SEV Connect - Kış 2021
CONNECT KIŞ 59 “Seni çok seviyor ve ‘okul arkadaşımı’ çok özlüyorum” “Bu zamansız vefat çok büyük bir boşluk benim için” YA Z I : E M İ N YA Z I C I GÜNLER, HAFTALAR birbirini kovalasa da yaşanan acıyı azaltmıyor, belki değiştiriyor. Son zamanlarında yaşadığı sıkıntıların üzüntüsü geçen zamana bağlı olarak biraz da olsa hafiflerken, özleme kısmı gittikçe artıyor. Annemi, hayatımdaki yerini, paylaştıklarımızı, anılarımızı bir paragrafla anlatmam mümkün değil elbette, fakat burada annemin benim için ifade ettiği birçok önemli sıfattan biri olan okul arkadaşlığımızdan bahsetmek istiyorum. Üsküdar Amerikan ile ilk tanışmalarım, haziran aylarında düzenlenen çocuk günlerindeydi. Çok eğlendiğimi hatırlıyorum ileride okulumun bahçesi olacağını bilmediğim halde ortalıkta koştururken. Bir başka anı olarak, 1989’da da annemin 25. mezuniyet yılının Reunion’ı için, karma eğitime geçilmeden önce sınıf arkadaşlarıyla okulun yatakhanesinde son kez bir gece kaldıklarını hatırlıyorum. O zaman bana mezuniyetten 25 yıl geçmiş olması çok uzun bir zaman gibi gelirken, şimdi kendi mezuniyetimden 22 yıl geçti bile. Okulda öğrenci olduğum yıllarda annemin de mezunlar derneğinde olması, okul yoğunluğu arasında bazen onu görebilmek, mezunlar derneğine uğramak hoşuma gidiyordu. Mezun olduktan sonra da tesadüf eseri aynı Reunion senelerine denk gelmiş olmamızdan ötürü, annemle beraber katılmak çok daha keyifliydi. Bundan sonra, annem olmadan Reunion’ların benim için buruk geçeceğini biliyorum. Bana çok sevdiğin okulumuzu, çocukluğumun ilk yıllarından başlayarak sevdirdiğin, ailedeki Üsküdarlılar arasına katılmamda bütün desteğin, yardımların için çok teşekkürler annem. Yıllar içinde okulumuz için arkadaşlarınla beraber yaptığınız katkıların, çalışmalarınızın, düzenlediğiniz gezilerle sağladığınız bursların da Üsküdar Amerikan için çok değerli olduğunu biliyorum. Seni çok seviyor ve “okul arkadaşımı” çok özlüyorum. YA Z I : G Ü L YA Z I C I K AYA BERRIN’IMIZ IÇIN böyle bir yazı yazmak çok zor. Berrin’i tanıdığımda 14 yaşındaydım ve onu kaybedene kadar geçen 54 yıl içinde, sevgili ağabeyimin karısı ve her şeyi olmanın yanında, benim için de arkadaş, sırdaş, gerçek bir dost ve abla oldu. Tüm güzel vasıfları kendinde toplamış; güler yüzlü, azimli, sevecen ve candan bir dostumu yitirdim. Öyle çok şeyler paylaştık ki bu uzun yıllar içinde, acı-tatlı öyle güzel anılarımız var ki, bu zamansız vefat çok büyük bir boşluk benim için. Aynı okuldan mezun olup aynı değerlerle yetişmiş olmamızın yanında; onun eşi, çocukları, torunlarının yanı sıra tüm ailemiz ve dostları için yaptıklarından yola çıkarak, ona “Hızır Acil” deyişimi ve onun da kahkahalarla gülmesi geliyor aklıma. Hep gülen o güzel gözleri, herkes için elinden geleni yapması, hayata hep olumlu bakmasıyla yaşıyor bizlerle Berrin’imiz. Nur içinde yat sevgili yengem, Tanrı’nın rahmeti hep üzerinde olsun. “Seni çok sevdim, güvendim” YA Z I : D I L E K T O K AY ÇOKUZUN BIR günün ardından gece de bitmek bilmiyor… Yine bir kâbus yaşadık, inanamayacağımız şok bir kayıp daha, UAA’64 sınıfımızdan. Gidişin adını koymaya içim dayanmıyor. Berrin’ciğim, nasıl bir olay bu? Tüm iyimserliğinle, yapıcılığınla, azminle, idealizminle, çalışkanlığınla, aklınla, mantığınla, sebat ve metanetinle, dostluğunla, sevecenliğinle, yardımseverliğinle, insanlığınla… Zor bir hastalığa dayan, süreci metanetle atlat, bir virüsün kurbanı ol… 64’teki mezuniyetten 50 yıl sonra seni tekrar, şimdiki aklımla tanıdım ve sevdim. İdeal donanımlarla bezenmiş bir eş; dağlar gibi sağlam, eli kolu başarılarla dolu üç erkek evlat yetiştirmiş bir anne; şefkatli bir babaanne; eğitim ve sanat aşığı bir dost, arkadaş… İçi-dışı Cumhuriyet kadını... Pamuk beyazı, dalgalı saçlım; kırmızı rujlu, rimelli gözlüm. O ne reçellerdi, içinde Spencer da, Blake de, Whitman da, Dickinson da, Beckett ve Spinoza da olan… İçimdeki çocuğu oynatmıştınız Olcay’la birlikte, “Eternity and a Day” film analizinde. Okulda, yedi yıl sonrasında, 50 yıl araya inat bana önem verdiniz ve seni tekrar keşfetmek ne mutluluktu benim için. Seni hiç kırmadım, “yazar mısın” dedin, yazdım; “anlatır mısın” dedin, anlattım! Berrin’ciğim seni çok sevdim, güvendim. Bu kahreden Covid çıktı, görüşemedik, diyaframı incitmemek için konuşamadık ve ben kendimi dostluğa doyamamış hissediyorum. Dün dehşet saçan haber geldiğinde sahildeydim. Akşamın karanlığına kadar sulara, ağaçların veda eden yapraklarına daldım; eve dönemedim. Saksıma dikmek için verdiğin yaprakların renginde yapraklar topladım sana. Birlikte gittiğimiz Pera Konserlerinden müzik fısıldadım. Burnumda tüten, “avuçlarına sıkıştırıvereyim” dediğim buket buket, renk renk, sana getiremediğim kasımpatıları buldum. Gece, evde çiçekler ve yapraklar vardı, mum ışığında sesin vardı kulağımda ve birçok düşünce vardı dostluk adına. Sen hep bizimlesin, güzel arkadaşım.
RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=