SEV Connect - Kış 2018

CONNECT KIŞ 43 SAC’de çalışmaya başlamanızın öyküsü nasıl oldu? UAA’da etkilendiğiniz öğretmenleriniz var mıydı? Istanbul International School’da çalışırken Mr. Shepard’dan bir telefon aldım. Benimle SAC’de görüşmek istiyorlardı. Koşarak gittim. Ondan gelen bir teklif, benim için zaten reddedilemezdi, ama söz konusu SAC olunca mutlulukla kabul ettim. Bu sene SAC’de üçüncü yılım ve aynı mutlulukla çalışmaya devam ediyorum. Üsküdar’da bizden üst dönemler ve bizim yaşıtlarımız, Mr. Shepard’ın ne kadar özel bir insan ve eğitimci olduğunu bilirler. Öğretmen olmaya karar verdiğim andan itibaren, her fırsatta onun fikir ve tavsiyelerine başvurdum. Mesleğin bu kadar başındayken onun “headmaster” olduğu bir okulda çalışmak, benim için çok büyük bir şanstı. Onun üzerimdeki emeğini asla inkâr edemem. Üsküdar’daki bütün öğretmenlerimiz, hepimizin hayatına ayrı ayrı dokunmuştur. Ama benim için çok özel olan birkaç ismi anmam gerek. Müzik öğretmenimiz Keysudar hanımın, hepimizin hayatında etkisi çok büyüktür. Zaman zaman gece yarılarına kadar süren müzikal provalarımızda, çok çalışmanın, disiplinin, bir şeyi çok istemenin ne demek olduğunu bana öğretmiştir. Şu an Kimya Öğretmeni olmanın yanı sıra hâlâ yarı profesyonel olarak dans ediyorsam, bu onun sayesindedir. Ayrıca Almanca öğretmenimiz Şerife Aksoy, İngilizce öğretmenimiz Jameson Vierling ve Kimya öğretmenimiz Nirva Mevlat, bana sadece bir öğretmen olarak değil, bir birey olarak da ilham veren isimlerdir. Bir mezun olarak, kardeş bir okulda öğretmen olmak nasıl bir duygu? Size ve öğrencilerinize nasıl bir avantaj sağlıyor? Hâlâ bu ailenin bir parçası olmak çok güzel bir ayrıcalık. Öğrenciyken fark etmediğiniz bir sürü ayrıntıyı ve emeği görüyorsunuz, sanki işin sahne arkasında olmak gibi… Ayrıca öğrencilerimle, öğretmen öğrenci ilişkisinin ötesinde bir iletişim kurma şansı da veriyor. Onlar mezun olduktan sonra aynı ailenin parçası olacağız. Bu onlar için ne kadar büyük bir avantaj bilemiyorum, çünkü onlara karşı beklentilerimin de artmasına sebep oluyor. Biz Üsküdar’da çok yüksek akademik ve sosyal hedeflerle eğitim gördük, aynı beklentiyi ben de öğrencilerim için taşıyorum. Umarım onlar da bunu bir avantaj olarak görüyorlardır. Bugünkü görevleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz? SAC’de Kimya Öğretmeni olarak 9, 10, 11 ve 12. sınıflarla çalışıyorum. Bunun yanı sıra benim için çok önemli olan Latin Dansları Kulübü’nün danışman öğretmeniyim. SAC’de sosyal kulüpler bizim için çok önemli. Ben de okul dışındaki hayatımda tutkulu olduğum dansı öğrencilerimle paylaştığım, onların dans ve sahne yolculuklarına eşlik edebildiğim için çok mutluyum. Geleceğin öğretmeni sizce nasıl olacak; hangi yeteneklere sahip olmalı? Çok yönlü olmak ve teknolojiyi yakından takip etmek... Bence öğrencilerimiz, bizi sadece sınıfta dersini anlatan öğretmenden fazlası olarak da görmeliler. Artık çok iyi bir mühendis veya çok iyi bir öğretmen olmak yeterli değil. Mesleğinden farklı, sana vizyon katan ilgi alanlarının olması, hayat boyu öğrenmeyi içselleştirmen gerekiyor. Bence çocuklarımızın bunu bizlerden görmesi lazım. Aynı zamanda, eğitim teknolojileri hızla gelişiyor ve bu konuda çok yetenekli olmayan bir öğretmen olarak söyleyebilirim ki, bizim onları takip edip sınıfa entegre etmemiz çok önemli. SAC’de öğretmen ve öğrenciler, bu konuda çok destekleniyorlar. Öğrencilerle aramda onlarca yıl yaş farkı olmasa bile, onların öğrenme biçimiyle bizimkinin ne kadar farklı olduğunu görebiliyorum. Bundan 20 yıl sonra bu fark çok daha büyüyecek. Bizim de öğretmenler olarak bu yeniliklere ayak uydurmamız gerekli. Mezunlara, SEV Kurumları'nda öğretmen olmaları konusunda neler söyleyebilirsiniz? Öğretmen olacak yeni mezunlar, nelere dikkat etmeli, nasıl bir yol izlemeliler? Öncelikle hangi kurumda olursak olalım, öğretmenlik çok sevgi gerektiren bir meslek. Çünkü bir yetişkin olarak iş hayatında karşılaştığın zorluklar ne olursa olsun, sınıfın kapısını kapadığında hepsi dışarda kalıyor ve kalmalı. O noktada seni besleyen şey, öğrencilerle kurduğun ilişki ve sevgi bağı. O olmazsa bu işi yapmak ne kadar zor olur, tahmin bile edemiyorum. O yüzden öncelikle çok sevdiklerinden ve istediklerinden emin olsunlar. Her zaman hayalimizdeki en iyi kurumlarda çalışmaya başlayamayabiliyoruz. Her meslekte olduğu gibi, sabırla çok çalışmak gerekiyor. Aynı zamanda, her adımda, bireysel ve mesleki anlamda kendini geliştirmen şart. Öğretmenlik aslında hayat boyu öğrenci olmak demekmiş, bunu unutmamak lazım. SEV Kurumları'nda çalışmaksa elbette profesyonel anlamda bir öğretmenin koyabileceği en yüksek hedeflerden; üstelik manevi olarak çok besleyici bir deneyim. Bence zaten öğretmen mezunlarımız, bu kurumlara geri dönmek için çok isteklilerdir. "Hâlâ bu ailenin bir parçası olmak çok güzel bir ayrıcalık. Öğrenciyken fark etmediğiniz bir sürü ayrıntıyı ve emeği görüyorsunuz, sanki işin sahne arkasında olmak gibi..."

RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=