SEV Connect - İlkbahar 2020
CONNECT İLKBAHAR 25 Reha Erzurumlu ile benim ortak koordinatörlüğümüzde, pek çok genç sinirbilimciye esin kaynağı olan okulumuzun, uzun yıllar aynı vizyon ve başarıyla varlığını sürdürmesi, uluslararası sinirbilim çevresinde de kabul görüp örnek gösterilmektedir. 1991’den beri verilen “Award for Education in Neuroscience”ın amacı, sinirbilim eğitimine üstün ve özgün katkılarda bulunan bilim insanlarını, SfN yıllık kongresinde onurlandırmaktır. Bugün küresel bir federasyon niteliğinde olan SfN; 1969’da Washington DC’de kurulmuş uluslararası bir dernek. Beyin ve sinir sistemi üzerine araştırmaları ve eğitim çalışmalarını destekleyen organizasyon, 95 ülkede yaklaşık 40 bin temel bilimci ve klinisyen üyeye sahip. SfN 2018 Dönem Başkanı Prof. Richard Huganir, San Diego’daki tören konuşmasında ödüle, “ulusal ve uluslararası eğitim deneyimlerinin ve araştırma işbirliklerinin faydalarını ortaya koyan uzun soluklu, gelişimci ve sürdürülebilir çalışmalarım nedeniyle” layık görüldüğümü belirtmiştir. İltifata değer bulunmanızın sizde yarattığı hissi öğrenebilir miyiz? Kanımca bu çok geniş çapta ve geniş zamandaki etkinliklere verilmiş anonim bir ödül; dolayısıyla bu ödülü daha anlamlı ve değerli buluyorum. Ailem, başta Türkiye’de temel sinirbilimlerin öncüsü değerli hocam Prof. Nuran Hariri olmak üzere ulusal ve uluslararası tüm öğretmenlerim, okullarım, yine başta Prof. Reha Erzurumlu olmak üzere değerli meslektaşlarım, çalışma arkadaşlarım, öğrencilerim, 43 yıl ışık ve destek aldığım ve keyifle emek verdiğim Ege Üniversitesi ve tüm kolaylaştırıcı ögeler bu ödülün çok önemli paydaşlarıdır. Oliver Sacks ve Eric Kandel’in de aralarında bulunduğu pek çok ünlü sinirbilimcinin aldığı bu ödüle, ilk Türk ve çok az sayıda kadın bilim insanından biri olarak layık görülmekten ayrıca büyük onur ve akademik yaşantımda fizyoloji, sinirbilim, nörofelsefe-nöroetik ve hatta eğitim bilimleri alanına yönelmemi de buna bağlıyorum. Eğitim ve öğretim, hem eleştirel ve kuşkucu tavır takındığım hem de bu alanda gelişmek için tutkulu olduğum süreçlerdi. Beyin, sinir sistemi ve davranışın aşırı kırılganlığının yanında olağanüstü esnek ve geliştirilebilir (nöroplastisite) nitelikleri, rehabilitasyon penceresinden bana inanılmaz zenginlikte kapılar açtı. Ege Üniversitesi’nde (EÜ) Türkiye’nin ilk Tıp Eğitimi AnabilimDalı’nın kurucuları arasında bulunmanız da bu döneme mi denk geliyor? Educational Commission for Foreign Medical Graduates’in (ECFMG), tarihinde ilk kez YÖK aracılığıyla tıp fakültelerine yaptığı, ABD’deki belli başlı üniversitelerde tıp ve sağlık bilimlerinde yenileştirme konusunda bursiyer adayı çağrısına başvurdum. Türkiye’nin bu konudaki ilk iki bursiyerinden (diğeri ACI’dan değerli dönem arkadaşım Prof. Gül Akdoğan’dır) biri olarak, Philadelphia’daki Drexel Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yedi ay fizyoloji ve sinirbilim dersleri verdim. Ayrıca tıp fakültesinin eğitim programı geliştirme ve yönetim kurullarında asil üye olarak çalıştım. Yurda dönünce, Türkiye’nin ilk Tıp Eğitimi