SEV Connect - Kış 2018

54 CONNECT KIŞ Kültür&Sanat Nerede uçuyorsunuz? İki tarafı deniz olduğundan İstanbul bu iş içinmüsait. Rüzgâr denizden geldiği zaman havada türbülans olmaz ve rahat bir uçuş olur. İç bölgelerdeyse daha fazla sallar. Rüzgâr, kuzeyden estiği zamanKaradeniz sahillerinde, güneyden estiğindeyse Marmara kıyılarında uçuyoruz. Paramotor'un özelliği nedir? Paramotor kullanmak için uçak veya helikopter pilotu olmak gerekli değil. Disiplini farklı. Tepenizde yumuşak bir kumaş sizi uçuruyor. Riskli ortamlarda kapanabiliyor. Ya da uçarkenmotor durabiliyor. 15 yıldır binlerce uçuşum var. Sadece sekiz-dokuz kezmotor havada durdu. Gaz telinin kopması, buji, karbüratör arızası gibi şeyler olabiliyor. Belli bir yüksekliktemotor dursa da süzülüp inecek bir yer kollarız hep. Bu sergideki fotoğrafları çekmek için acil iniş durumunda denizden ya da karadan beni almak için arabayla ulaşılması çok zor arazilerin üzerinde uçtum. Sonuç olarak “ufak tefek riskler aldım” diyebilirim. Fotoğraf, karanlık odadan çıkıp dijitale evrildi. Bu dönüşümsizi nasıl etkiliyor? Karanlık oda çok zahmetli ve dijitale oranla daha az kontrollüdür. Kurtulduğuma memnunum. Analog fotoğrafın nostaljik bir yanı olduğunu kabul ediyorum. Mühendislik de okudum; bilgisayara, tekniğe yatkınım. Programları iyi kullanırım. Dijitalle birlikte süreç birden hızlandı ve daha yaratıcı şeyler yapabiliyorum. Bu arada, fotoğrafta manipülasyonu pek sevmem. Bundan kastım, olmayan bir şeyi rötuşla eklemek ya da olanı silmek. Ayrıca 35mm filme göre şu andaki çözünürlük çok daha yüksek. Bu sergideki fotoğraflara baktığınızda, çok küçük ayrıntıları görürsünüz. “Fotoğrafmı, videomu” diye sorsak... Fotoğraf... Video çok sabır gerektiriyor. Dantel gibi işlemek lazım. Tabii dijital devrimle birlikte ben de videoya girdim, hemkendim için hemdemüşteriler için video prodüksiyon da yapıyorum. Nedir fotoğrafın çekiciliği? Fotoğrafın spontane olması; anı, anlık olanı yakalaması... Çok etkili bir görüntüyü bir karede yakalayabiliyorsunuz. Sonra işlemesi ayrı tabii…Video ise uzun bir süreç ve sabır gerektiriyor. Fotoğraf ve videonun geleceği nasıl şekillenecek, nereye doğru evrilecek? Öncelikle teknik olarak çok hızlı ilerliyor. Hem fotoğraf hemde video için kullandığımbilgisayar programlarında geçen sene olmayan bazı ayarlar, bu sene var. Akıllı insanlar bu programlara yeni bir şeyler ekliyor ve bu eklemeler benim o fotoğrafa bakışımı, bitirişimi ve dahası vizyonumu etkileyebiliyor. Onun dışında gerisi tabii ki fotoğrafçının gözüne kalmış. Son sözü fotoğrafçının gözü söylüyor, diyebilirmiyiz? Evet. Bir kareyi yakalamak ve kendinizden bir şey katmakla tamamlanıyor olay. Şuna inanıyorum: Fotoğraf çekerken orayı bir belgesel gibi dokümante etmek yerine, benden bir katkı sunması çok önemli. Birinin baktığı zaman “Bunu acaba Ali Kabaş mı çekti?” demesi; benim kişiliğimi ve gözümü yansıtması lazım. Her fotoğrafta olmayabilir, ama gayret ediyorum. Fırsat olursa, aynı yere dönüp bir daha deneyebiliyorum. Biz ona, ‘fotoğrafı çalışmak’ diyoruz. Fotoğrafı çalıştığınız