SEV Connect - Kış 2019
72 CONNECT KIŞ TARSUS AMERIKAN KOLEJI’NE yolu düşenlerin ilk dikkatini çeken yerlerin başında, Gözlükule Höyüğü geliyor. Günümüzde kent merkezinde kalan höyükte yürütülen kazı ve araştırmalar, Anadolu tarihi ve arkeoloji çalışmaları açısından büyük öneme sahip. Gözlükule Höyüğü’nde yürütülen kazılarda elde edilen tarihi eserler, üzerindeki çalışmaların hak ettiği bir araştırma merkezine kavuşması da uzun bir çabanın sonucu… Höyüğün hemen güney kenarında yer alan yeni araştırma merkezi, Tarsus’daki tarihi çırçır fabrikası binasının kamulaştırılarak yenilenmesiyle hayat buldu. Birçok insanın uzun yıllar süren emek ve destekleriyle ortaya çıkan merkez, arkeoloji alanından dünyanın en prestijli ödüllerinden kabul edilen “Avrupa Kültürel Miras Ödüllleri- Europa Nostra”da 2019 yılında ödüle layık görüldü. TARİH ÖNCESİNDEN GÜNÜMÜZE BİR MERKEZ Araştırmanın liderliğini yürüten Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aslı Özyar, Gözlükule’deki arkeolojik kazıların geçmişi ve bugünüyle ilgili BizLetter ’ın sonbahar sayısında bir yazı kaleme aldı. Prof. Özyar yazısında, Tarsus- Gözlükule Höyüğü’nün kesintisiz 9 bin yıllık süreyle yerleşim alanı olarak kullanılmasının yanı sıra, kazıların ve burada çalışan arkeologların hikâyelerinin de höyüğün tarihinde önemli bir yer tuttuğunu vurguluyor. Dünyada sahada çalışan ilk kadın arkeologlardan biri olan Hetty Goldman’ın başkanlığında Bryn Mawr College’in projesi olarak 1934 yılında başlayan kazılar sonrasında TAC yönetici ve mezunlarının destek, katkı ve çabalarını da anmadan geçmiyor. Özyar, “Gözlükule kazısı, Anadolu arkeolojisinin kurucularından doktora hocamMachteld J. Mellink’in de katıldığı, Amerika’da arkeoloji bölümüyle ünlü Bryn Mawr College’ın 1930’lu yıllarda Hetty Goldman’ın yönetiminde başlattığı bir bilimsel kazıdır. Cumhuriyet kurulduktan sonra Türkiye’de yapılan ve prehistorik katmanların incelendiği ilk beş kazıdan biridir” diyor. İkinci Dünya Savaşı nedeniyle ülkesine dönmek zorunda kalan Hetty Goldman, savaş bitince tekrar Tarsus’a dönerek çalışmalarını 1949 yılında tamamlamış ve Princeton Üniversitesi Yayınları’ndan üç cilt olarak yayımlamış. Hetty Goldman başkanlığındaki ekibin hedefi, Hititler’in bölgedeki nüfuzunu anlamak ve Hitit yazılı kaynaklarında bahsi geçen “Ahhiyawalılar”ın Ege’deki Miken medeniyetiyle (Akalar) olan muhtemel ilintisini araştırmaktı. Tarsus’a gelen ekip Gözlükule Höyüğü’nü araştırınca, burada ortaya çıkan Hitit seramiğinin yanı sıra, Kuzeydoğu Akdeniz ve Ege bölgesindeki diğer yerleşimlerle ilişkilerin varlığına işaret eden buluntulara rastlar. Böylece Gözlükule önemli bir tarihi alan haline gelir ve 1935 yılında kazı çalışmaları resmen başlar. Hititler dönemine ait zengin buluntularla birlikte, Tarsus’un o tarihlerde bölgedeki politik ve kültürel merkezlerden biri olduğu kesinleşir. Prof. Dr. Özyar, bizzat Hetty Goldman’ın, “Tarsus’un, Çukurova’da Hititler için önemli bir güç merkezi olduğunu” ifade ettiğini belirtiyor. 1947 yılında Tarsus’a geri dönen Hetty Goldman ile birlikte kazılara devam edilir ve höyükte en uzun ve en fazla korunan tabakalanmanın olduğu Erken Tunç katmanları incelenir. Erken Tunç I, Kalkolitik ve Neolitik dönem seviyelerinde de kazılar devam eder. 1950 yılında Goldman, üç ciltlik Tarsus Gözlükule çalışmasını yayımlar. Özyar, bu çalışmanın hâlen dahi TARSUS AMERIKAN KOLEJI’NIN HEMEN YANI BAŞINDA BULUNAN 9 BIN YILLIK GÖZLÜKULE HÖYÜĞÜ’NDE ARAŞTIRMALARINI SÜRDÜREN BOĞAZIÇI ÜNIVERSITESI TARSUS-GÖZLÜKULE KAZI ARAŞTIRMALARI MERKEZI’NIN RESTORE EDILEREK 2017’DE HIZMETE AÇILAN TARIHI BINASI, EUROPA NOSTRA KÜLTÜREL MIRASIN KORUNMASI ÖDÜLÜ’NE LAYIK GÖRÜLDÜ. Tarsus’a kültürel mirası koruma ödülü Kültür&Sanat Gözlükule Höyüğü, birçok kişinin emeğiyle günyüzüne çıkarıldı.
RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=