SEV Connect - İlkbahar 2018

CONNECT İLKBAHAR 39 tek tek lifler motiflerin üzerine konulur ve keçeleştirme işlemlerine gidilir. Keçe Avrupa’da, örneğin Finlandiya ve Litvanya’da da çok kullanıyor. Ben keçeyi çok seviyorum ve farklı teknikleri dekoratif amaçlı tasarlıyorum. Çarıklar, kâğıt ayakkabılar, çeyiz sandıklarında saklanan gelin ayakkabıları…Nedir sizi ayakkabıya yönelten? DEÜ Güzel Sanatlar Fakültesi’nde Moda ve Aksesuar Tasarım Programı kuruldu ve program deri ürünler ve takı gibi metal işlerin tasarımını kapsamaktaydı. Bu nedenle uzun yıllar ayakkabı ürün ve tasarımlarıyla iç içeydim. 2000’de Hindistan’a yaptığım bir seyahatte küçücük bir dükkânda bir zanaatkârın ilginç deri sandaletler yaptığını gördüm; böylece ayakkabı yapmaya karar verdim. Araştırmalarım Anadolu kültürü üzerine yoğunlaşmıştı. İlk koleksiyonum “Anatolian Fiber Shoes - Çarıklar”da Hitit kültürü esin kaynağım oldu. Ayakkabının anonim bir dili, sembolik bir anlamı var. Çeşitli teknikler kullanarak, serginin konseptine göre ayakkabı • "Vizyon çok önemli; bana bu vizyonu ACI verdi. Kendi ayaklarım üzerinde durabilmeyi, problemleri tespit edip çözebilmeyi öğretti. Daha ne olsun..." yapıyorum. Şu an 100’ün üstünde konsepte, farklı malzemelerle üretilmiş tasarımım var. Geçen sene yok olmaya yüz tutan bir tekniği, Gaziantep’in kutnu dokumacılığını çarıklarda uyguladım. Bu teknik 12’nci yüzyıldan bugüne yörede dokunuyor. Çok özel bir teknik olan kutnu dokumacılığı, bugün hayatta son kalan ustalarla ayakta tutulmağa çalışılıyor. Çalışmalarınızı tanımlarken, “dünle yarın, gelenekle modernlik, yerellikle evrensellik” kavramlarını kullanıyorsunuz. İlk etapta tezatmış gibi görünen bu kavramlar, aslında bir bütünün iki farklı parçası... Bu kavramların birbirinin olmazsa olmazı olduğu konusunda haklısınız. Yapılan iş, beni yansıtıyor. Anadolu’da dokuma sanatının alfabesi çok eskilere dayanıyor. Bizim halı ve kilimlerimizde çeşitli semboller kullanılır. Ve anonimdir bunlar, bir kişinin imzası yoktur. Benim de özelliğim bu; geleneği alıp modern bir çehre kazandırıyorum. Teknik çok eski ve yerel, yerelden alıp evrensele taşıyorum. Bütün dünyada herkes dokuma sanatını canlandırmaya çalışıyor. Dünle yarın kavramını ele alırsak. Bir ayakkabı, tasarlanıp vitrine konulduğunda eskimiştir; bir ay sonra da modası geçer. Ama benim önemsediğim saklanan, çeyizlere konmuş ayakkabılardır. Eserlerinizin yurtdışından gördüğü ilgiye dair neler söylemek istersiniz? Tekstil sanatını devam ettiren kültürler çok önemli. Örneğin Polonya’da üç senede bir bienal oluyor. Ben de çarıklarımla, bir yerleştirme yapmak üzere Polonya’ya davet edildim. Şu an Polonya’daki Lodz Tekstil Müzesi koleksiyonunda 15 adet ayakkabı heykelciğim var. Ayrıca Fransa'nın Lyon şehrinde bulunan Dekoratif Tekstil ve Dekoratif Yapıtlar Müzesi’nde gelin ayakkabılarımdan ikisi geçen yıl Aralık ayında sergilendi. İngiltere, Amerika ve pek çok ülkede sergiye davet edildim. Sizin bu sanata yönelmenizde ACI’ın sağladığı katkılar neler? ACI’ın bana en önemli katkısı, özgüven oldu. Biz toplamda sekiz yıl okuduk; bu süre zarfında çok iyi İngilizce eğitimi aldık. Teneffüsler dışında Türkçe konuşmamız yasaktı. Sanat tarihi de dâhil her şeyi İngilizce öğrendik. Üniversiteyi Viyana’da okudum. Oradaki giriş sınavları Almancaydı ve ben Almanca bilmiyordum. Ama okulun bana öğrettiği İngilizce ile Almanca sorularını bile cevaplayabildim. ACI’da okumanın o yıllardaki ayrıcalığı çok önemliydi. ACI’lıların ilişkisi, okulla başlayıp okulla bitmiyor. Sizin okul ve arkadaşlarınızla ilişkileriniz devam ediyor mu? Evet, bağlar devam ediyor. Dönem arkadaşlarımızla birlikte, düzenlenen çeşitli gezilere katılıyorum. Bugüne kadar Doğu Karadeniz ve Kars’a gittik. Yakınlarda yeni bir gezi daha var. Bununla birlikte 1973’ten Dokuz Eylül Üniversitesi’nde öğretim üyeliğine başladığım 1991 yılına kadar, dönem dönem ACI’da resim öğretmenliği yaptım. Son yıllarda “Kariyer Günleri”ne katılmak üzere, okuldan davet alıyorum. Bu yıl ilgi çok fazlaydı, özellikle de erkek öğrencilerde. Rehberlik Bölümü’nün düzenlediği Shade Days’e de katılıyorum. Defile yapmak isteyen çocuklar benim yanıma geliyor, birlikte kumaş seçiyoruz. Vizyon çok önemli; bana bu vizyonu ACI verdi. Kendi ayaklarım üzerinde durabilmeyi, problemleri tespit edip çözebilmeyi öğretti. Daha ne olsun...

RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=