SEV Connect - Kış 2019
CONNECT KIŞ 37 çalışmalarımızda, hastalarımızın kişisel hafızalarının beyin aktivitesine çok daha güçlü etkisi olduğunu gördükten sonra, hafıza oyunlarının kişiselleştirilerek çok daha etkili olabileceğini fark ettik. Buradan yola çıkarak MemoryCo’nun kişiselleştirilmiş hafıza oyunlarını geliştirdik. Yapay zekâ destekli bir girişim olduğunu bildiğimiz MemoryCo’yu ne şekilde uyguluyorsunuz? Eşimle beraber MemoryCo’nun kuruluşu sırasında ilk sorduğumuz soru, elimizdeki çözümlerin geliştirilmesi ve uygulanması için en yüksek yoğunlukta kullanıcıyı nerede bulabileceğimizdi. Kliniklerdeki hastalarla çalışmalara başladıktan sonra en yoğun kullanıcı kitlemizin huzurevlerinde olacağını fark ettik ve çabalarımızı bu yöne odakladık. Aynı binada yüzlerce kullanıcının bir araya gelebileceği bir ortamdı huzurevleri. Böylece, hem kullanıcılarımıza kısa yoldan ulaşma hem de onlardan gelecek geri bildirimlere cevap vermemiz çok daha kolay oldu. Son iki senede huzurevleri içinde yaşlı kullanıcı sayımız 5 bini geçti. Bugün kullanıcılarımız İngiltere, Avustralya, Yeni Zelanda, İskoçya ve Japonya gibi dünyanın her yerinde huzurevlerinde yaşayan yaşlılardan oluşuyor. Yaşlılarımız tanıdıkları aile fertlerinin ve arkadaşlarının resimlerini ve isimlerini, kişisel anılarını ve videolarını, oyunlarımızın üzerinden kullanarak, kişisel hafıza gelişimlerini ve iyileşmelerini kendi kontrolleri altına alıyorlar. Hafıza performansı günden güne, hatta saatten saate değişen bir kabiliyettir. Özellikle Alzheimer hastalarında sabah ve akşam arasında kayda değer hafıza performans farklılıkları görülür. MemoryCo, kullanıcılarının hafıza performanslarını detaylı ve düzenli olarak takip ederek, hem zorluk hem de içerik olarak değişebilen bir yaklaşım geliştirdik. Hastaların saatlik, günlük ve haftalık performanslarını göz önünde bulundurarak, oyun türü ve içeriği değişimiyle MemoryCo’nun data merkezli hafıza gelişimi çözümlerini destekliyoruz. Bu kararları veren yapay zekâ, bir nevi kişisel hafıza doktoru veya kişisel antrenör görevi görüyor. Bugün, hem teşhis, hem de MemoryCo gibi tedavi çalışmalarında yapay zekânın yeri nedir? DNA diziliminin keşfedilmesi, kanser gibi insan vücuduna DNA düzeyinde etken olan hastalıklarla savaşmamızda çok önemli bir koz oldu. Bu yoldan kişiselleştirilmiş tedaviler birçok hastaya yaşam şansı tanıdı. Yapay zekânın nörobilime etkisinin, DNA diziliminin genetik bilim dalına olan etkisi kadar önemli olacağını düşünüyorum. Nörobilim dalındaki birçok sorunumuzun, kişiselleştirilmiş tedavi eksikliklerinden kaynaklandığını düşünüyorum. Yapay zekânın katkısıyla daha önce gözle göremeyeceğimiz, hatta hayal edemeyeceğimiz veri-içi ilişkileri keşfederek, hastalara daha önce mümkün olmayan tedavi çözümlerini sunabileceğimize inanıyorum. Belki biraz fütüristik gelebilir, ancak beyin-bilgisayar arayüzleri (Neuralink şirketi gibi) yapay zekâyla birleşip, bu gibi hastalıkların tedavisinde yeni bir umut olabilir mi? Nörobilim dalı artık veri toplamadan veri analiz etme fazına geçişini tamamladı. Yani bugün analiz edebileceğimizden daha fazla veri toplama kabiliyetine sahibiz. Gelecekteki buluşların pratik veri toplamadan çok, veri analizine odaklanacağına “Nörobilimdalı artık veri toplamadan veri analiz etme fazına geçişini tamamladı. Yani bugün analiz edebileceğimizden daha fazla veri toplama kabiliyetine sahibiz. Gelecekteki buluşların pratik veri toplamadan çok, veri analizine odaklanacağına inanıyoruz.” inanıyoruz. Beyinde 100 milyar sinir hücresinin olduğunu ve bunların arasında olabilecek bağlantıların evrendeki atom sayısından daha fazla olduğunu göz önünde bulundurursak, bu verilerin insan gözüyle analiz edilmesinin ne kadar mantıksız olduğunu anlayabiliriz. Elimizde son 30 yıldır kullandığımız birçok veri analiz yaklaşımının, bu büyük veri akışının analizi sırasında yetersizliğini görüyoruz. Topladığımız verilerden pratik anlamlar çıkartmak ve tedavi kararları vermek için yapay zekâdan özellikle faydalanacağımıza, hatta belki de muhtaç olacağımıza inanıyorum. Neuralink gibi şirketlerin veri toplama ve beyin emplantasyonu metotlarında ilerlemeleri ve UCLA’daki çalışma grubumuz gibi grupların pratik uygulamaları bir araya gelince, özellikle nörolojik hastalıklarda kısa sürede ciddi ilerlemeler göreceğimizi düşünüyorum. Nasıl her beyin ve sinir cerrahisi uzmanı, her hastanın kendi beynindeki damarlara dikkat ederek ameliyat yapıyorsa, aynı şekilde her hastanın kendi beynine özel tedavi yaklaşımlarıyla, nörolojik hastalıkları olan insanlara yardım edeceğiz.
RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=