SEV Connect - İlkbahar 2019

66 CONNECT İLKBAHAR Tezi oldukça önemli bulan Freundlich, Paris Pişmiş’in ailesine giderek, büyük bir rasathanede bir müddet çalışmasının iyi olacağına ikna eder ve daha sonra Harvard’a mektup yazarak dünyanın en önemli astronomi merkezlerinden Harvard Rasathanesi’nde bir yıllık bir burs ayarlar. YILDIZ KÜMELERİ KÂŞİFİ Paris Pişmiş, Harvard’da yıldızların değişkenliği ve dönemlerini belirlemek amacıyla yapılan uzun vadeli bir projede çalışmak üzere, 1 Kasım 1938’de Türkiye’den ayrılır. 21 Kasım 1938’de Boston’a ulaşır: “Harvard’daki güzel günlerim böylece başlamış oldu. Dost bir ortamda, çok verimli araştırmalar yapma şansını elde etmiştim. Harvard, benim için büyük bir şanstı. Orada, gerçek bir astronomun, bir alanda uzmanlaşmadan önce astronominin tüm branşlarında belli bir düzeyin üzerinde bilgi sahibi olması gerektiğini öğrendim. Harvard'da yaşam standartlarım çok da iyi değildi, ama kazanımlarım o kadar fazla oldu ki, zorluklar bana hiçbir zaman önemli görünmedi. Harvard’ın rasathane ve enstitüsü daima çok önemli ve birinci sınıf olmuştur. Avrupa’da çalışan tüm astronomlar sık sık oraya gelir, konferanslar verirler. Bu vesileyle çok kişiyle tanıştım. Bilgi saham, bakış açım böyle bir ortamda çok genişledi.” Bir yıllığına Harvard’a gelen Pişmiş, 1939 yılında 2. Dünya Savaşı’nın patlak vermesiyle ABD’de kalmaya karar verir. Harvard’ın yöneticileri Pişmiş’e destek verirler ve iki yıl daha Harvard’da kalır. 100 bin civarında plaktan oluşan zengin koleksiyondan yararlanarak, değişen yıldızlar ve yıldız kümeleri üzerine çalışmaya başlar. Özellikle çift yıldızların mümkün oluğunu ispatlamasıyla dikkatleri çeker. Ancak birçok akademisyen o yıllarda savaşın zorluklarını hafifletmek için çalışıyordur. Bu nedenle bilimsel çalışmalarda ciddi bir yavaşlama olur. Savaşın hemen ardındansa ciddi bir teknolojik sıçramayla, astronomi büyük oranda gelişecektir. 1942 yılında Harvard’da modern astronomi öğrencisi olan Fèlix Recillas ile tanışır ve evlenirler. Birkaç ay sonra da Meksika’ya yerleşirler. İki çocukları olur. Kızı ve bir torunu da Pişmiş’in yolunu izleyerek astronom olurlar: “Ailemizde üç nesle mensup astronom bir arada bulunuyor. Birlikte yaptığımız yayınlar da var. Oğlum ise matematikçidir.” Pişmiş, Meksika’da Pueblo’daki Ulusal Astrofizik Gözlemevi’nin kuruluş çalışmalarına katılır. Değişen yıldızlar üzerine bir makale yazar, sonra galaksinin dönmesine dair bir çalışma yapar. 1948 yılında Guggenheim bursuyla yeniden ABD’ye gider. Orion yıldızların küme şeklinde olduğunu, kızılötesi yıldızların küme yaptığını gösterir. Ardından fotometriyle uğraşır ve 1960’lı yılların ortasında yeni yıldız kümeleri keşfeder. Bunlar literatüre, Pişmiş’in kısaltması olarak “PIS” koduyla kaydedilir. 23 tane yıldız kümesine Pişmiş’in adı verilir. 1968’de Meksika’da, içinde Tacubaya Rasathanesi’nin yer aldığı üniversiteye geçer ve burada astronomi eğitimini başlatır: “Bu vazife bana verildi. O zamanlar enstitüdeki tek doktoralı öğretim elemanı bendim. Şu anda UNAM'ın emekli üyesi ve Meksika Üniversitesi emeritüs profesörüyüm. Kendimi asla emekli olmuş gibi hissetmiyorum. Enstitünün sağladığı tüm araştırma imkânlarından istifade ediyorum. HemMeksika, hem Türk pasaportuna sahibim. Yılda bir kez Atlantik Okyanusu’nu geçmenin tüm yorgunluğuna katlanarak, mutlaka doğduğum topraklara, Türkiye’ye geliyorum. İzmir’i ziyaret ederek, kurulmasına katkıda bulunduğum Ege Üniversitesi Astronomi Topluluğu’nda görüşmeler yapıyorum. Astronomi, benim yaşamımı aydınlatan bir ışık oldu.” 1999 yılında, 88 yaşında Meksika’da hayata veda eden Paris Pişmiş’in bedeni, vasiyeti üzerine yakıldıktan sonra, külleri çok sevdiği yıldızlı gökyüzüne savruldu. Yazımızı, Harvard’a gitmesinde önemli bir rolü olan Yale Üniversitesi Astronomi Fakültesi’nden Dorrit Hoffleit’in onun ardından yazdıklarıyla bitirelim: “Paris Pişmiş, olağanüstü yeteneklere sahip bir bilim insanıydı. Yaşamı boyunca yaklaşık 20 ülkeyi ziyaret etti, buralarda Türkçe, İngilizce, Fransızca, Almanca, İtalyanca ve İspanyolca olmak üzere altı dilde konferanslar verdi. Meksika’da astronomi eğitiminin ve bu konudaki araştırmaların gelişimine büyük katkıları oldu. Ayrıca kadın astronomlar için bir rol modeli oluşturdu. Onun döneminde The National Autonomous University of Mexico’nun (UNAM) 80 astronomun yüzde 25’i kadındı.” KAYNAKLAR: •Füsun Oralalp, “Paris Pişmiş”, Bilim ve Teknik Dergisi, Eylül 1995, s. 38. •Dorrit Hoffleit, “Two Turkish Lady Astronomers”, JAAVSO Volume 33, 2005, s. 127, •Torres Peimbert, S., “Obituary: Paris Marie Pismis, 1911-1999”, Bulletin of the American Astronomical Society ; vol. 31, no. 5, p. 1607-1608 •Paris Pişmiş-Gabriel Cruz-Gonzalez (Torunu), “Reminiscences in the Life of Paris Pișmiș: A Woman Astronomer”, 1998. “Benim için araştırma yapmak her zaman çok hoştu. Zannediyorum ki bir hoca, öğrenci yetiştirirken mutlaka araştırma da yapmalıdır. Ancak araştırmacı hocalar, talebelere ışık tutabilirler… Bir şeyi öğretmek değil, araştırma tutkusu yaratabilmek önemlidir daha çok. Ben hep o şekilde, o tutkuyu yaratmak için talebelerime ders verdim.”

RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=