Anabilim Dalı’nı EÜ’de kurduk. Çok kalabalık sınıflarda etkin öğrenmeyi sağlayabilmek için yatay entegre programımızı dikey bağlamda da bütünleştirmek üzere, eğitimin ilk yılları itibarıyla klinik dersleri de ilk kez entegre oturumlar, paneller, olgu, senaryo, simülasyon ve model çalışmalarıyla başlattık. Bilişsel bilimin ışığında başarı ve memnuniyet ölçme- değerlendirme ölçütlerimizi standardize edip, niteliğini artırdık. Bu deneyimleri, üniversite eğitim programları dışında da sunabilmek için, 1999’dan itibaren EÜ’de Ege Biyenal Uluslararası Sinirbilim Mezuniyet Sonrası Yaz Okulu’nu (Ege-BINGSS) düzenlemeye başladık. Giderek, uluslararası öğrenci kotasını da artırabilmeyi başardığımız okulun vazgeçilmez özellikleri; öğrencilerin saygın Türk ve yabancı bilim insanlarıyla tanışarak onlardan esinlenmeleri ve rol modeller belirlemelerini sağlamak, uzun erimli ve dinamik iletişim ağları oluşturarak, ileri eğitim ve ortak araştırma fırsatları yaratmaları için olanak sunmak olarak belirlenmişti. Maryland Üniversitesi’nden Prof. kıvanç duymaktayım. Meslek hayatımda aldığım, beni çok gururlandıran ödüllerden bir diğeri de 2006 yılında layık görüldüğüm “Toplumun Her Kesiminde, Aydınlanma ve Farkındalığı Geliştirmeye Adanmış Yenilikçi ve Sürdürülebilir Etkinliklerle Örnek Hizmetler Vermiş Başarılı Türk Bilim Kadını” ödül ve unvanıdır. Atatürk’ün yolunu açtığı özgür ortamda, ACI’ın “öğrenmek için katıl, hizmet için ayrıl” ilkesini bir dereceye kadar gerçekleştirebildiğim için minnettarım. Kariyeriniz boyunca, alanınıza yönelik birçok ilkin de içinde yer aldınız… 1991 yılında kurduğumuz Türkiye’nin ilk Beyin Araştırmaları ve Sinirbilimleri Derneği’nin (TÜBAS) Genel Sekreterliği’ni ve uzun süre Başkanlığı’nı yürüttüm. TÜBAS, kurulduktan kısa süre sonra International Brain Research Organization (IBRO) ve SfN’nin kurumsal üyesi oldu; Federation of European Neuroscience Societies (FENS) kuruluş sürecinde asil kurumsal üye olarak bizzat yer aldı. Başkanlığım döneminde, derneğimiz dünyadaki ilk SfN Uluslararası Şubesi’ni kurmak için davet edildi. EÜ Fizyoloji Anabilim Dalı’nda kurduğumuz Türkiye SfN Şubesi sayesinde, Türkiye'de sinirbilimi alanında yapılan çalışmaların uluslararası tanınırlığı, entelektüel, finansal ve lojistik olanakları büyük oranda arttı. ECFMG bursiyerliğim sırasında merkezi ABD’de bulunan International Association of Medical Science Educators (IAMSE) kurucular kurulunda ve daha sonra seçilmiş yönetim ve diğer kurullarında görev yaptım. 1997’de, Dünya Tıp Eğitimi Federasyonu’nun (WFME) dünyada bir ilk olarak hazırladığı “Tıp Eğitimi Süreci, Mezuniyet Sonrası ve Yaşam Boyu Mesleksel Eğitim Kalite Standartları ve Akreditasyon Kılavuzları Üçlüsü”nün hazırlanmasında, Türkiye’den davetli ilk ve tek uluslararası hakem ve editör olarak yer aldım. Tıp Eğitimini Geliştirme Derneği’nin kurucu ve “Atatürk’ün yolunu açtığı özgür ortamda, ACI’ın 'öğrenmek için katıl, hizmet için ayrıl' ilkesini bir dereceye kadar gerçekleştirebildiğim için minnettarım.”
RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=