SEV Connect - İlkbahar 2018

CONNECT İLKBAHAR 35 imkânlı ve az seyirci kapasiteli salonları, motivasyondan ve çalışıp çok iyi olma zorunluluğundan yoksun memuriyet sistemi, reklamsız ve medya desteksiz pazarlaması, en nihayetindeyse kısıtlı bütçeyle uluslararası olamayan yapımlarıyla, seyirci konusunda mucizeler yaratan bir ülke. İnternet üzerinden çıktığı anda biten biletler ve bu sanata gösterilen ilgi, gerçekten mucizevi. Gençlere gelirsek… Üstteki satırlarda saydığım koşullar ve eğitim sistemi yüzünden, sadece görsel değerlere sığ olarak önem veren genç toplumun, başka şekilde ele alınması gerekliliğini ortaya çıkarıyor. Gençlerin, içeriğinde derin edebiyat, birikim isteyen müzik anlayışı, ön yargısız açık fikirler, yeniliklerden ve tarihten haberdar bir düşünme yapısı barındırması gereken klasik müzik ve operaya ilgi duyması, ancak aileden başlayan uygar, modern, saygılı ve zengin eğitim sistemiyle olur. İlerisi için hâlâ umudum var. Geçen yıl, Rusya’nın en eski opera etkinliği 35. Fyodor Şalyapin Opera Festivali’nde sahneye çıkmak sizde nasıl bir duygu uyandırdı? Benim gibi mesleğini uluslararası platformda yapan opera sanatçıları, sesleri, kondisyonları ve repertuvarlarıyla her an bu tip organizasyonlara hazır yaşamak zorunda. Fyodor Şalyapin Opera Festivali, tüm dünyadan seçilen önemli seslerin ve yaratıcı kadroların bir araya getirildiği bir organizasyon. 15 günde, tek bir orkestra ve tek bir koroyla 12 büyük opera, sahne kantatı ve konser gerçekleştirilen bir organizasyonda, mesleğine âşık olmanın, her an hazır bulunmanın, bu aşkla çok çalışmanın değerini ve yararını, yanınızda söyleyen sanatçıdan, orkestra şefinden ve sabah başka prova yapıp akşam başka eserin temsilini gerçekleştiren tüm koro ve orkestra elemanlarının gözünden görebiliyorsunuz. 2019 yılında Carmen operasında Don Jose rolünü seslendirmemi istedikleri için de şimdiden hevesliyim. Çeşitli üniversitelerin ve sanat kurumlarının eğitimci kadrosunda yer alıyorsunuz İcra etmekle icra etmeye aday olanları yetiştirmek arasında ne gibi farklılıklar var? En büyük fark, öğretmenin çok daha zor olması… Enstrümanı vücudunun içinde olan birinin, kendi birikimini seyirciye aktarabilmek için geliştirdiği yapı, son derece özgündür. Yapabileceklerinizi ve sorunlarınızı bilip, çalışmalarınızı ve önlemlerinizi ona göre alıyorsunuz. Yetiştirilişi, karakteri, vücut yapısı, psikolojisi ve biriktirdikleri farklı olan genç birine, kendi tecrübelerinizden yola çıkarak, onun kendi enstrümanını, yani vücudunu, yaşam tarzını ve yaşayacaklarını tanıtmak, kabul ettirmek son derece zor bir iş. Keşke sadece enstrüman tekniğini öğretmekle bitse; zira opera şarkıcılığı yaşamınızı, kültürünüzü ve karakterinizi sesinize göre yapılandırmaktan geçer. ACI, eğitiminin yanı sıra sanatsal faaliyetleriyle de öğrencilerinin yaratıcılıklarını besleyen bir okul. Okulun bu özelliği, sizi nasıl etkiledi? Bu, en kolay cevapladığım sorulardan biri. Çünkü yanıtı çok basit: Eğer ACI, yani okulum olmasaydı, ben bugün opera sanatçısı olmayacaktım. Müzik, hayatımda her zaman çok büyük yer kapladı, ama hep gelişmiş bir hobi gözüyle bakıldı. Ta ki, Lise 2’de okurken sevgili müzik öğretmenim Kadriye Bayraşa, o senenin müzikalinin “The Fiddler on the Roof / Damdaki Kemancı” olduğunu açıklayana ve o dönem DEÜ Devlet Konservatuarı Müdürü olan eşi Müfit Bayraşa’nın müzik direktörü, konservatuar sahne hocası, değerli rejisör Necdet Aydın’ınsa oyunun rejisörü olana kadar... Tevye rolü için beni seçmekle kalmadılar; ailemle konservatuar sınavlarına girmem konusunda konuşmaktan tutun beni sınavlara hazırlamaya kadar, her şeyi yaptılar. Kısacası, davul çalıp şarkı söyleyen, okulun ilk müzik grubunu kurup konserler veren, ama turizm ve otelcilik okumayı planlayan benim gibi birinin, opera solisti olmasını sağlayan, okulumun imkânları ve eğitim anlayışıdır. Çalışmalarınızı hiç yurtdışında sürdürmeyi düşünmediniz mi? İzmir çok severek yaşadığım, Devlet Operama hizmet ettiğim şehir, ama mesleğimi her an gelen bir çağrıya hazır halde, her yerde yapıyorum. Amerika hariç çok fazla ülkede opera söyledim. Sadece günler önce, Azerbaycan’da Cumhuriyet'in 100. yılı kutlamaları nedeniyle Nahcıvan (3 Mayıs) ve Bakü’de (5 Mayıs) sahneye çıktım. Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’in doğumgünü nedeniyle 7 Mayıs’ta konser verdim. Önümüzdeki günlerde Rusya ve İtalya prodüksiyonlarım var. Bununla birlikte, 12-14 Mayıs’ta İzmir Opera ve Balesi’nde Giuseppe Verdi’nin “La Forza del Destino” eserini sahneledik. Uluslararası sanatçılarla ve orkestralarla gerçekleştireceğim kendi projelerimiz de son hızla devam ediyor. Bunlardan, Babil Şarkıları'nı gerçekleştirdik; yaratmaya ve uluslararası platformlarda konser vermeye devam ediyoruz. Eklemek istediğiniz herhangi bir şey var mı? “Olmasaydın olamazdım” diyebildiğim okuluma ve kalitesine çok ihtiyaç duyduğumuz eğitim konusunda bir nefer olan SEV’in çalışmalarına ne kadar teşekkür etsem azdır. Sanat ortak bir dildir, lütfen kullanalım… • Turandot, Otello gibi birçok opera eserinde sahne alan Gündüz, "Opera sanatçılığı yaşamınızı, kültürünüzü ve karakterinizi sesinize göre yapılandırmaktan geçer" diyor.

RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=