SEV Connect - Kış 2021
CONNECT KIŞ 11 Sağlık ve EğitimVakfı, SEVAkademi ile “öğretmenleri için de bir okul olmak” amacıyla bir misyon üstleniyor. Dünyada geleceğin öğretmenlerinin sahip olması gereken yetkinlikler için neler söylersiniz? Geleceğin öğretmeninin sadece öğretmeyi değil, öğrenmeyi de iyi bilmesi gerekecek. Öğrencilerimize kazandırmamız gereken en önemli yetkinliklerden biri gelişim zihniyeti ve bunun için öncelikle öğretmenin bu zihniyete sahip olması şart. SEV Akademi, bu anlamda kurumlarımız için beraber öğrenme kültürünü geliştirerek ve bunun ortamını hazırlayarak, çok önemli bir misyonu yerine getiriyor. SEV Akademi için geleceğe yönelik çok büyük planlarımız var. Sadece SEV’de değil, tüm ülke eğitiminde etkisi olan işler yapacağız. Öğretmenler, öğrenciler, çalışanlar, veliler, mezunlar, mezun dernekleri… SEV Okullarında, bu paydaşlar arasında yüzyılı aşan köklü bir bağ olduğunu biliyoruz. SEV’deki bu köklü bağların bugün ve gelecek için nasıl bir etkisi olabilir? Akademik kurumlar, paydaşların çokluğu ve beklentilerin çeşitliliği nedeniyle oldukça karmaşık yapılardır. Temel ortak noktamız gençlerimiz, ortak gayemiz ise aldıkları eğitimin kalitesini yükseltmek olduğu için, beraber çalışmak hiç de zor değil. SEV’in paydaşları arasındaki köklü bağlar, kurumun sahip olduğu en büyük değerlerden biri. Hepimizin öğrenecek ve öğretecek çok şeyi var. Paydaşlar arasındaki bu dayanışma kültürünün ve bağlılığının, bir öğrenme ekosistemi için güçlü bir altyapı oluşturabileceğini düşünüyorum. Parçaların aralarındaki bağlar, onları toplamından fazlası yapıyor. Fizik bize bunu söylüyor. Bizler niye toplamımızdan fazlası olmayalım? Öğretmenlik konusundaki başarılarınızın yanı sıra eğitim yöneticiliği de yaptınız. Bu alanlarda hangi görevlerde bulundunuz, bir eğitim yöneticisinin eğitim kurumları için önemi sizce nedir? Özyeğin Üniversitesinde öğretim üyeliği yaptığım dönemde, Öğrenci Dekanlığı ile Öğrenci Gelişimi ve Deneyiminden Sorumlu Rektör Yardımcılığı görevlerinde bulundum. Öğrencinin, sınıf içinde ve dışında süren bir eğitim yolculuğu var. Eğitime bütünsel bakabilen, öğrencinin akademik, sosyal, kültürel ve psikolojik gelişimini destekleyebilen kurumlar fark yaratacak. Bir eğitim yöneticisi olarak benim amacım da sınıfın içinde ve ötesinde öğrenci üzerinde bir etki yaratabilmek oldu. Günümüzde pandeminin etkisiyle, eğitimde “uzaktan” kavramıyla teknoloji öne çıkıyor. Sizce gelecekte eğitim hangi kavramlar ve yaklaşımlar üzerinde şekillenecek, SEV’de hangi çalışmalar öne çıkacak? Eğitimin büyük sorgulamalardan geçtiği bir dönemdeyiz. Eğitim, insanların kendilerine yaptıkları en büyük maddi ve manevi yatırım. Yaşamlarının geri kalanında bu yatırımın karşılığını ne kadar aldıklarını da sorguluyorlar elbette. Aslında on yıllardır yapılan bu tartışma, pandemi döneminde mecburen geçtiğimiz uzaktan eğitimle çok daha hızlandı ve güncel hale geldi. Eğitimin 6-8 saatten tüm güne yayıldığı, okul ve kampüslerin dışında da her mekânın bir öğrenme ortamına dönüşebildiği ve herkesin öğrenci