SEV Connect - Kış 2021

CONNECT KIŞ 51 TAC’ye giriş öykünüzü anlatabilir misiniz; uzun yıllar erkek okulu olduğunu biliyor muydunuz? TAC öyküm, ailemin yönlendirmesiyle başladı. Benim zamanımda TAC’ye 11 yaşında (ortaokul) başlanıyordu ve o zamanlar kendi kararlarımı vermek için yaşım çok küçüktü. TAC’nin eskiden erkek okulu olduğunu daha önce duymamıştım. Okula başladığımızda, bizden sadece 3 dönem büyüklerde kız öğrenciler olduğunu, daha büyüklerde ise sadece erkek öğrenciler olduğunu hayretle öğrenmiştim. Okulumuzun resmi olarak kız öğrenci mezun etmeye başladığı 4. dönem kız öğrenciler olarak mezun olduk. TAC mezunları arasında sıkı bir bağ olduğunu biliyoruz… Siz bu bağı yaşamınızda, kariyer hayatınızda nasıl hissettiniz? Mezun olduktan sonraki ilk iş görüşmem, TAC mezunu bir genel müdürle olmuştu. Bu, yeni mezun bir kişi için çok değerli bir fırsat. İş hayatımın devamındaysa girdiğim ortamlarda TAC’liler varsa, benim de TAC’li olduğumu öğrendiklerinde, alt dönemlerden saygı, üst dönemlerden ise yakın ilgi ve destek gördüm. TAC mezunu bir kadın olmak, zaman zaman komik hikâyelere sebep oluyor. Mezuniyetimin üzerinden 30 yıl geçmesine rağmen, kısa bir süre önce karşılaşıp kendimi tanıttığım bir abiden şu tepkiyi aldım: “Ne! Ama sen kızsın, TAC mezunu kız mı?” Çocuğunuzu da aynı okul bahçesinde ilk gördüğünüzde neler hissettiniz? İkinci nesil olarak aynı sıralarda bulunmak, bulunmuş olmak, aranızdaki ilişkiyi nasıl etkiliyor? Bu konunun başlığı “Annem TAC’li” olmasına rağmen, benim çocuklarım için durum biraz daha farklı. Eşim İsmail Aytekin de TAC’90 mezunu, dolayısıyla bizim yazının başlığı aslında, “Hem AnnemHem Babam TAC’li” olmalı. Kızımız Çağla, TAC’19 mezunu, TACmezunu bir kadın olmak, zaman zaman komik hikâyelere sebep oluyor. Mezuniyetimin üzerinden 30 yıl geçmesine rağmen, kısa bir süre önce karşılaşıp kendimi tanıttığımbir abiden şu tepkiyi aldım: 'Ne! Ama sen kızsın, TACmezunu kızmı?'” oğlumuz Kaan ise şu anda 9. sınıfta; TAC’24 mezunu olacak inşallah. Bizim için sayısız anı barındıran okul binalarımızda ve bahçemizde çocuklarımızın da koşup oynadığını, anılar biriktirdiğini görmek, bizim için gururdan ziyade keyif vericiydi. TAC mezunu bir anne olarak, okuldaki etkinliklerden, mavralardan, iyi veya kötü bir olayın ne gibi sonuçlar doğurabileceğinden haberdarım ve bu konularda tecrübeliyim. Bu durum, bazen çocuklarımı korumak için aramızda gerginlik yaratırken, bazen de onları anladığım için aramızdaki bağı güçlendiriyor. Annenizle aynı sıralarda eğitim görmek, TAC ile ilgili annenizin anılarıyla, arkadaşlarıyla büyüyüp, sonra sizin de o sıralarda olmanız hakkında neler söylemek istersiniz? Bir çocuğun annesiyle aynı okulda eğitim görmesi olağan bir şey olabilir, fakat bu okulun TAC olması çok farklı bir duygu. Mezunlar, öğretmenler ve öğrenciler arasında bu kadar güçlü bir bağ bulunan okulda, annemin eski öğretmenlerinin bana “torunum” diye hitap etmeleri, gerçekten anlatılamaz bir duygu. Aynı zamanda, annemin dönem arkadaşlarıyla aradaki yaş farkına rağmen abi/abla- kardeş gibi hissetmek, onların da benim yaşadıklarımı yaşamış olmalarını bilmek her zaman arkamda büyük bir destek olduğunu hissettiriyor. ÇAĞLA AYTEKIN ( TAC'19) “ANNEMIN ÖĞRETMENLERI BANA ‘TORUNUM’ DIYOR” Lebibe Aytekin mezuniyet töreninde, 1990.

RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=