zaman, o karenin sizden bir şey olma şansı yükseliyor. Kariyerinizebaktığımızdamühendisliğe, iş insanlığına ve sanatçılığa rastlıyoruz... Şimdi yaptığım fotoğraf da bir iş. Bunda da, aldığımeğitimin ve onun sağladığı disiplinin yararı var. Müşteriyle ilişkilerde, iş dünyasından gelmenin faydası oluyor. Okulda fen okumamın da faydasını görüyorum. Sonuç olarak, okuduğumuz, yaptığımız her şey, bizi geliştiriyor ve şekillendiriyor. Ama şu anda sadece fotoğraf ve video işleri yapıyorum. Onun dışında başka bir iş hayatımyok. Yeni bir projeniz varmı? En son projembuydu ve henüz yeni bir şey düşünmedim. Önce bunun keyfini çıkartmak istiyorum. Çünkü iki seneden fazla sürdü. 2016 yılının Şubat'ında başladımve sadece yabani bölgelere odaklandım. Bu seriye devamedebilirim. Bu seri, doğal alanlarla ilgiliydi. Kuşların göç yolu için de önemli bölgeler. Ben Türkiye’de ilk kez bu kadar flamingo gördüm. Flamingolu kareleri çektiğim bölgenin yakınında 70’lerde yapılmış, çok büyük bir site var. Göçmen kuşlar o sitenin etrafında dolaşıyorlar. “Burası ne güzelmiş, oraya bir site yapsak” denilmesin diye bu sergide, çekimyerlerinin nerede olduklarını yazmadım. Hedef göstermemek için… Ne olur, ne olmaz. Çünkü buraları artık fabrikaların, tarlaların, inşaatların arasında vaha gibi kalmış son yerler. Serginin, doğanın korunması noktasında çok önemli birmesajı var galiba… Bu doğal alanlar, benim sanatımın malzemesi oldu. Sanatsal gördüğüm kareler elde etmek için üzerlerinde uçtum. Ama bir yanı daha var; o da doğal alanların korunmasıyla ilgili farkındalık yaratmaya katkımolması…Bu alanları yerden ince bir çizgi olarak görüyorsunuz. Ancak havalandığımızda etkileyici organik doğal şekilleri ortaya çıkıyor. İnsanlar öyle görsünler de etkilensinler, kıymetini bilsinler ve doğal alanlarımızın korunmasına yardımcı olsunlar istedim. Bakın örneğin Burdur Gölü kuruyor. Bir daha da eski haline gelmeyecekmiş. Çok üzüldüm. Kocaman bir göldü. Okula dönecek olursak…Tarsus Amerikan’da aldığınız eğitim, size yaşamınızda neler kazandırdı? Çok yakın arkadaşlığın yanı sıra çok iyi bir eğitimaldık. O temel eğitim sayesinde başka eğitimler de aldık. Mr. Robeson’un müdür olduğu dönemde okudum… Mr. Amidon, ortaokulunmüdürüydü. Okulda edindiğimiz formasyonun ve arkadaşlıkların hayatımızda her zaman etkisi var. Sınıf arkadaşlarımın bu sergi için de gösterdiği desteğe bakınca, okulumuzun değerini bir kez daha gördüm. • Kendi deyimiyle “ufak tefek riskler” alarak paramotoruyla fotoğraflar çeken Kabaş, arabayla çok zor gidilebilen yerlerden görüntüler sunuyor. Ali Kabaş’ın sergileri 2018 “Yabani”, FMV Galeri Işık, İstanbul 2016 “Havadanadana”, Uluslararası Portakal Çiçeği Karnavalı, Adana 2012 “Üçüncü Göz”, PG Art Gallery, İstanbul 2008 “Yüksek Açı”, PG Art Gallery, İstanbul 2006 “Recto-Verso”, PG Art Gallery, İstanbul 2005 “Bir İstanbul Kutlaması”, St. Regis Hotel ve Türk Kültür ve Turizm Ofisi, New York 2005 “Höyük-Sessiz Köyler”, PG Art Gallery, İstanbul 2002 “DüşDünya”, PG Art Gallery, İstanbul

RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=