ve öğretmen rollerinde olabildiği bir öğrenme ekosistemine doğru gidiyoruz. SEV, sadece bu geleceğe ayak uyduran değil, aynı zamanda eğitimin geleceğini de belirleyen bir kurum olmaya devam edecek. Sağlık ve EğitimVakfı, K-12 yani anaokulundan üniversiteye kadar eğitim kurumlarına sahip. Daha önce üniversiteli gençlerle birlikteyken, şimdi daha gençleri üniversiteye hazırlayacak olmak size neler hissettiriyor? Bir eğitimci ve eğitim lideri olarak, gençlerin eğitim yolculuğunun her aşamasına şahit olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum. Bazı temel yetkinlik ve becerilerin, üniversite öncesi eğitimi sırasında kazanılması gerektiği hep tartışılır. O nedenle ilk, orta öğretim ve liselerin, gençleri sadece akademik olarak değil, aynı zamanda tüm fiziksel ve düşünsel becerilerle donatarak üniversiteye ve yaşama hazırlaması gerekir. Üniversite gençliğini yakından tanıdığım için, bu probleme çok somut stratejilerle yaklaşabileceğimize inanıyorum. SEV’de beni heyecanlandıran konulardan biri de bu. MADDENİN YAPI TAŞLARI Fizik bilimindeki güncel gelişmeleri takip edebiliyor musunuz? Sizi bulmuşken “Tanrı parçacığı” da denilen ve tezinizin de konusu olan Higgs bozonuyla ilgili son gelişmeler neler? Popüler bilim olacak ama, insanlık olarak hayatın yapı taşlarını bulabildik mi? Her sabah, bilgisayarımı ilk açtığımda, bilimsel makalelerin ön yayınlarının girildiği Arxiv.org sitesini ziyaret ederim ve günlük makalelere bakarım. Neredeyse 20 yıldır değişmeyen bir alışkanlığım. Teorik olarak uzun zamandır varlığından emin olduğumuz Higgs parçacığını, deneysel olarak 10 yıl önce hızlandırıcılarda keşfettik. Şimdi yeni teorilerin öngördüğü başka Higgs ve temel parçacıkları araştırıyoruz. Maddenin yapı taşlarını büyük ölçüde keşfettik diyebiliriz. Bilim insanı söyleşilerinde, bilim kurgu edebiyata ve sinemaya ilgisini sormak âdettendir. Sizin bilim kurguyla aranız nasıl? İlgi alanlarınız nelerdir? Sinemada bilim kurguyu çok severim. Matrix serisi en sevdiğim filmler arasındadır. Edebiyatta romanı, müzikte “1960’lar rock”ını severim. Resme merakım olmadı pek. Öğrencilik dönemimde amatör fotoğrafçılık ve baskı ile uğraşmıştım. Zenith makinemi hiç ayırmazdım yanımdan. Öğrenciliğimde spordan çok uzaktım. Uzun yıllardır fitness ve uzun yürüyüşler yapıyorum. Futbolu yakından takip ederim. YAPAY ZEKÂ ÇAĞINDA OKUL Kuantum bilgisayarlar ve yapay zekâ bağlamında “eğitim fütürizmi” yaparsanız, 50 yıl sonra okullar ve eğitim sizce nasıl olacak? Yapay zekâ şimdiden eğitimin içinde. Öğreniyor, öğretiyor, ölçüyor, takip ediyor… Gelecekte de eğitimin içinde olmaya devam edecek ama öğretmen olarak bir insanın yerine geçemeyecek. Kişide öğrenme ateşini merak yaksa da o ateşi bir öğretmen taze tutabilir ve başkaları olmadan öğrenme eksiktir. “ÖĞRENMEK KADAR ÖĞRETMEK DE BIR TUTKU BENIM IÇIN. DÜNYANIN GERI KALANINI UNUTABILDIĞIM TEK YER SINIF. BINLERCE ÖĞRENCIM OLDU ŞIMDIYE KADAR. HEP GÜZEL ANILARIM VAR, EMINIM ONLAR DA BENI IYI HATIRLIYORLARDIR.”
RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=