SEV Connect - İlkbahar 2018

22 CONNECT İLKBAHAR kasalarını kendi sistemlerimizle donatarak dönüştürüyoruz. Bu araçlarımız, her türlü güvenlik ve onay belgelerine sahipler. Bugün artık elektrikli tahrik sistemimizi mükemmelleştirdik ve tamamen bu elektrikli araç sistemimize uygun şasi ve kasayı da içeren tasarımlarımızı tamamladık. Sıfırdan her şeyiyle elektrikli otomobil üretecek durumdayız. Hem de istediğinizde iki çeker, dört çeker olabilen, istediğinizde SUV, istediğinizde spor kasaya sahip olabileceğiniz yenilikçi bir otomobil olacak. Elektrikli bir otomobili üretebilmek ne anlama geliyor? Biz temel olarak yazılım yapıyoruz. Ama bunu yapabilmek için öncelikle geçmeniz gereken bir sürü aşama var. Elektrikli otomobil yapmak için aslında ‘tekerleği yeniden keşfetmeniz’ gerekiyor. Bir araçta kullanılan mekanik, elektronik, elektrik, elektromanyetik bölümlerin tümünü, frenden diferansiyele bütün parçaları ve fonksiyonlarını yüzde yüz bilmeniz lazım. Bizim bugün şasi ve kasa dışında elektrikli aracımızda kullanılan bütün sistem parçaları, bütün iç tasarımlar ve bütün iç yazılımlar yüzde 100 bize ait. Biz bu sistemin hepsini, kendi geliştirdiğimiz tek bir ana beynin içinde topladık. Bütün kontrol mekanizmasını, tek bir yerden yönetiyorsunuz. Her şeyi bilmeniz gerekiyor ki; tüm aracı dolaşan ve sinir sistemi diyebileceğimiz kablolama sistemini tasarlayabilesiniz. Bu kablolama tasarımını yapamazsanız sistemin beyni olan donanım ve yazılımları, sistemin parçalarını çalıştıramazsınız. Beyinden nereye, nasıl bir kontrol, ne bilgi gideceğini ya da geleceğini bilmeniz lazım. Dünyada bu kablolama sistemini dizayn edecek üç şirket var. Birisi bizim şirketimiz. Sinir sistemini yaptınız, ama örneğin kaslarınıza ve organlarınıza enerji taşıyan kan damarları gibi, otomobilin içinde elektriği dolaştıracak bir kablo sistemi tasarımına ihtiyacınız var. Elektrikli otomobilde 400 volt 1800 amper dolaşıyor. Siz evinizde 220 volt 16 ampere dokunsanız ölüyorsunuz. Bunun yarattığı elektromanyetik alanı düşünmek bile istemezsiniz. Bunu, sinir sistemi dediğimiz diğer kablolardan çok iyi yalıtabilmeniz gerekir. Çünkü bu manyetik alan tüm bilgi akışını kesintiye uğratır. Beyni yaptınız, tüm parçalara ulaşan haberleşme ve enerji kablolama tasarımlarını yaptınız. Tüm bunları testlerden geçirip birlikte çalışabilmesini sağlamalısınız. “TAC ne demek mi? Her şey” Tüm bu mücadelenin ortasında TAC’deki günlerinizin nasıl bir katkısı vardır? Nasıl bir öğrenciydiniz? Ben kendimi anlatmayayım şimdi. Beni Erdoğan Kaynak Hocama sorun bence. İyi bir notla mezun oldum. Ama akademik başarının ötesinde iyi bir sporcu öğrenciydim. Yüzme ve hentbolda milli takımda yer alıyordum. Hâlâ spor yapıyorum. Master şampiyonalarında rekorlarım var. Tarsus’ta yatılı okudum. İnsanların karakterlerinin oluşmaya başladığı zaman giriyorsunuz okula. Yatakhane arkadaşlığı yapıyorsunuz. Biz 70’li yıllarda karışık bir dönemde okuduk. Duvarlar içinde daha çok birbirimize bağlandık, spora bağlandık. Tarsus’un benim için anlamını şöyle anlatabilirim: Kingdom of Heaven adında Ridley Scott’ın bir filmi var. Son sahneleri çok etkilidir. Kudüs’ü savunan Fransız şövalye, Selahattin Eyyubi ile son görüşmeleri yapar ve şehirden çekilmek için anlaşmaya varırlar. Şövalye, ordusuna doğru gitmekte olan Selahattin’e dönüp: “What is Jerusalem’s worth?” der. Selahattin döner, “Nothing” der ve yoluna devam eder. Ama üç adım sonra tekrar döner, ellerini göğsüne kaldırır ve “Everything” der. Tarsus benim için bir kıble. Her şey demektir. Yazılımkısmı da çok önemli gibi… Kodlamadan çok öncesi, entegre devre kartları, yani board’lar var. Bütün komponentları (parçaları) bileceksin, bütün kablolamaları ve bunların elektromanyetik alanlarını yok etmek için gerekli yalıtımları yapacaksın. Bunları yapabiliyorsanız, artık araçta kullanılan bütün boardları dizayn edebilmeniz lazım. Örneğin vitesler için bir devre kartı var. Bu kartları tasarlamanız için de mikro işlemcileri, diyotları, kapasitörleri, rezistörleri, hepsinin fonksiyonlarını çok iyi bilmek lazım. Biz elektrikli aracımızda 40 kadar değişik board kullanıyoruz. Arabayı çalıştıran, yürüten, durduran, denetleyen, tüm fonksiyonlar için kartlar yapacaksınız ve bunları elektromanyetik alan testlerinden; düşme, titreşim, su, ısı testlerinden geçireceksiniz… Bu testlerin hepsinden geçirmeniz gerekiyor. Biraz iddialı olacak ama, bu kapasiteye sahip dünyada hiçbir şirket yok. Arabanın kullanımı dışında ikinci beyin diyebileceğimiz örneğin batarya yönetim sistemi var. Biz sekiz bataryayı bir board ile kontrol edebiliyoruz. Amaç, gücü en doğru şekilde bataryalardan alıp tekerleklere verebilmek. Bunların hepsini kendiniz dizayn etmezseniz, çok ileriye gidemezsiniz. Tesla şirketi, aracın beynini Bosch’tan alıyor. Biz kendimiz yapıyoruz. Aracın batarya yönetim sistemlerini Panasonic’ten alıyor. Biz kendimiz yapıyoruz… Gündemdekiler

RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=