SEV Connect - Kış 2019
8 CONNECT KIŞ Müzeler, bir toplumun kültürel ve sanatsal değerlerinin, tarihsel geçmişinin ve tabii bugünün aynası niteliğindedir. Hüsne Rhea Çiğdem yürüttüğü projelerle özellikle çocukların ve gençlerin ilgisini müzelere çekmeyi amaçlıyor. Hüsne Rhea Çiğdem (TAC’04) Müzede hayat var! Gündemdekiler HENÜZ İstanbul Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde Karşılaştırmalı Edebiyat okurken çocuklarla çalışmaya başlayan; onların kültüre ve sanata duyarlı bireyler olarak yetişmesini sağlamak amacıyla projeler üstlenen Hüsne Rhea Çiğdem, hedef kitlesi sekiz yaş üstü tüm bireyler olan “Müzede Canavar Yokmuş” kitabıyla, müzelerin yaşamımızdaki yerine dikkat çekmeyi hedefliyor. Çiğdem ayrıca, Milli Eğitim Bakanlığı’nın Türkiye çapında hayata geçirilmesini uygun bulduğu “Müze Kiti Projesi” ile hem öğretmenlerin hem de öğrencilerin, müze ziyaretlerinde elde ettiği bilgiyi, kalıcı kılmayı amaçlıyor. Çocuklar, sanat, yazarlık ve müzecilik hayatınızda nasıl bir araya geldi? 2007 yılında, üniversite üçüncü Bölümü’nde önce eğitmen, son olarak da Eğitim Programları Yöneticisi olarak görev aldım. 2013 ila 2017 yılları arasında, İstanbul Modern’de yılda ortalama 8 bin çocukla çalıştım. Bu deneyim, Müzede Canavar Yokmuş kitabının doğmasına sebep oldu, çünkü dört yılın sonunda, müzede yaşadığım deneyimin, müzenin fiziksel sınırlarından özgürleşebilmesini ve bir modern sanat müzesinin içinde neler olabileceğine dair daha çok çocuğun fikir sahibi olabilmesini arzu ediyordum. Aynı zamanda, artık bağımsız bir müze eğitimcisi ve yazar olarak yolculuğuma devam etmek istiyordum. Bugün artık, bir yıl önce ortağımla beraber kurduğum Komet Kültür ve Sanat Projeleri çatısı altında müze eğitimi alanında çok güzel işlere imza atıyoruz. “Müzede Canavar Yokmuş” 2018’de yayımlandı. Kitap neler anlatıyor, nasıl yorumlar aldınız? 2017’nin Nisan ayında bir arkadaşımın davetiyle Bali’ye gitmiştim. İçimde bir şeylerin değiştiğini, bir dönüşümün eşiğinde olduğumu hissettiğim bir dönemdi. Bali’de kaldığım 10 gün boyunca belirli bir mesafeden hayatıma bakma fırsatı buldum. İçimdeki dönüşüm hissi, İstanbul’a döndüğümde netleşmişti, müzedeki görevimden ayrılmak, bağımsız bir şekilde çalışmak istiyordum. Nitekim, Bali’den döner dönmez, Çınar Yayınevi benimle iletişime geçti. Çocuk edebiyatında sanat alanında özgün yapıtlarımız olmadığından yakınarak, çocuklar için müzeleri ele alan bir kitap yazıp yazamayacağımı sordular. Heyecanla “evet” dedim. Müzede geçirdiğim dört yıl ve çocuklarla yaşadığım sergi deneyimleri, benim için en büyük ilham kaynağı idi. Müzedeki görevimden ayrılsam da, orada paylaştığım bilgiler, bu kitap vesilesiyle müze sınırlarını aşarak farklı şehirlerdeki çocuklarla buluşabilecekti. “Müzede Canavar Yokmuş” , böylece doğmuş oldu. Kitap, modern sanatı ilgilendiren belli başlı kavramları, keyifli bir hikâye aracılığıyla okuyuculara anlatıyor. Sekiz yaş üstü tüm çocukların ve yetişkinlerin okuyabileceği bir kitap. İlkokul ve ortaokul öğretmenleri kitabı ders kapsamında değerlendiriyorlar, bu benim için mutluluk verici bir şey! “Müze Kiti Projesi”nin amacını ve projeden müzelerin, öğretmenlerin ve öğrencilerin (çocukların) nasıl yararlanacaklarını anlatır mısınız? 2017 Kasım ayında müzedeki sınıfın yazındayken, Robert Kolej Yaz Programı’nda çocuklarla çalışmaya başladım. 7-12 yaş grubu çocuklar için tasarlanan bu programı, daha önce TAC’de Almanca öğretmenimiz olan Joseph Welch başlatmıştı, ben de onun davetiyle bu programa eğitmen olarak katıldım. Benim için o yaz bir dönüm noktası oldu. Akademisyen olma yolunda ilerlerken, çocukların hayatıma girmesiyle rotam tamamen değişti; iyi ki öyle oldu! 2008’den 2012’ye kadar her yaz, Robert Kolej’de sanat koordinatörlüğü yaptım. 2008’deki mezuniyetimden önce pedagojik formasyonumu tamamladım. 2013’teyse, yeni bir alan arayışı içinde Müze Yönetimi yüksek lisans programına başladım ve eş zamanlı olarak İstanbul Modern Sanat Müzesi’nin Eğitim
RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=