SEV Connect - İlkbahar 2020
KAPAK KONUSU SAYGI VE GÜVEN “150 YILLIK BIR KÜLTÜRÜN temsilcileri olarak dünyaya ve insanlara saygı duyuyor, farklılıklara değer veriyor ve ilişkilerimizi güven üzerine kuruyoruz. Adil, nazik ve medeni bir şekilde iletişim kurmaya özen gösteriyoruz.” SEV, beş değerinden biri olan “Saygı ve Güven”i bu sözlerle açıklıyor. Saygı ve güvenin ilk tohumları, Amerikan okullarında öğrencilerin öğretmenleri ve idarecileriyle kurdukları ilişkilerle atılıyor. Tarsus Amerikan Koleji’nde yıllarca basketbol hocalığı yapmış, takımını başarıdan başarıya taşımış Nejat Güngör’ün anlattığı anekdot, bu gerçeği gözler önüne seriyor: “Bir turnuvada bütün antrenörler toplantıdayız. Oyuncularımız da aynı otelde kalıyor. O gece otelde eğlence var. Antrenör arkadaşlar da, ‘Bu çocuklar sabaha kadar eğlenir. Yarın maç var diye düşünmezler’ dediler. Ben, ‘Bizim çocuklar akşam 08.00’da gidip yatarlar’ dedim. İnanmadılar. Hatta iddiaya girdiler. Kazanamazsam herkese yemek ısmarlayacaktım. Saat 08.20’de bizim takımın kaptanı Üstün Öngül geldi. ‘Hocam izin verirsen arkadaşlar odalarına çekilsinler’ dedi.” Bu anekdot, öğrencilerin saygı duyduğu bir öğretmenin, takımını son derece iyi tanıyıp güvenmesine dair verilecek en güzel örneklerden biri. Türkiye’nin en tanınan hekimlerinden biri olan Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay (UAA’61) da, okulun kendilerine güven kazandırmasıyla ilgili şunları söylüyor: “Okulumuz her şeyden önce kendimize güven kazandırdı ki, hayata hazırlamak açısından bu çok önemli. Ardından ‘sorgulama’ alışkanlığını kazandırdı. Bu yüzden bizden çok araştırmacı çıktı.” Tarsus Amerikan ve Üsküdar Amerikan mezunlarında hâl böyleyken, İzmir Amerikan’da da bu değeri efsanevi müdür Lynda Blake’e ait anılarla aktarmak mümkün. Sadiye Özülkü (ACI’72) de Mrs. Blake’den sitayişle bahsedenlerden: “Başka türlü bir insandı. Mükemmeldi. Pazartesi sabahları andımızı en yüksek sesle seslendirirdi.” Yıllar yılı Sabancı Holding’in CEO’luğunu yapan Hasan Güleşçi (TAC’56) de öğretmenlerle ilişkilerinde oluşturdukları karşılıklı güveni ve saygıyı şöyle anlatıyor: “Amerikalı öğretmenlerim yaz tatilinde benden kütüphaneyi yeniden düzenlememi istediler. Bu işi memnuniyetle kabul ettim. Gündüzleri kütüphaneyi yeniden düzenliyor, akşamları da okuldaki Amerikalı öğretmenlerimi, bir arkadaş ilişkisi içerisinde yakından tanıyordum. Öğretmenlerimizdeki Batı zihniyetini yaz akşamlarında daha iyi görebildim. Tatil bittikten sonra, ders yılında, olaylara daha değişik bir açıdan bakmaya başladığımı ancak şimdi fark edebiliyorum.” Evet… İnsani, ahlaki ve kültürel değerler, insanı insana, bireyi topluma ve dünyaya bağlayan tutkala benzer. Aralarında herhangi bir ortak değer bulunmayan insanların oluşturduğu bütünün, ortak bir geleceğe doğru yol alması çok ama çok zordur. Öğrencileri, öğretmenleri, idarecileri ve velileriyle geniş bir aile olan ve oluşturduğu değerlerle özelde bu topraklara, geneldeyse tüm dünyaya fayda sağlamayı hedefleyen Sağlık ve Eğitim Vakfı, böylelikle hem köklü geçmişine saygı duruşunda bulunuyor hem de geleceği bugünden oluşturuyor.
RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=