SEV Connect - Kış 2019
CONNECT KIŞ 65 âşığı; İstanbul’un daha da iyi olması için gönüllü aktiviteler içinde de yer alıyoruz. Burasını da onu destekleyen bir unsur olarak görüyoruz. “Sanat dünyasını biz desteklemezsek kimdestekler, biz elimizi taşın altına koymazsak, kimkoyar” diye düşündük. Binanın tekrar işlevsel kılınması söz konusu olduğunda, “gelenekselle çağdaşın bir arada olabileceği bir kurgu yapabilir miyiz” diye heyecan duyduk. Motivasyon kaynağımız bu diyebiliriz. Büyükbabanızın yapmaya çalıştığı da, geleneği geleceğe aktarırken, geleceğin normlarını o geleneğin içinden oluşturmak değil miydi zaten? Çok haklısınız… Emin Barın, eskiyi bilip onu çağdaşlığa ve modernliğe nasıl taşıyabileceği üzerinde yoğunlaşmış. Hayatı boyunca da bu anlayışı devam ettirmiş. 1950’lere, 1960’lara baktığımız zaman, çok cesur bir davranış bu. Biz bu değerlerden feyz alıyor ve bu değerlerin devam etmesi için uğraşıyoruz. Doğru insanlarla, doğru işbirlikleriyle devam ettiğiniz zaman, çok güzel sonuçlar elde edebiliyorsunuz. Bütün sanatçılarımız ve küratörümüz, bu işe baş koydular. Zor bir işi bizim için kolay hale getirdiler. Bumekân aracılığıyla dedenizin ismini yaşatmak, size neler hissettiriyor? Projeye başladığımız Temmuz ayından beri, çok yoğun duygular hissediyorum. Dört eğitimleri, kubur (boru biçimindeki kap) eğitimleri gibi geleneksel kitap sanatlarının öğretileceği bir programhazırlıyoruz. Zamanınızın önemli bölümünü burada mı geçiriyorsunuz? Aslında hem ablamın hemde benim farklı işlerimiz var. Bir teknoloji start-up’ım var, onu büyütmekle meşgulüm. Ablamınsa bir insan kaynakları danışmanlık firması var. Bizler burada kimi zaman tam zamanlı olarak bulunuyoruz, ama içimizdeki sanat sevgisi nedeniyle bunu çalışmak olarak algılamıyoruz. Burada sanatçılarla sohbetler düzenlemek, atölye çalışmaları yapmak hepimizi besleyen, iş hayatlarımıza katkı sağlayan, yaratıcılığımızı etkileyen unsurlar. Bu nedenle insanların ilerleyen yaşlarında sanata ilgi duymalarındansa, bizim gibi genç yaşlarda bu tür oluşumların içinde yer almaları çok daha iyi. Yaratmak, üretmek, sanat kökenli bir işi farklılaştırmak ve yeni projelerle hayata geçirmek… Tümbunlar, bizimmotivasyon kaynağımız. Mekân, konserler için de uygun gibi görünüyor… Çok iyi fark etmişsiniz. Daha dün bir müzik ekibi geldi, onlarla fikir alışverişinde bulunduk. Müziğin, tiyatronun, yeni medya dediğimiz dijital sanatların bir arada olduğu, kısaca sanatın bütün disiplinlerinin kaynaştığı bir alan olmasını hayal ediyoruz. Yakın tarihte, binanın farklı alanlarında ses enstalasyonları vemüzik dinletileri göreceğiz. Bu konuyla ilgili olarak Üsküdar Amerikanmezunu bir ekiple iletişim halindeyiz. Üsküdar Amerikan Lisesi gerçekten bizimailemiz gibi, oradan arkadaşlarımız her konuda bize çok destek oluyorlar. Tamda bu noktada, UAA'dan mezun olanlarla çalışmanın nasıl bir duygu olduğunu öğrenebilirmiyiz? UAA’da yetişmiş arkadaşlarımızla gerçekten de aile gibiyiz. Mezun olduğumuz günden beri görüşüyoruz. Arkadaş grubu olarak fikirlerimizi birbirimizle paylaşıyoruz ve o fikrin en iyi şekilde hayata geçmesi için birbirimizi destekliyoruz. Keza ablamın da UAA’lı olması, bakış açımızın ve vizyonumuzun ortak noktada buluşmasında son derece etkili oluyor. UAA’lı, TAC’li ve ACI’lı arkadaşlarımızın hem açılış günü hemde açılış öncesinde bu yapının oluşabilmesi için son derece değerli katkıları oldu. Bizim sponsorlarımızdan birçoğu da UAA mezunu arkadaşlarımızın aile şirketi. sene önce bu binaya taşınmak istemiştim. Fiziksel koşulların uygun olmaması nedeniyle ailembeni vazgeçirdi. Daha sonra burayı teknoloji şirketiminmerkezi yapmak istedim. Söylemeye çalıştığım, burayla hep bir bağ kurdum. Dedemin odasına gittiğimde, buradaki alanları dolaştığımda huzur doluyorum. Dedemin çalıştığı dönemlere tanıklık edemedim belki, ama Barın Yazı ve Cilt Atölyesi’ni görebilmekten; o kitaplarla, o sanat kültürüyle bir arada olmaktan bedenimin ve ruhumun çok beslendiğini hissediyorum. Başka bir yerde böyle bir hissi yaşamadım. Bizim amacımız, bu değerleri nesilden nesile taşımak. Emin Barın üzerinden oluşturduğumuz birtakımprojelerimiz var. Eskiden burada odağında sanat olan ve “Perşembe Toplantıları” adı verilen etkinlikler yapılırmış. Siz bu tür projeler yapmayı planlıyormusunuz? “Perşembe Toplantıları”, 25 sene boyunca binden fazla kez düzenlenmiş. O nedenle biz de “Sanatçı Konuşmaları” adıyla toplantılar zinciri başlattık ve ilk toplantıyı Eda Soylu’nun katılımıyla gerçekleştirdik. Onun dışında çok önem verdiğimiz ve üretimi kapsayan, kâğıt ve cilt üzerine projeler düşünüyoruz. İlk toplantımızı, sanat tarihinde cilt ve 19’uncu yüzyıl cilt çeşitleri hakkında yaptık. Hem çağdaş hem de geleneksel anlamda bunu yaşatmayı istiyoruz. Farklı cilt eğitimleri, defter dikme "Atonal 9 Solo" adlı sergi, Çemberlitaş'ın tekrar sanat merkezi olarak anılması için atılan bir adım oldu. • İstanbul âşığı bir ailede büyüyen Emir Barın, başta ablası olmak üzere tüm ailesiyle birlikte kente yeni bir sanat mekânı kazandırmaktan son derece mutlu görünüyor.
RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=