SEV Connect - Kış 2018

34 CONNECT KIŞ bilgisayar kurularak oradan gidiyor. Çocukların, hiçbir yetişkinin yardımı olmadan, grup halinde internette gezinerek kendi kendilerine pek çok şeyi öğrenebildikleri ortaya çıkıyor. Bu araştırma verilerinden yola çıkarak, birçok okulda teknoloji laboratuvarları kaldırıldı, öğrencilerin gruplar halinde internete ulaşabildikleri mekânları düzenlenerek grup çalışmaları artırıldı. Bunun dışında genel olarak, öğretmenin yeri ve önemi çok değişmiyor. Bilgiyi aktarma yerine öğrenme ortamını, kullanılacak teknolojiyi düzenleyebilmeli, bunları öğrencinin öğrenmesine destek olacak hale getirebilmeli. Kısaca öğretmen programları, ortamı öğrencinin öğrenmesine göre düzenleme, tasarlama, ayarlama beceri ve yeterliklerine sahip olmalı. Bu yeni beceriler ve yeterlilikleri biraz daha açabilir miyiz? Günümüzde öğrenmeyle ilgili mekân ve zaman sınırları çok genişledi. Globalleşen dünyada, teknolojik aygıtlar yardımıyla öğretmenin yaptığı rehberliğin sınırları, okuldan ibaret kalmıyor. Bunun için öğretmen, iletişim becerileriyle birlikte bilgi teknoloji becerilerini sürekli geliştirmeli, günümüzde birçok dikkat dağıtıcı etkene karşın sınıf hâkimiyetini kaybetmemeli, ilgiyi muhafaza edebilmeli. Öğrencilerin bireysel olduğu kadar, takım halinde çalışabilmelerini sağlayabilme, öğretecekleri içeriği öğrencilerinin gereksinimlerine göre farklılaştırabilme, disiplinler arası ve gerçek yaşamla bağlantılar kurdurma, öğrenciyi motive etme, değerlendirme ve hızlı geri bildirimde bulunmak için teknolojiden yararlanma, günümüz öğretmenlerine gereken pek çok beceri ve yeterlilikler arasında sayılabilir. Bilgi kaynakları çeşitlendikçe güvenilir kaynaklar konusunda da rehberliğe ihtiyaç doğdu. Gerçeklik değerini yitirip, manipülasyon ön planda olabiliyor ve tüm öğrenenler bunlara maruz kalabiliyor. Öğrenenin hem kendini koruması hem de başkalarına zarar vermeyecek şekilde etik karar vermeyi, etik davranış sergilemeyi bilmesi, günümüz dünyasının sürdürülebilmesi için önemli. İşte bu, şimdilik teknolojinin yapamayacağı bir alan. Bu nedenle öğretmenlerin, teknolojiyle bu kadar yoğrulan bir dünyada insani, genel yaşam becerilerinin edindirilmesine ağırlık vermeleri gerek. Başta eleştirel düşünebilme ve değişimle başa çıkabilme esnekliği olmak üzere iletişim, yaratıcılık, iş birliği gibi yetilere ihtiyacımız artıyor. Öğrencileri düşünen, sorgulayan, araştıran, iletişimi kuvvetli, iş birliği yapabilen bireyler olarak yetiştirmek durumundayız. Bütün bunları yapabilmek için öğretmenin değer yaratmaya devam etmesi ve kişisel tatmini için sürekli kendi eğitimini ve daha iyiye doğru arayışını sürdürmesi gerekir. Tüm bu değişim hızına rağmen sizce öğretmenliğin değişmeyen ve gelecekte de değişmeyecek özellikleri nelerdir? Güçlü, lider özelliği taşıyan, bilgi temelli, öğrencileriyle birlikte öğrenen, bilgi arayışında rehberlik eden ve onların da özgüvenlerini geliştirmeye yardımcı olabilen… Bunlar, öğretmenliğin önemli özellikleridir. Kısaca işini sevmeli, öğretme arzu