SEV Connect - Kış 2019

CONNECT KIŞ 33 başlıyor. Oradaki verilere göre ürünler geliştiriliyor. 12-18 ay sonra 5 diğer Avrupa dili geliyor. Türkçe’ye sıra üç beş yıl sonra gelmiş oluyor. Kanunları da, teknolojisi de, danışmanlığı da… Bunun için ne yapabiliriz, bunu düşünmeliyiz. Tarihçi ve yazar Noah Harari’nin ortaya attığı bir kavram var: “Useless Class”. Bizlere ne kadar kaba gelse de, önemli bir noktayı işaret ediyor. Yani teknolojiyi benimsemiyorsan, işgücü olarak faydan sınırlı olacak. Depresif konuşmak istemiyorum ama bu da bir gerçek. ÖK: Araya gireceğim ama bu “Useless Class” kavramıyla ilgili bir şeyler söylemek istiyorum. Çünkü yapay zekânın insanları işsiz hale getirmesinin otonom arabalar veya robotlarla ilgisi yok. Neden derseniz; endüstri 3.0 diyeceğimiz dönemde robotlar zaten üretime ve sanayiye yerleştiler ve o zaman işsizliğe yol açtılar. Bugün Türkiye’de bile herhangi bir otomotiv fabrikasına gittiğiniz zaman, montaj hattı dışında hiçbir yerde insan görmüyorsunuz. Fabrikaların sadece yüzde 20’sinde insan var. Bence bu endüstri 3.0 ile zaten oldu. Endüstri 4.0 ise ileri analitik, yapay zekâ dönemi geldi. Harari’nin, bu dönemde işsiz kalacak “Useless Class” dediği kesim, Robotic Process Automation, yani robotik süreç otomasyonu denilen kavram. Yani sürekli tekrara dayalı faaliyetlerden oluşan bir işiniz varsa, böyle işler kalmayacak. Türkiye’de de başladı. Bu, yapay zekânın doğrudan bir parçası bile değil aslında, yapay zekâya bile gerek yok, otomatikleşebilen işler bunlar. Bu nedenle, çocuklarımızın gelecekte yapabileceği işler hızla değişiyor. Muhakeme yetenekleri, iletişim yetenekleri üstün olmalı. Yani aldığı veriyi yorumlama yeteneği olmalı, başka şansları yok gibi. MD: Yapay zekâ çerçevesinde yüz tanıma teknolojileri hakkında çok ciddi tepkiler ve protestolar var. İngiltere’de gösteriler yapılıyor, Çin Hükümeti yüz tanımayı yaygın olarak kullanıyor… İnsanlar bu konuda çok duyarlı görünüyor… DÜA: Bence tepkilerin yükselmesi çok güzel gelişmeler, toplum hep birlikte bu konuda duyarlılık gösteriyor. Londra beni çok eğiten bir şehir oldu. Çünkü demokrasinin gerçek uygulamalarını görüyorsunuz. Parlamento’nun önünde her gün bir gösteri var. Yapay zekâ ve yüz tanıma özellikle çok gündemde bugünlerde. Doğruyu böyle bulacağız diye düşünüyorum. Tabii ki yapay zekânın kullanımıyla ilgili tehlikeler var. Ancak su bir yöne doğru akıyor ve şu anda bu teknolojileri durdurmak mümkün değil. Endişeleri anlıyorum ve katılıyorum. Yapabileceğimiz en önemli şey ses çıkarmak, farkında olmak. Yüz tanıma (facial recognition) teknolojilerine karşı olmak bir duruş ama Microsoft olarak yaptığımız bir uygulamayla, yüz tanıma teknolojilerini kullanarak, Hindistan’da 3 bin tane sokak çocuğu aileleriyle buluşturuldu. Şimdi bu 3 bin tane çocuk için bu teknolojinin ifadesi başka. Bunu başka ülkelerde sivil toplum kuruluşlarıyla uygulamaya çalışıyoruz. Seks ticaretine konu olan binlerce kız çocuğu var. Bunları takip ediyoruz devletlerle birlikte. Bir hayatı kurtarmaktan bahsediyoruz, ama tabii ki çok dikkatli olmalıyız. ÖK: Açıkçası ben kitlesel yüz tanıma teknolojilerine karşıyım. Çok tehlikeli buluyorum. Çin Hükümeti, SenseTime diye bir şirket kurdu. Dört yıl içinde 40 milyar dolarlık bir şirket oldu. Tienenman Meydanı’ndan geçen herkesin yüzünü tarıyorlar ve tanımlıyorlar. Bu, çok tehlikeli bir noktaya gidiyor bence. Çin’de bir fuara gittik. Avusturalyalı bir grup genç vardı. Gelin sizin karakterinizi analiz edelim dediler. Yüzümüzü taradılar, program listelemeye başladı. “Agresif” gibi bir şey söyledi. “Ne oluyor yahu” dedim. “Ne oldu rahatsız mı oldunuz” dedi, öğrenciler. “Evet, ben öyle biri olduğumu düşünmüyorum ki” dedim. Bana, “Ya bunu hükümetiniz yapsaydı ne hissederdiniz” dediler. Yani, yüz tanıma kullanımları çok tehlikeli. Şimdi perakendede de çok gündeme geliyor bu konu. İnsanların yüzünü tarayıp, buradan bir duygu çıkarmaya çalışılan her şeyi tehlikeli buluyorum. Biz yüz analizi yapıyor muyuz, evet sadece iş sağlığı ve güvenliği için yapıyoruz. Yüz tanıma teknolojisi, ölümlü kazaları önlemek için kullanılıyorsa, tabii ki önemli. Ama ofiste duygu analizi yaparsanız, artık insanlar duyguları iyi çıksın diye olmadıkları gibi davranmaya başlayacaklar. MD: Gerçekten yapay zekâ ile ilgili konuşacak o kadar konu var ki, ancak sınırlı süremiz içinde çok önemli noktalara değindiğimizi düşünüyorum. Burada ince bir çizginin olduğunu hepimiz kabul ediyoruz. Hukuki boyutları takip ederek, kontrol edemeyeceğimiz sonuçları şimdiden önlemeliyiz. Çocuklarımız için, onları nasıl bir dünyanın beklediğini görüp ona göre şimdiden hazırlanmalıyız. Her üçünüze de değerli fikirlerinizi paylaştığınız için çok teşekkürler. KoçDigital Genel Müdürü Önder Kaplancık, Paksoy Kıdemli Ortağı Avukat Ceylan Necipoğlu, Start-Ist KurucusuMine Dedekoca, Microsoft Global Yapay Zekâ Direktörü DidemÜn Ateş, SEVGenel Müdürü Binnur Karademir (soldan sağa).

RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=