SEV Connect - Kış 2019

CONNECT KIŞ 17 Yıllardır Hilton Inn ve Hampton by Hilton otellerinin Ülke Müdürü olarak görev yapan, şimdi de Doğu Avrupa ve İtalya sorumluluğunu üstlenen Ruhsar Eryöner, Türk kadınını uluslararası arenada layıkıyla temsil ederek, okuluna olan minnet borcunu ödediğini söylüyor. Ruhsar Eryöner (ACI’83) “Herkes gücü oranında hizmet üretmeli” ulaşmak için emek harcıyorsunuz. 27 senelik Hilton kariyerimde değişik kültür ve altyapıları harmanlamanın hiçbir dezavantajını görmedim, bilakis çok faydalı olduğunu düşünüyorum. ACI’ın ardından eğitiminizi ve kariyerinizi nasıl şekillendirdiniz? Daha ortaokul yıllarımda, babamın tavsiyeleriyle otelcilik yapmayı kafama koymuştum. Babam doktordu, ancak benim turizmci olmamı istedi; “Hastalarla uğraşmaktansa, tatile gelmiş mutlu insanlarla iş yap” demişti. Lise yıllarımda yaz tatillerinde bile Çeşme Altın Yunus Oteli’nde çalışıyordum. Öncelikle Doğu Avrupa ve İtalya ’ dan da sorumlu olmanız nedeniyle sizi kutlarız. Farklı kültür ve farklı iş yapış biçimiyle yetişen kişileri, aynı kurumsal kimlik altında yönetmenin size sağladığı avantaj ve dezavantajlar neler? Çok teşekkür ederim. Türkiye’deki 11 otelimize yedi otel daha eklendi. Bunlar, Hilton bünyesinde daha önceden çalıştığım ülkeler. O nedenle yabancılık çekmiyorum. Bence değişik ülke ve kültürlerle çalışmak, işi daha renkli yapıyor. Hilton her zaman farklı kültürlerden gelen kişilerin yan yana çalışmasını desteklemiştir. Otel bazında olduğu gibi bölgesel olarak da bu yaklaşımı görebiliriz. Otel bazında bir örnek vermem gerekirse, Prag Hilton Oteli’nde İş Geliştirme Direktörü olarak çalışırken, sadece benim ekibimde 17 ayrı ülkeden gelmiş kişi vardı. Çok sesli olduğunuzda tahmininizden daha üretken, verimli ve özel sonuçlar elde edebiliyorsunuz. Empati yeteneğiniz gelişiyor ve daha açık görüşlü oluyorsunuz. Kurumsal kimliğiniz genel çerçeveyi çiziyor ve siz kendi kişiliğinizi ve kültürünüzü katarak ortak amaca Üniversite için ilk tercihim olan Boğaziçi Üniversitesi Turizm Bölümü’ne girdim. İnsan sevdiği işi yapınca başarı da doğal olarak geliyor. Otelciliğin her alanında çalıştım. Üniversite stajımı yaparken Hilton İstanbul’da Housekeeping departmanından başlayıp şu anki pozisyonuma geldim. Otelcilikte en sevdiğim şey, içten ve samimi bir meslek olması. Yeri geliyor ekibinizle birlikte bulaşık yıkayabiliyor, yeri geliyor protokol masasında, devlet başkanlarıyla yemek yiyebiliyorsunuz. Kadınların bu sektörde daha fazla yer alması için yaptığınız çalışmalar var mı? Her alanda olduğu gibi turizm sektöründe de kadın liderlerimizin sayısı az maalesef. Kadın yönetici sayımızı artırmak için elimizden geleni yapıyoruz. İşe alış aşamasından başlayarak eğitimleri süresince pozitif ayrımcılığa dikkat ediyoruz. Daha çok kadın personel istihdam edebilirsek, daha fazla yönetici çıkarmamız da mümkün. Hilton otellerinde kariyerinizin seviyesine uygun eğitim programları var. Bunlar, işbaşı eğitiminden e-Cornell veya Harvard Business School online eğitimlere kadar uzanıyor. Başarılı kadınlarımızı daha hızlı yetiştirmek için “Mentoring” sistemleri kuruyoruz. Son olarak, ACI’ın bugünkü Ruhsar Eryöner olmanızda size kazandırdığı değerler neler? İnsan yaşarken pek anlamıyor bazı şeyleri; sonradan önemini algılıyor. Hazırlık sınıfının duvarında bir yazı vardı: “Enter to learn, depart to serve.” İlk bölümü tamam da, ikinci kısım nasıl olacak diye düşünmüştüm. Bugün artık, “herkes kendi gücü yettiğince, kendi etki alanı içinde bir hizmet sunmalı” diyebilirim. Ben de kendi kariyerim içeresinde ülkemi ve modern Türk kadınını layıkıyla temsil ettiğim için, okuluma da borcumu ödemiş addediyorum kendimi. Bizim okulumuzun en farklı özelliği, sorgulamayı ve düşünmeyi sizin DNA’nıza işlemesi. Bu nedenle bir adım öne çıkabiliyorsunuz. Daha sonradan faydasını anladığım bir farkımızsa, okuldaki sosyal etkinlikler ve kulüpler. Bunlar, sosyal becerilerinizi geliştirirken çok yönlü olmanızı da sağlıyor.

RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=