ve isteği olmalı. O zaman öğrencilerine değer verir, kendilerini iyi, mümkünse özel hissetmelerini sağlayarak motive edebilir. Bunun için iletişim becerisi yüksek olmalı, tabii günümüzde teknolojiyi kullanma da bunun önemli bir parçası. Öğrencilerin gelişim özellikleri hakkında bilgi sahibi olması gerekir. Mesleki alan ve öğretmenlik meslek bilgisi, örneğin sınava hazırlama, sınıf yönetme, motive edebilme, güdüleme, sınıf ortamını ve ders programını düzenleme gibi pedagojik becerilerle donanmış olmalı. Gündemdeki konulardan biri de yapay zekâ. Yapay zekânın öğretmenin yerini alması mümkün mü? Öğretmenin yapay zekâyla nasıl bir ilişkisi olacağını düşünüyorsunuz? Yapay zekâ öğretmeni değil, öğretmen yapay zekâyı kullanacağı için, yapay zekâ öğretmenin yerini almayacaktır. Bilgileri aktarmada, örneğin alıştırmalar gibi mekanik ders etkinliklerinde öğretmene yardımcı olabilir. Ancak öğretmenin, yapay zekâdan nasıl yararlanabileceğini öğrenmesi ve öğrencilere doğru rehberlik etmesi gerekir. Ayrıca yapay zekâ, ömür boyu öğrenme kapsamında kendi kendine öğrenmeyi bilenlere yararlı olabilir. Yuval Harari, “21. Yüzyıl için 21 Ders” adlı kitabında, İnfotek ile Biotek’in birleşmesinden doğan yapay zekâyı, güç olarak tanımlamış. Bu gücün bizi “hack”lememesi, ele geçirmemesi için kendimizi algoritmalardan daha iyi tanımamızı, değişim karşısında esnekliğimizi koruyup sürekli öğrenerek kendimizi yeniden inşa etmeye devam etmemizi salık veriyor. Üsküdar Amerikan’dan mezun olup SEV’e bağlı okullarda eğitim alanında katkıda bulundunuz. Mezunların kendi ve kardeş okullarına dönerek öğretmen veya danışman olmalarını, destek olmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Ben Üsküdar’da okurken mezun üç hocamız vardı: Zafer Sükan, Şenel Aksu ve Fatma Ramazanoğlu. Üçü de harika hocalardı. Bize model olan insanlardı. Allah rahmet eylesin Şenel Hanım ve Zafer Hanım’ı çok erken kaybettik. Fatma Hanım’ın, uzun yıllar daha sağlıkla bize katkı yapmaya sürdürmesini diliyorum. Daha birkaç yıl önce Türkiye Özel Okullar Birliği’nin Temel Eğitim Konferansı’nda konuşmuş ve tüm öğretmenlere yine esin kaynağı olmuştu. Mezunlarımızın okullarına bağlılığı, ellerinden geldiğince yeni yetişen kardeşlerini desteklemeye çalışmaları bence çok güzel. Tekerleği yeniden icat etmeye kalkmak yerine, abla ve abilerimizin deneyimlerinden yararlanma ve kardeşlerimize destek olma, takım çalışmasının bir örneğidir ve hep birlikte kalkınmamıza yardım eder. Okullarımızda, takım çalışmasını ve sosyal dayanışmanın güzelliğini keşfettiğimiz çeşitli etkinliklerle yetiştik. Hepimiz sosyal kapitalin gücünün farkına vardık. Mutlu ve başarılı olmak için almak kadar, vermenin de önemli olduğunu gördük. Bunu bilmek, benim geleceğe daha büyük bir ümitle bakmamı sağlıyor. Kuşaktan kuşağa okulumuza ve birbirimize destek olarak, hep birlikte daha iyi olacağız. Bu yuvadan, ülkemize ve dünyaya yararlı bireylerin yetişmeye devam edeceğine inanıyorum. EĞİTİMDE KARİYER

RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=