SEV Connect - Kış 2018

CONNECT KIŞ 39 düşünerek kabul ettim. Üç ay sonra bir matematik öğretmenimizin hastalanıp okuldan ayrılmak zorunda kalması öğretmenliğe geçişiminin ilk adımı oldu. Farklı düzeylerdeki öğretmenlik deneyimi, aralıksız 13 yıl sürdü. Daha sonra bazı özel nedenlerle bir başka okula Matematik Bölüm Başkanı olarak geçtim. İki yıl sonra yine aynı okulda Fen Lisesi Müdürlüğü yaptım. Okulumdan ayrı kalmaya ancak dört yıl dayanabildim ve 1996 yılında tekrar ACI’a döndüm. 1997- 2000 arası bölüm arkadaşım Gül Yılmazkoç ile birlikte Matematik Bölüm Başkanlığı yaptım. 2006 yılından bu yana IB Koordinatörü ve Mesleki Gelişimden Sorumlu Müdür Yardımcısı olarak görevime devam ediyorum. ACI’da çalışırken birçok öğretmen de yetiştirdiniz; örneğin, öğrenciniz Didem Erpulat okul müdürü oldu. Sizi ve sonrasında yetiştirdiğiniz ACI’lı mezun öğretmenleri okula çeken sebepler nelerdir? Sizce mezun öğretmen olmanın, ACI’a ve mezun öğretmenlere nasıl bir katkısı var? ACI, öğrenciler için sadece bir okul değil, bir aile ortamıdır. Bunu, tüm ACI öğrencileri, bu kampüse adım attıkları ilk andan itibaren hissederler. Mezun olunca da durum değişmez aslında. Bence mezun öğretmenlerin yeniden okula dönme çabası, öncelikli olarak bu “aile”yi özlemenin, yuvaya geri dönme çabasının bir sonucu. En az ilki kadar önemli diğer nedense, okul mottomuz “Enter to Learn Depart to Serve”. Öğrencilik yaşamı boyunca bu mottoyu içselleştiren her mezun, okula hizmet etmek için ilk fırsatta dönmenin yollarını arar. En azından benim için böyle oldu. ACI’da, okula dönüp öğretmen olma konusunda ciddi bir gelenek olduğunu görüyoruz. Bunun sebepleri nelerdir? Siz ACI’da öğrenciyken, uzun yıllar okulda görev yapan mezun öğretmenler var mıydı? Öğretmenlik konusunda sizi etkileyen, örnek aldığınız öğretmenleriniz var mıydı? Elbette vardı. Hazırlık yılında İngilizce öğretmenlerim Ülay İler, Ülkü Kayaalp ve Hilkat Maro, biyoloji öğretmenim ve Lise Müdür Yardımcımız Bergün Kardeş ve Lise son matematik öğretmenim Anet Gomel. Hepsi ayrı ayrı örnek aldığım ve beni ACI’da öğretmen olmaya özendiren öğretmenlerimdi. Sevdiğim ve örnek aldığım tüm bu öğretmenlerim, mesleğe başladığım ilk günden itibaren bana desteklerini hiç eksik etmediler. Onlarla birlikte çalışmak ve aynı öğretmenler odasında olmak, tarif edilemez bir duygu... 40 yıla varan deneyimli bir öğretmen olarak, 1980’lerdeki öğretmenle bugünün öğretmenleri arasında ne gibi farklar gözlemliyorsunuz? Öğretmenlik mesleği çerçevesinde nasıl bir değişim söz konusu? Geleceğin öğretmeninin sizce değişmeyecek ve değişen tarafları nelerdir? Bu sorunuza cevap verirken, değişmeyecek tarafından başlamak istiyorum. Öğretmenin öncelikle öğrencilerini sevmesi, hep onların yanında olduğunu hissettirmesi gerekir. Bir öğrenci, öğretmenini sever ve ona güvenirse mutlaka başarılı olur. Bu değişmez bir kuraldır. Değişense hızla ilerleyen teknoloji ve bu teknolojiyle büyüyen nesillere uygun eğitim araçları. Öğretmenlerin kendilerini, eğitim verdikleri dönemin koşullarına uygun olarak yenilemesi gerekir. Her zaman var olan bu değişim ve yenilenme gereksinimi, son yıllarda daha da belirgin bir biçimde karşımıza çıkıyor. Son olarak ACI’a öğretmen olarak dönebilecek genç mezunlara neler söylemek istersiniz? Onlara ACI’da öğretmen olmalarını önerir misiniz? Kesinlikle öneririm. Öğrencilik yıllarımdan ve çalışma hayatımdan tanıdığım ACI mezunları bu kadar mutlu ve başarılı oldularsa, dahası benim gibi uzun yıllar okullarında çalışmayı seçtilerse, genç mezunlarımızın da okullarına öğretmen olarak dönüp hizmet etmekten sonsuz mutluluk duyacaklarından eminim. "Anet Hanım, benim içinmükemmel bir rol modeldi. ACI’danmezun olup okulundamatematik öğretmenliği yapması, hayallerimle tamolarak örtüşüyordu."

RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=