çalışmak olduğunu düşünüyordum. Böyle olunca, benim için tüm yollar fizik bilimine ve akademisyenliğe çıktı. ODTÜ’yü kazandığımda tüm çocukluk hayallerim gerçekleşmişti. ODTÜ’de lisans ve yüksek lisans eğitiminizin ardından, Hadron çarpıştırıcılarda Higgs bozonu aramak gibi günümüz fiziğinin en derin alanlarında çalışmalar yaptınız. Bilimsel çalışmalarınızdan biraz bahsedebilirmisiniz? Bana ilham veren hocalarım oldu hep. O yüzden çok şanslıyım. ODTÜ’de iyi bir eğitim aldım. Bunu, doktora eğitimim için kabul edildiğim Groningen Üniversitesine gidince daha iyi anladım. Uluslararası bir araştırma ortamında, akranlarımdan birkaç adım ilerideydim. En küçüğün fiziği her zaman ilgimi çekti. Atom altı fiziği üzerine teorik ve hesaplamalı araştırmalar yaptım, genç bilim insanları yetiştirdim. Hollanda ve Japonya’da araştırma laboratuvarlarında çalışırken, Türkiye’ye dönüp bilim insanı ve araştırmacı kimliğinizin yanı sıra, fizik öğreten bir öğretmen olmaya nasıl karar verdiniz; laboratuvar ve sınıf arasında nasıl farklar var? Öğrenmek kadar öğretmek de bir tutku benim için. Dünyanın geri kalanını unutabildiğim tek yer sınıf. Binlerce öğrencim oldu şimdiye kadar.

RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=