SEV Connect - Kış 2019
CONNECT KIŞ 11 Kariyeriniz boyunca neler yaptığınız ve günümüzde yürüttüğünüz çalışmalar hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz? Chicago, mimarlık tarihi ve bu tarihten beslenen mimarlık ekolü açısından çok zengin bir şehir. Kurucusu Mies Van Der Rohe olan IIT de, bu ekolün etkin temsilcilerinden. Dolayısıyla profesyonel hayata atılmak için mezun olmayı bekleyemedim. Üniversitenin üçüncü senesinden itibaren, JAHN’da, Amerikan Mimarlar Enstitüsü (AIA) tarafından yılın ofisi seçildiği dönemde çalışmaya başladım. Chicago O’Hare Havalimanı, 600 North Fairbanks ve Margot and Harold Schiff Residences gibi büyük ölçekli yerel projelerde yer aldım. Sonrasında dünya çapında sayısız projeye imza atmış olan Perkins + Will’de, Dubai Towers Istanbul ve King Saud Üniversitesi projeleri başta olmak üzere, çeşitli program içeriklerine ve ölçeklerine sahip uluslararası işlerde etkin rol alma fırsatı buldum. 2010 yılında Türkiye’ye döndüm ve günümüzde dünya çapında mimari projelere imza atan Tabanlıoğlu Mimarlık bünyesinde dokuz sene boyunca birçok büyük ölçekli ulusal ve uluslararası projede yöneticilik yaptım. Örneğin, Zorlu Gayrimenkul’e ait İstanbul Levent 199 Projesi’nin şantiyesinde geçirdiğim iki yılda, hem malzeme ve yapı teknikleri konusunda uzmanlaştım hem de sektör dinamikleri ve proje yönetimiyle ilgili tecrübe kazandım. 2013 yılı itibarıyla yürüttüğüm Katar ve İstanbul Yeni Havalimanı projelerindeyse uluslararası standartlarda ihale, sözleşme ve proje yönetimi deneyiminin yanı sıra çok uluslu ekip ve işverenlerle yakın diyalogda çalışma pratiği edindim. 2019 yılı itibarıyla, 15 yılı aşkın birikim ve vizyonumu değerlendirmek üzere, yola düşünsel ve yenilikçi mimarlık misyonuyla çıkan MAS bünyesinde, Direktör olarak çalışmalarımı sürdürüyorum. Dubai Design Week’teki “Barjeel” adlı tasarımınızdan ve bu tasarımın yaratım sürecinden söz eder misiniz? Tasarımın geniş kitlelere hitap etmeye başlamasıyla, dünya üzerinde birçok farklı yerde organize edilmeye başlanan tasarım etkinliklerinde, birtakım global temaların ön plana çıktığını gözlemliyoruz. Biz ise yapılan açık çağrıya cevaben merceği daraltarak, yerel kodlardan esinlenerek, Dubai’ye özgü bir enstalasyon tasarlamayı hedefledik. Dubai’ye seyahatlerimizden tanıdığımız, ama asıl işlevini araştırmalarımız sonucu keşfettiğimiz Körfez coğrafyasında, yüzyıllardır pasif iklimlendirme için kullanılan ikonik rüzgâr kuleleri bizi çok etkiledi. Günümüzün önemli konularından sürdürülebilirlik sorununa geçmişten gelen bir çözümle yanıt verebilmek; bunu yaparken de kullandığımız oluklu mukavva ve alüminyum gibi geri dönüştürülebilir malzemeyle bu kavrama güncel bir yorum katabilmek, bizim için oldukça heyecan vericiydi. Bir yandan da günümüzde gökdelenlerden oluşan dikey şehir silüetiyle ön plana çıkan Dubai’ye, aslında kendi tarihindeki ilk kule olan “Barjeel” ile farklı bir bakış açısı kazandırmak istedik. İç mekânı tasarlarken, İslam mimarisinde sıkça rastlanan saf geometrik formları referans alarak, mukavva katmanların içinde kalan boşluğu aşağıdan yukarıya çıktıkça, daireden kareye dönüşen heykelsi bir hacim olarak kurguladık. Bu değişken formun gelişiminde, sokak kotunda ziyaretçiler için serin ve dingin bir dinlenme alanı yaratırken, üst kotta gün ışığı ve hâkim rüzgârın doğal havalandırma etkisini maksimize etmeyi amaçladık. Üsküdar Amerikan mezunları arasında bir “mimar ekolü” dikkat çekiyor. Okuldaki ortamın mesleğinize etkileri hakkında neler söylersiniz? Şimdi geriye dönüp baktığımda, Üsküdar Amerikan’da okurken en çok keyif aldığım anların çeşitli içerikler üzerinde çalıştığımız proje süreçleri olduğunu fark ediyorum. Takım olmayı, yaratıcılığı ve araştırmacılığı özünde barındıran, sunum teknikleri ve fikrini savunma üzerine de kendimizi yetiştirmemizi sağlayan bu çalışmalar, üniversitede aldığım profesyonel eğitimin zeminini hazırladı. Ayrıca, Üsküdar Amerikan’da derslere ek olarak, birçok dalda sunulan kulüp ve kollar aracılığıyla yetenek ve ilgi alanlarımızı keşfetme fırsatı bulduk. Bu sayede Üsküdar Amerikan’daki eğitimimin, mimarlık gibi çok yönlülük, araştırmacı ruh, yoğun heves ve özveri isteyen bir meslekte kararlı ve kendimden emin adımlar atarak ilerlememde çok önemli rol oynadığını düşünüyorum. “Günümüzün önemli konularından sürdürülebilirlik sorununa geçmişten gelen bir çözümle yanıt verebilmek; bunu yaparken de kullandığımız oluklu mukavva ve alüminyum gibi geri dönüştürülebilir malzemeyle bu kavrama güncel bir yorum katabilmek, bizim için oldukça heyecan vericiydi.”
RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=